Bölüm: 46

4.6K 351 52
                                    

Ney dinletisi için videoyu açabilirsiniz. 

İyi okumalar.


Aşağı indiğimizde kulağıma gelen muazzam ney sesiyle Kevser'e bakıp gülümsedim, o da benimle aynı durumdaydı. Emir pek sevdiği neyini eline almış yine harikalar meydana getiriyordu. Dükkanda birkaç müşteri sabah kahvesini içiyor, hiç kimse birbiriyle konuşmuyor, muazzam sese kulak veriyordu.  Bu manzarayı bozmamak adına Emir'e ufa bir baş selamı verip bahçede bekleyen Mislina'nın yanına geçtik. O da kendini neye kaptırmış güzel güllerimize dalıp gitmişti. 

"Görümceciğim?" Daldığı yerden kurtarmak adına seslenmiştim ama kızcağız korktu.  

"Geldiniz mi? Ben daha bir iki saat beklerim diyordum." Ayağa kalkıp ikimize de sarıldı. 

"Kusura bakma kuzucuğum, biraz çenemiz düştü bu sabah, keşke yukarı gelseydin."

"Önemli değil canım şaka yapıyorum. Zaten Emir'i yakalamışken bırakamazdım. Baksana ne de güzel geliyor."

"Orası öyle tabi. Bir çay getireyim sana kuzum, az daha dur istersen."

"Emir getirmişti zaten kuzum, içtim. Biz gidelim, Semiha hocam programını bozdu bizim için, daha fazla zamanını almayalım."

Onlar konuşurken ben küçük, suçlu bir çocuk gibi izliyordum. Mislina elini omzuma koydu. 

"Ne yaptın kız bu yavruya, süt dökmüş kedi gibi bakıyor etrafa." Bak ya lafa bak. Bu kızlar sabah sabah niye damarıma basıyor, anlamıyorum.

"Sabah sabah şok etkisi yaşadı, daha bir ay kendine gelemez."

"Siz komedyenlik yapsanıza ya, hayır boşu boşuna buralarda harcanmayın diye diyorum."

"Şaka da kaldıramıyor bugün, ah benim kıymetlim." Miss'in yanaklarımı sıkmasıyla sarsıldım. Allah'ım günden güne Bedia ablaya benziyordu. 

"Kızım bak sana uyuzum zaten, görümce falan demem ısırırım o yanaklarını."

"Aman be tamam, haydi gidelim. Şu görümce şeysini de duymamazlıktan geliyorum."

"Gör bak ben sana neler yapacağım, doktorla bir görüşelim." Birlikte bahçeden sokağa doğru çıkarken ben hala söylenmeye devam ediyordum. Aklım bir yandan da Emir'deydi. Epeydir neyinin sesini duymamıştık. 

"Sabah sabah ney üflemek nereden çıktı acaba?"

"Epey keyfi yerindeydi." 

"Hayra çıksın inşaAllah." dedi Kevser. 

"İnşaAllah." Arabanın yanına geldiğimizde yine her zaman ki gerginlik başlamıştı. Çok ağır değildim ama birinin beni taşıması çok acıtıyordu. Sandalyenin frenlerini açıp zor da olsa kendimi toparladım. Kızların da çabasıyla nihayet arabanın içindeydim. 

Miss sandalyemi toparlayıp arabanın arkasına yerleştirdi. 

"Gelmemi istersen geleyim Miss, orada tek başına zorlanma."

"Yok canım, Şükran abla ordadır."

"Tamam, haberdar edin beni mutlaka, kendinize dikkat edin."

"Tamam görüşürüz." Kevser'le vedalaşıp arabaya bindikten sonra 'Bismillah' deyip çalıştırdı. 

"Aylardır gitmiyoruz, ilerleme var mı çok merak ediyorum."

"Ben de." diyebildim. 

"Ya ya pek heyecanlı görünüyorsun."

Güllük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin