Kuzey'in Ağzından
Önümüzde 3 adam ilerliyorduk. İçimi garip bir heyecan kapladı. Her adımda Rüya'nın kokusunu hissediyordum. Gülümsemek istedim fakat şu durumda yanlış anlaşılma olasılığım vardı....
İşe alınmamız durumda bir kaç çalışan çalışacağımız yerleri en ince detayına kadar göstermişlerdi.
6 kişi etrafa dağılmıştık. Şimdi etrafa iyice alışacaktık.
Bizim içim önemli olan yerler; çıkış kapıları ve o kapılara ulaşacak olan yerlerdi.Ben tek başıma uzun ince bir koridorda ilerlerken etrafında kimsenin olmadığı bir rahatlıkla girebildiğim odalara giriyordum.
Abi bir evde 10 tane banyo olabilir mi ya? Hem şaşırıyordum hem lanet okuyordum. Dünyanın her yerinde bir kuru ekmeğe muhtaç olan insanlar varken bu insan demeye bile çekindiğim varlıkların parayı bilinçsizce harcamaları çok haksızca idi.
İkinci kata çıkmak için ilerideki merdivenlere yöneldim. Sıkıntıyla yürürken gözüm duvara kalmasıyla Rüya'yı gördüm.
Allahım bu kızı nasıl bir şekilde sınava tâbi tutuyorsun . Kızı izlemeye İstanbul'da başlamışlar lanet olsun lanet.10 dakikadır evin içinde dolanıyorum ama hala Rüya'ya ulaşabilmiş değilim.
Yan yana bulunan odaların ilkine girmeye çalıştığımda odanın kilitli olduğunu gördüm. Belki bir ihtimal açarım diye düşünmüştüm ama nafile.İkinci odaya doğru ilerledim. Burası banyo idi. İçeriye girdiğimde odanın kilitli olan oda ile bağlantılı olduğunu gördüm. Kapıdan içeriye girdiğimde...
Odada kimse yok idi. Neredesin Rüya neredesin?Gözlerim odanın içinde gezinirkene ilerideki balkona doğru ilerlemeye başladım.
Bu balkonda Rüya ve o adamı görmüştüm.
O zaman bu oda Rüya ve ona aitti. İçimde hafif ezilme duygusu yer aldı. Kendime gelmek için başıma sağa sola sallayarak elimle kendimi hafifçe tokatladım.
Balkondan çıkıp odaya tekrar dönüş yaptım. İleride fark edemediğim bir kapı vardı. Oraya doğru ilerledim ama benden önce kapı açılmıştı bile Rüya!Aman tanrım!
Soluğum kesilircesine bir hal almıştı. Nefes alışverişlerim düzensizdi. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Üstündeki bornozu takmasızın ona doğru koştum ve sarıldım.
"Rüya" sesim o kadar kısık çıkmıştı ki. Ben bile duymakta zorluk çektim.
"K-Kuzey"! O ise kendini kekelemekten alamıyordu.
"Sen g-gerçekten b-burada mısın"?
"Evet canım buradayım".Kendimi geriye çektiğimde yüzüne dolu dolu bakıyordum.
"Sen n-nasıl beni buldun"?
Elleri yüzüne kapatmaya giderken onu durdurdum.
Ellerini benim yüzüme yerleştirmesini sağladım.
"Bak beni dinle Rüya. Şuan bunu sana açıklayamam ama bil ki seni kurtaracağız".
"Sen k-kimlerle geldin"?
"Mert-Sıla ve birçok arkadaşımla".
"Burayı nasıl buldunuz aklım hayalim şaşıyor".
"İşimiz bu"!
"İşi--"
Rüya tam bana soru soracak iken kapıya yaklaşan adım seslerini duyduk. Hemen ağzını kapatmamla banyo olan yere kendimizi sokmam bir oldu. Banyo çok büyük sayılmazdı.Duvara Rüya'yı yaslayıp ses çıkarmamasını istedim. Ellerim başının olduğu taraflarda yerini aldı. Yüzümüz karşılıklı idi ve birbirimize çok yakındık.
İkimiz sanki son sürat koşmuşçasına nefes alıp veriyorduk. Yakın olduğumuz için de nefeslerini birbirine karışıyordu. Gözlerim gözlerini delerkene kapı diğer kapı çalındı.
Bir cevap alamayınca kapıyı açtı.
"Rüya neredesin".Bu El-Yasabeydi.
Bu adamı öldüresiye dövmek o kadar çok istiyordum ki. Yaşadığım bütün zaman boyunca sinirlendiğim anları hatırlayıp yüzünü dağıtmak istiyordum ama biraz zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTORUM
Chick-LitYorumlar üslup çerçevesinde olursa sevinirim. Depo'dan çıkmış, bize yardım eden güneş ışığının eşliğinde hilal şeklini almıştık. Herkes tek dizinin üstüne çökmüş, diğer dizinin üstüne ise silahını göz hizasından ayırmamak sureti ile tetikte bekliyor...