Özgürlük.Tüm istediğim buydu.
Nefeye gideceğime kendim karar vermek istedim.Ne yapacağıma,ne kadar kalacağıma kendim karar vereyim istedim.
Seveceğim kişiye kendim karar vereyim istedim.
Ağabeyim Klaus şıpsevdi olduğumu düşünür,ne de olsa iki güne kalmaz başkasını bulur der ve çoğunlukla aşık olduğum veya aşk acısı çektiğim zaman beni ciddiye almazdı.
Aşk her önüne gelenle paylaşılmayacak kadar özel bir duygu.Sevgi de öyle.Nitekim Klaus'un kıskançlığı da buradan geliyordu,tanımadığı bir erkeğin dağdan gelip de bağdakini kovması kanına dokunuyor olacaktı.
Elijah'ın uzun zaman önce,1700'lü yıllarda söylediği bir sözü asla unutmam:"Ne olursa olsun biz bir alie olacak kalacağız." Demişti.
O günden beri sürekli bu cümlenin doğruluğunu sorgulayıp durdum.Bir tarafım koşulsuz şartsız bunu bilmek,bunu söylemek istyordu.Öteki tarafım ise olaya çok daha karamsar yaklaşıyor,ne yaparsak yapalım asla gerçek bir aile olamayacağımızı söylüyordu.
Fakat bu sorgulama bugün nihayete erdi.Çünkü ben anladım.Ölüme bile birlikte yürüyen gerçek bir aileyiz biz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mikaelson'un Oğlu
FanfictionWilliam Cameron için "Mikaelson",bir soyad değildi.Sevgi adına bildiği her şeyi tek bir gecede yok eden adamın bozuk kanının damarlarında aktığını hatırlatan ve bir lanetmişcesine isminin hemen peşinden gelen korkunç bir etiketti. O,damarlarında do...