Annemler gideli bugün tam 40 gün oldu. Yoklukları ilk günkü gibi alev alev yakıyordu. Cesur dede, Selim bey, Tuğba hanım, Selma teyze ve kalan tek sığınağım Ayaz'ım hep yanımda oldular. Ayaz'ın anne ve babası da bir süre benimle kaldılar. Bir dakika bile yalnız kalmama müsaade etmediler. Annemlerin vefatını duyar duymaz Ayaz geldi. Sonra babamın memleketi olan Trabzon'a geçtik. Gök gözlü ninem dayanamadı evlatlarını uğurlamaya kalp krizi geçirdi.
Onu da kaybetmekten öyle korktum ki. Kimim kaldı ki geriye artık? Annemle babamın çok seveni varmış hepsinden Rabbim razı olsun, evimiz doldu doldu taştı. İçimin yangınında beni hiç yalnız bırakmadılar. Şimdi siz Ateş, hani şu eşin olan yok muydu diye soracaksınız? Yoktu yanımda değildi. Hep uzaktan izledi.
Sessiz sessiz durdu. Dün gece Tuğba hanımla olan konuşmalarını duyunca annemin babamın gidişine bir kez daha ağladım. Ben şimdi yapayalnız ne yaparım diye.
"Ateş neden kızı teselli etmiyorsun? Karın o senin şu an ne kadar kötü farkında mısın?" dedi Tuğba hanım, bilmiyordu ki kapının arka tarafında ben vardım.
"Anne onunla gerçekten evli olmadığımızın umarım farkındasındır. Herhalde yabancı olduğum bir kadına gidip de yalan yere sarılmamı beklemiyorsundur."
"Farkındayım oğlum ama bu onun senin karın olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik nasıl hala böyle yaşayabiliyorsunuz anlamıyorum. O güzel bir kız, bunu da geçtim o annesini babasını bu yaşında kaybetmiş bir kız."
"Ben neden göremiyorum bu güzelliği acaba? Beni bir çocukla evlendirdiniz!"
"Ateş Allah aşkına yine başlama!"
"Neyse anne neyse, benim çıkmam lazım. O da İngiltere'ye gidecekmiş zaten biz aramızda anlaştık."
Öylece kalakaldım. Aynanın karşısında, ağlaya ağlaya yüzüme baktım.
Tamam gidecektim, İngiltere'ye evet ama bunu annesine tüm gerçeklerle anlatmasına ne gerek vardı. O gece içimde daha önce hiç tatmadığım duyguları hissettim. Küçük görülmenin ezikliğini tattım. İntikam hırsıyla yandım. Resmen hayatımın amacını bulmuş gibi hissettim. Ateş denen adiyi benimle evlendiğine her gün pişman etmek istedim. Yapacaktım.
Yana yana yaptım da.
En güzele emanetsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güllük
SpiritualBahçenin diğer tarafında göz göze geldiğim adamla kanım çekildi. Ateş öylece durmuş, yüzüme bakıyordu. Gözlerinde kızgınlığı, özlemi, nefreti gördüğüme yemin edebilirdim. Köşe bucak kaçtığım, sesini soluğunu özlediğim o adam, sonunda Güllük'ü keşfe...