Yaşamak için oksijen gerekir. Verdiğimiz kirli hava sayesinde aldığımız temiz nimet bize hayatımızın ilerlemesi için bir seçenek sunar.
Fakat, Kuzey denen o adamın nefes alarak boğuluşunu size nasıl anlatayım? O gözünden akan yaşların oluşturduğu gölcüğün derinliği size nasıl izah edeyim?
Şuana kadar yediği sakinleştiriciler sayesinde asla uyuyamayacağı uykusuna dalan ve gözlerini açtığında etrafa ve kendisine küfürler savuracak o adamın pişmanlığını ben size nasıl anlatayım.Adam, şuan Sıla'nın verdiği güçlü sakinleştiriciler ile uyumuştu. Çünkü o haberi duyar duymaz her tarafı yıkmaya başlamıştı. Yanında bulunan sevdiklerine zarar vermeye mantıklıca düşünmemeye baş göstermişti.
Sıla ve Mert ajanlara haberi tez bildirip harekete geçmelerini sağlamıştı. Adam cafede bekliyor olacaktı ve ajanların kurduğu plan ile Deniz'in yerini öğreneceklerdi.
Rüya, Kuzey'in baş ucuna oturmuş kızarmış gözleri ile onun saçını okşuyordu. Bir insanın üstüne domino taşları gibi acıları devrilebilir mi ?
Kızın boğazında atan kalbi onun daha da paniğe sokmasına yol açıyordu. Kuzey için ya Deniz ya Rüya...
Bunun düşünülecek bir tarafı yoktu. Kardeşi onun canıydı. Bir insanın canını kaybetmeye göze alabilir mi bir kadın için? Saçma..Kız adamın yanağına bir buse kondurup evden hızlı adımlarla ayrıldı. Mart ayının son haftasındaydılar. Artık o havada ki buz gibi soğukluk kendini sıcak meltemlere bırakmıştı. Kız, sokakta gözü kararmış bir şekilde ilerlerken gecenin karanlığı onu korkutuyordu. Kızın karanlık korkusu girdiği pis ve dar sokaklarda bir üst mertebeye ulaşıyordu. Geçtiği çöp konteynerin içinde miyavlayan arsız kediler, önünden geçen ağzı salyalı köpeklerin havlaması insanı yalnız girdabının içine itiyordu. Oysa ki kızı gözetleyen görünmez birinin olması, merhamet geçitlerinden yol almasını, onu kudreti ile evine sapasağlam ulaştırmasını unutmaması gerekir. Şuana kadar kız hiç namaz kılmış mıydı?
Aklına takılan soru kızın kalbinin sıkışmasını sağladı. Babaannesi ile birlikte olduğu zamanlar..
Pişmanlık boyu artarken aklına gelen söz ile omzu düşük bir halde evine kestirme olan yola saptı.
Son pişmanlık neye yarar??...
Sırt çantasını hazırladığına kanaat getirip tekrardan evinden dışarı çıktı. Sıla ve Mert'i son kez görme şansını kaçırmıştı. Çünkü o ikisi ses kaydını duyar durmaz sakinleştirdiği Kuzey'in ardından, İstanbul'da ki depolarına yol almışlardı. Olsun, 7/24 onlar ile birlikte idi, bu sefer ayrılıkları böyle olsun.Kuzey'in evinin önüne geldiğinde içeri girebileceği bir pencere arıyordu gözleri. Ön taraftan girme şansı hiç yoktu o yüzden arka tarafın ikinci katındaki balkonuna çıkıp direkt adamın odasına gelecekti.
Ona yardım eli gibi uzatılmış dallı ağaca tırmanmaya başladı. Elleri tırmanma aşamasında birkaç karıncanın ısırıklarına maruz kalmıştı. Olsun.
Sol ayağını balkonun demirlerine atıp elleri ile oraya tutundu. Kendisini güç bela balkona attığında hızla adımlar ile peni sağa doğru kaldırmaya başladı.Kuzey yatakta mışıl mışıl uyuyordu. Kız adama bakınca durmak bilmeyen göz yaşları kendi özgürlüklerine bırakmıştı. Kız yavaşça başını adamın boynuna gömüp başka zaman alamayacağı o muhteşem kokusunu içine hapsetti. Kafasını kaldırdığında adamın yüzüne akan gözyaşları dudaklarında son buldu. Rüya adamın sözünü hatırlayıp kırgınca gülümsedi.
"Gözyaşlarından öperim".
Zaman su gibi akıp geçerdi değil mi?
Saate baktığında gitmesi gerektiğini anlayan kız adamın dudağına öpücüğünü bırakıp, Kuzey'in en sevdiği tişörtünü çantasına attı.
Adamın ise en sevdiği o yeşil renkli üstünde beyaz harfler ile 'Rüyalar senin yönündür' yazılı tişörtü çantasında çıkardı ve o büyük ellere bıraktı.
Ardından çıkardığı cebinde ki mektubu adamın başucunda duran sehpaya bıraktı.Mektup...
"İnsanın hayattan koparılması onun ileride karşılaşacağı cennet-cehennem'e bırakılması üzerine olacaktı. Siz benim hayatımsınız ve ben sizden kopuyorum. Önümde ki cehennem azabı saatler sonra başlayacak. Sizin kalbinizde oluşacak yara Deniz'in gelmesiyle kabuk bağlayacak. Yakın arkadaşlarım, kardeşlerim Sıla ve Mert; birbirinizi sakın üzmeyin, kırmayın. Hayat bu takılır düşeriz bir daha kalkmamak şartıyla.
Kalbimin kralı; beni sakın unutma olur mu? Kendine benim gibi seven birini bul... zamanla. Hayatında bulunan küçük-kısa anıların olayım senin ve öylede kalayım. Allah'a emanet ol. Seni seviyorum DOKTORUM".Ve kız o cehennem azabının sahibine doğru mıknatıs gücünde ilerlemeye başlar.
Ve kız gider.
Olan geride kalan adama olur.
Belki hiçbir zaman buluşamayacaklar,
Hep bir boşluk içinde yaşayacaklar,
Ama şunu da unutmayacaklar,
Allah'a emanet edilen kişi er ya da geç dua edenin başına gelir.
Kuzey ve Rüya dünyada değil de ebedi olan hayatta buluşurlar.
Belki... :)Çerez ama bir o kadar da acı bir çerez bölüm :)
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTORUM
ChickLitYorumlar üslup çerçevesinde olursa sevinirim. Depo'dan çıkmış, bize yardım eden güneş ışığının eşliğinde hilal şeklini almıştık. Herkes tek dizinin üstüne çökmüş, diğer dizinin üstüne ise silahını göz hizasından ayırmamak sureti ile tetikte bekliyor...