3 saatlik alışverişten sonra eve gelen beşli kişi kendini Rüya'ların evinde bulmuştu son olarak.
Sıla'nın hazırladığı acı kahveleri yudumlarken Kuzey ve Rüya'nın göz göze gelmesi ikisi için yeni bir aşk tohumunu doğuruyordu adeta..
Kuzey'in telefonuna gelen mesaj herkesin ilgili odağı olmuştu biranda. Ekrana bakan adam hızla telefonun kapatma düğmesine basıp elinde sıkı sıkı tuttu o alet yığınını.
"Ne oldu"?
Rüya, Sıla'nın yanından kalkıp Kuzey'in yanına attı kendini. Doğrusu o gelen mesaj onu o kadar çok meraklandırmıştı ki, eğer adamdan korkmasa o telefonu elinden alacaktı ama nerde...
"Önemli birşey değil".
Sizce buna kim inanırdı ki?
Adamın beti benzini atmıştı.
"Anlat dostum".
Mert bacaklarını sehpaya uzatmış, bardaktaki kalan son yudum kahvesini yudumlayarak heyecan ile sormuştu.
"Babam" deyince Kuzey, odada ki sessizlik biran da kan akışını duyma seviyesine, sanki 40 desibellik özel olan odada duruyormuşçasına hissediliyor herşey.
"Ne demiş". Biran bile kafası parmaklarından ayırmayan Sıla ağzındaki yaramaz fasulyeleler sayesinde kendini tutamamıştı.
Şu var ki Kuzey eski rengini geri almış ve şuan oldukça memnumuş gibi gülümsüyordu.
"Ne olacak Deniz'i görmek istiyormuş".
Sanki imkansızlığı anlatır gibi çıkmıştı her kelime ağzından. Babasından bu kadar mı nefret ediyor?
Ne olursa olsun o bir baba ve yaptığı suçun büyüklüğü ne kadarda göze batan cinsten olsa da ona hala saygı da kusur etmemek gerekirdi.
"Peki, sen izin veriyor musun"?
Kısık gözleri sayesinde oluşan yüzünde ki kırışıklar adama meydan okurcasına daha da belli ediyordu kendini. Rüya hızla adamın elini tuttu ve ona destek verircesine "Sen bilirsin" diye fısıldadı.
Gözleri üzerinde ki o merhamet duygusu kendini belli etmeye, artık eskisi gibi değil yeni bir Kuzey olarak hayatta ki abilik, kardeşlik ve özel bir eş adayı olan vazifesinin hakimiyet kurduğu nadir duygulardan birini şimdi uygulaması lazımdı.
Aldığı derin nefeste kızın o çilek kokusunu da göz ardı edememiş son molekülüne kadar çekmeyi başarmıştı.
"İyi ki yanımdasınız". Hepsi ile kurduğu göz teması üzerine oluşan acı dolu tebessüm herkesi etkilemiş ama bir yandan da aralarında ki kuvvetli bağı sağlamlaştırmıştı..
"Gençler benim gitmem lazım" diyen Mert oflaya puflaya yerinden kalmayı başardı. Giderken attığı karizmatik bakış sayesinde Sıla'nın gönlünde yeniden bir taht kurmuştu. Son kez yaptığı göz kırpma olayı ile Sıla ayaklandı ve hızla çantasını alarak Mert'in arkasından gitti.
Bu ikilinin aralarında ki anlaşılmayan farklı bir sevgi bağı onları birbirinden ne kadar itiyorsa bir o kadar da çekiyordu. Sanki birbirlerinden ayrı kaldıklarında birisinin başına birşey gelebilme korkusu ile dakika başı haberleşiyorlardı. Bunlar da böyle işte...Kuzey başını geriye yaslayarak gözlerini bir müddet kapattı. Kız onu izlerken adamın aniden 32 diş sırıtması oldukça kötü görüntü oluşturmuştu.
Böyle ani şeyler insana fazla geliyordu.
"Kuzey". Rüya elini hızla adamın omzuna vurarak tısladı resmen.
Ayaklanmış iken adam göz ucuyla baktığı kızın kolundan tutup kucağına tek hamlede çekti.
Yakınlaşan yüzleri az sonra yaşanacak öpüşmenin habercisi idi.
"Naber" diye pişkin pişkin sırıtan Kuzey yine de Rüya'yı güldürebilmişti.
"İyidir canım sen"?
Parmakları ilgi odağı olan kızın kaşları yavaş yavaş çatılmaya başlamıştı. Yine eli kurumuş ve çatlamaya baş göstermişti.
"Noldu"?
Kuzey kafasını kıza daha da yakınlaştıp dudaklarına doğru baktı. Nemlendirici ile parlayan dudaklar az sonra Kuzey'in dudaklarında kısa bir gezintiye çıkacaktı.
"Bana bak" derken kız elini adamın kirli sakallarına doğru uzattı. Kuzey hep bundan hoşlanmıştır, yanağının okşanması...
Direkt dudaklara yönelen Kuzey kızın belinden tutarak kendinden biraz daha yakınlaştırdı. Aldığı o şeftali tadı kendinden geçmesine sebep olmuştu ama asıl şey kızın öpüşü sırasında bilinçsiz olarak adamın kucağı üzerindeki yavaş ritimleri sayesinde başka bir zevke ulaştırmıştı. Nedense Kuzey, şu birkaç gündür Rüya ile yalnız kaldıklarında kendini eskisi kadar dizginleyemiyordu.
"Abi".
Ortaya yıldırım gibi düşen Deniz'in sesi gençlerin basılma duygusunu tatmalarını sağladı.
Kız hemen kendini adamın yanına atarak dudaklarını ısırdı
"Ne var Deniz".
Adam dudaklarını yalayarak yerinden kalktı ve kardeşinin önüne diz çöktü.
"Ya abi eve gidelim. Bilgisayar oynayacağım ben".
Numaradan dolan gözler adamı etkilemiş olacak ki "ayakkabılarını giy" demesiyle afacan kendini çıkış kapısına doğru kısa mesajı bir koşulu olarak depar atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTORUM
ChickLitYorumlar üslup çerçevesinde olursa sevinirim. Depo'dan çıkmış, bize yardım eden güneş ışığının eşliğinde hilal şeklini almıştık. Herkes tek dizinin üstüne çökmüş, diğer dizinin üstüne ise silahını göz hizasından ayırmamak sureti ile tetikte bekliyor...