18. Bölüm

6K 214 4
                                    

Rüya! Allahım tam karşımda. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyorum. Bu manzaraya kendimi fazla kaptırmadan yakamda bulunan mikrafona konuştum.

"Rüya'yı buldum. Şuan görünürde. Herkes 1 kilometre ilerideki boş arazide toplansın".

Ardından tekrar ederek daha iyi anlaşılmasını sağladım. Diğerleri ağaçtan inerken ben dürbün ile hala Rüya'yı gozetliyordum.

Balkonda duruken arkasında bir adam belirdi. Kim di ki bu?

Rüya'nın tam yanında dışarıyı gözetliyordu. Ona bir yandan da yaklaşmaya çalışıyordu .

Yoksa bu o adam mıydı.
"Abi hadi"!
Mert mikrofonundan konuşup beni uyarıyordu. Rüya'ya son kez bakıp ağacın tepesinden atladım.

İner inmez Mert'e sarıldım. Kulağına "onu gördüm" diye fısıldadım.
"Bende gördüm".
"Durumu sence iyi midir? Baktığımda gayet iyiydi".

"İnşallah, iyidir de işte..".

İkimiz de arabaya doğru yürüyorduk. "Nasıl,  anlamadım"?
"Yaa sen şimdi onun için burada bitip duruyorsun. Ee haliyle hırpalanıyosunda".
Yüzüne şımarık bir gülümseme takarak beni sinir etmeye çalıyordu.
"Eee Mert". Dişlerimin arasından tıslayarak konuştum. Omzuna elimi attım ve temas ettiğim yeri sıktırmaya başladım.

"Ayy.. işte oda seni özlüyordur. Yani ruhsal açıdan iyi değildir".

Elimi serbest bıraktım ve ceplerime soktum. "Aslında olabilir".
"Ulan Kuzey".

Kahkalara girmişken arabaya ulaşmıştık zaten. Sıla ise arka tarafta uyuya kalmıştı.

Mert yanıma oturacakken arka tarafa Sıla'nın yanına gitti.
Hayırdır?
"Ne oldu Mert" gözlerimi kısarak ona baktım.
Sessizce konuşarak.
"Ya şimdi boynu falan tutulur o yüzden ben de yanına geleyim dedim".
Arabayı çalıştırdım ve "iyi bakalım öyle olsun ".
Diyerek geçiştirdim. Mert, Sıla'nın başını bacaklarına koymuştu. Benim görmeyeceğimi zannedip saçlarını okşuyordu. Vay Mert bey ben bunun sizin yanınıza bırakırmıyım. Artık Mert'i tam ok ikiden vurma zamanı gelmişti. İçimde şeytan harekete geçmişti ama öncelikle Rüya'ya odaklanmalıydım.

Hızla buluşacağımız araziye doğru ilerlemeye başladım.

....
Herkes bir çember oluşturmuş pür dikkat beni dinliyorlardı.
"Artık saldırı 2.planda. Benim planıma göre ben ve bazı kişiler oraya çalışan olarak gireceğiz. ". Herkes kafasını onaylar biçimde salladı.
Arkamdan bir kız konuşmaya başladı. O kıza doğru dönerken bunun Fatma olduğunu gördüm. Yüzüme sert bir ifade takılarak konuşmasını bekledim.

"Peki sizinle o eve girecek olan kişiler ne gibi özellikleri tarafından belirlenecek"?
"Çocuksu planları olmayan, güvendiğim insanlar olsun. Bunlar önemli etmenler. Ben zaten belirledim. O eve girmek için çırpınmaya gerek yok".

Yüzünü asarak gözlerini benden kaçırdı. Oradan bir erkek söze atladı.
"Peki diğerleri ne olacak"?
"Diğerleri; bazıları evi çevreleyecek bizi korumak amaçlı,  bazılarınız ise jette bize takılan navigasyon cihazı ile yer bildirimleri ve yönlendirmelerde bulunacak".

"Peki efendim".
"Şimdi herkes jete gitsin ve iyice dinlensin ".
Hızlıca topluluktan uzaklaşıp arabaya doğru ilerlemeye başladım.

Aklıma sahte belgeler gelince bir an duraksadım. Arkamı döndüğümde gözüm Musa'yı arıyordu.

Heh buldum.
"Musa"!
Diye bağırdım. Seslendiğim an bana doğru koşmaya başladı.
Kafasını öne doğru eğerek diyeceklerini bekledi.
"Musa yarına kadar ben,Mert,Sıla,Adnan,Büşra ve Sinan'a göre sahte kimlikler- belgeler çıkar. Geçmişimizle alakalı olmasına özen göster".
"Peki efendim".

DOKTORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin