Bölüm şarkısı -Pera En güzel mevsimim :)Tam tamına 3 gün geçmişti Kuzey'in gidişi ardından. Neden, niçin gittiği hakkında hiçbir fikrim yoktu ama bazı yerlerde 'benim' yüzümden mi gidiyor diye sormuyor da değilim. Bana yaptığı şeylere rağmen onu o kadar özlemiştim ki... Karşımda görsem sıkı sıkı sarılırdım ona. Ama yok işte..
Sıla ile Mert'in evine yakın olan bir yerde ev tutmuştuk. Ben kendi evimi satılığa çıkarmış , o mahalleden uzaklaşmıştım. Beni bulma ihtimalleri burda da yüksek olsa bile en azından Mert'ler vardı. Herhangi birşey olduğunda onlara gidebilirdim.
Yataktan doğrulduğumda hızla lavaboya yöneldim. Rutin işlerimi halledir halletmez zil çalışmıştı. Şüphesiz gelen kişi Mert idi. Çünkü her kahvaltı da bizde oluyordu. Sıla kapıyı açmış olacak ki Mert konuşmaya başlamıştı . Odadan oturma odasına doğru ilerlediğimde, Sıla kahvaltıyı kurmuş, Mert ise bizi beklemeden kahvaltıya başlamıştı. Aptal bir gülüşle Mert'in karşına oturdum.
"Günaydın" derken tabağıma domates dilimlerini koyuyordum.
"Günaydın Rüya" dedi boğuk sesi ile.
"İlk önce ağzımdakileri bitirsene" diyerek sitem ettim.
"Hı hı" dedi ve yüzüme bir kere dahi bakmadan kahvaltısını devam etti.
"Günaydın canım". Sıla elindeki çaydanlığı masanın üzerine zar zor bırakmış, oturmuştu. Başım sallayarak cevabımı verdim. Masada Mert ve Sıla olmasına rağmen bana o kadar boş geliyordu ki. Yokluğu.. onun yokluğu çok kötü birşeydi. Birden kesilen iştahım yüzümden masadan kalktım. "Afiyet olsun" dedikten sonra herhangi bir koltuğa oturdum. Özlüyorum işte.. Başımı geriye yaslayarak onunla olan birkaç anımı düşünmeye başladım. İlk karşılaşmamız da ne kadar sinirliydi. Sonra benim bacaklarımda uyuya kalması... Ahırda yaşadığımız o muhteşem an. Ve sonra beni öpüşü. Ah! Kuzey gel artık.
"Sen iyi misin"?
Mert yanıma oturarak elini omzuma dayadı. Kafamı sallamakla yetindim. Yüzümü ona çevirince hafif güldüğünü, gözlerinin parladığını gördüm.
"Hayrola" kaşlarımı kaldırarak sormuştum ki Mert kaşlarımı üzerinde baskıda bulunup sert halimden çıkmamı sağladı. Ellerini dudaklarımın yanlarına gittiğinde yay şeklini almasını sağladı.
"Böyle gülümse" dedi sırıtarak ve "bugün akşam bir partiye gideceğiz. Fazla kişi olmayacak zaten biz ve bazı ajanlar" hafif bağırarak ekledi Sıla'nın duyması için.
"Harika olur" dedi Sıla büyük bir heyecanla.
"Ee Rüya ne dersin. Gidiyoruz dimi"?
"Mert, aslında canım hiçbir şey istemiyor" dedim ve başımı öne eğdim.
"Hep böyle evdesin. Gülmüyorsun. Yemek yedikten sonra direkt odana çekiliyorsun. Bu parti sana iyi gelecek". Mert biraz kızmış olacak ki çenesini kasılmıştı. Sonra elini alnına vurarak,
"Hepsi senin için" derin bir nefes alarak, koltuğa yaslandı.
"Tamam o zaman akşama ne giyeceğime bakıyım" diye ayağa kalktım. "İşte benim kızım" dedi hafif kıkırtı ile.
"O zaman ben de bir elbise seçeyim" diyen Sıla kolunu omzuna atarak adımlarıma ayak uydurmaya çalıştı.
"Ben de televizyon izlerim". Ve son duyduğumuz şey Mert'in o kalın çığlığı idi.
Odama geçtiğimde iki tane elbise çıkardım. Biri siyah diğeri beyazdı
Siyah elbise: üstü tarafından kollarına kadar dantelli, hafif göğüs dekoltesi olan mini bir elbiseydi. Aslında şuan ki hissettiğim duygulara tercüman olan bir renkti. Siyah.
Beyaz elbise: straplezdi ve tam bel hizasına hafif bir yerden etekleri açılmaya başlıyordu. Sırtı ise çapraz bandajlarla kaplanmıştı ve oldukça beğendiğim elbise idi.
Siyah elbiseyi dolaba geri asarak, beyaz elbiseyi yatağımın üstüne düzgünce koydum. Akşama bunu giyecek idi. Ayakkabı ve çantada ise siyah bir renk kullanacaktım. Hazırdılar zaten....
Saat 20:00
Elbisemin üzerinden ellerimin ile geçtim. Güzel olmuştum tahminimce. Yüksek topuklu ayakkabılarımın fermuarını çektikten sonra odadan dışarı çıktım. Saçlarımın üzerinden sadece düzleştirici ile geçmiştim doğrusu fazla özenmemiştim ama makyajım oldukça iyiydi. Kıpkırmızı rujum yüzüme renk katmıştı ve göz rengim ile çok uyumlu olmuştu.
"Ben hazırım" dediğimde Mert bir ıslık, Sıla da " Harika" diye karşılamıştılar beni.
Sıla gece mavisi elbisesiyle çok çok güzeldi. Eh Mert bir takım giymişti ve üstüne bir şişe parfümümü boşaltmıştı. Kokusu evin içini doldurmuştu.
"Hadi gidelim güzellerim" dedi Mert. İlk önce Sıla'yı sağ koluna sonra bana yaklaşarak sol koluna geçmemi sağladı. "İki fıstık yanımda. Şansa bak be" dediğinde biraz göğsü kabarmıştı, sanki küçük dağları ben yarattım havaları veriyordu.
Hızla arabasına binmiştik, Sıla ön tarafa oturduğu için ben arka tarafa geçtim. Başımı cama dayayıp boş kaldırımları izlemeye başladım. Aynı benim gibi, bomboş..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTORUM
ChickLitYorumlar üslup çerçevesinde olursa sevinirim. Depo'dan çıkmış, bize yardım eden güneş ışığının eşliğinde hilal şeklini almıştık. Herkes tek dizinin üstüne çökmüş, diğer dizinin üstüne ise silahını göz hizasından ayırmamak sureti ile tetikte bekliyor...