The Mind.

218 11 0
                                    

Bölüm Şarkısı:Halsey-Control

KOL
_______________________________
"Esir düştü kalbim aşka,
Gözüm yok parıldayan altınlarda.
Beni avutacak kimsem yok,
Şu cesur denizcimden başka.

Toplanın güzel kızlar,
Her kim olursan gel.
Cesur denizciye aşıksan,
Öfkeli denizi aş da gel."

Basit bir şarkıydı bu.Huysuz bebekleri uyutmak için Vikingler tarafından uydurulmuş ucuz bir ninni.Basit bir melodinin üzerinden sakin sakin söylüyordun,liman şehirlerinde yaşayan Vikinglerden çıkmış olsa gerekti.
Annem bizi kendi çocukluğunda ve kendi vatanında öğrendiği ninnilerle uyuturdu,babam ise,doğal olarak,bize ninni falan söylemezdi.Bu basit şeyi sadece bir kere,Finn'in sesinden dinlemiştim.Henrik bebekti,ben ise soğuk algınlığı yüzünden yatak döşek yatıyordum.
Annem ve babam Henrik'i (bebek olduğu için) ve beni (hasta olduğum için) evde bırakıp başımıza da Finn'i dikmişti.Diğer çocuklarını alıp onları akşam yemeğine davet eden komşumuza geçmeden bebeği uyutmuşlardı neyse ki.
Fena grip kapmış olsam gerekti.Annem ağabeyime bebeği bana yaklaştırmamasını tembihlemişti.
"Finn?" Dedim annemin gitmeden yaptığı yemeği tabağa koyan ağabeyime.
"Evet?"
"Aç değilim ben." Dedim."Başım ağrıyor."
Ellerini beline koydu."Aslında açsın fakat hissedemiyorsun."
"Hayır,aç değilim."
"Ye,Kol." Dedi yanıma oturup beni yataktan doğrulttuktan sonra."Annem yemek yemeyi ihmal etmeyecek dedi." Sırıttı ve devam etti."Emir büyük yerden anlayacağın."
Yemeği zorla boğazımdan aşağı ittirerek yedikten sonra tekrar uzandım.
"Başın nasıl?"
"Ağrıyor."
Başucuma oturdu ve başparmaklarını anlıma bastırıp gezdirerek masaj yapmaya başladı.
"İyi geliyor mu?" Diye sordu.Elimle "eh" anlamında bir işaret yaptım.Güldü.
"Arghhhhh!"
Bir bebek ağlamasının odayı doldurup sessizliği dağıtması üzerine kapattığım gözlerimi açtım.Finn başımdan kalkıp beşiğe doğru yürürken ağzının içinde bir küfür döndürdü.
"Ne bağırıyorsun?!" Dedi sert bir sesle,ses tonundan bir şey anlayamayacak olan bebeği kucağına alıp sallarken.
Eliyle sırtını pışpışlamaya başlaması çocuğun sesini tamamen kesmese de azaltmıştı.
"Onu sakinleştirmen gerek." Dedim sanki çok bir şey biliyormuş gibi."Kabus falan gördü herhalde."
Minicik bebek nasıl kabus görür diye sormayın,çocuk aklımla konuşmuşum işte.
"Havaya atıp tutmayı falan mı denes.."

"Esir düştü kalbim aşka,
Gözüm yok parıldayan altınlarda."

Odanın içi bir anda ergen bir erkeğin çatallı sesinden çıkmasını beklemeyeceğiniz hoş bir tınıyla doldu.Bebeğin bağırması ise kademe kademe azalmaya başlamıştı.Sonunda durdu ve merakla kucağında durduğu genç adamı izlemeye başladı.

"Beni avutacak kimsem yok,
Şu cesur denizcimden başka."

Ben de pür dikkat ağabeyimi dinlemeye başlamıştım istemsizce.Yataktan hafifçe doğruldum.

"Toplanın güzel kızlar,
Her kim olursan gel.
Cesur denizciye aşıksan,
Öfkeli denizi aş da gel."

"Sustu." Diye fısıldadım performanstan sonra odaya çöken kısa sessizliği bölerek.
"Uyudu." Dedi."Niye şaşırdın o kadar?Çocuklarla aram iyidir,biliyorsun."
"Bu şeyi ilk defa duydum." Dedim çocuğu beşiğine yatırıp yanıma oturunca."Sen nereden biliyorsun?"
"Geçen gün Elijah mırıldanıyordu."
Yüzümü ekşittim."Elijah'ın sesi kargaya benziyor!"
Güldü."Nereden biliyorsun?"
"Ateşin başında şarkı söylerken duydum.Ama seninkini daha önce duymamıştım.Çok güzelmiş,Finn."
"Teşekkürler." Dedi beni yerime yatırıp üstümü örterken."Geç oldu.Sen uyu,ben annemleri beklerim."
"Finn.." Dedim ince sesimle.
"Evet?"
"Bana da söyler misin?"
Ağabeyim bu garip istek karşısında bir süre affalladı.Sonuçta yeterince büyük olduğunu iddaa eden kardeşi ondan ninni söylemesini istiyordu.Fakat sonra gülümsedi.
"Peki,bir sakıncası yoktur herhalde."

Mikaelson'un OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin