...
O konuştukça biz gözlerimizi şok ile açtık.
"Getireyim hemen." deyip mutfağa gitti Mısra.
"Bebekten dolayı olsa gerek, yeğenimiz biraz nazlı mı olacak acaba?" dedi Mislina.
"Korkutma kız beni, doktor dedik bağrımıza bastık." Bedia abla ayağındaki çorapları çıkardı, Mislina'ya laf yetiştirirken.
Mısra elindeki yoğurt kâsesiyle geldi.
"Al abla getirdim." Mısra'nın elinden alıp birkaç kaşık yedi. Bir çırpıda bitirdi.
"Böyle ara ara sıcak basıyor ya. Normal mi bu bilemedim Mislina." Mislina kadın doğum doktoruydu.
"Normal kuzum. Bedenin şu an tamamen yeni bir şeyi yaşıyor. Ama yine de ilk fırsatta gel bir de ben kontrol edeyim. Nasılmış zeytinimiz."
"Zeytin tanesi kadar şimdi değil mi?" diye sordum.
"Belki birazcık daha büyümüştür ama tahminimce zeytin kadardır." deyip güldü Mislina.
Gülüşmelerimizi zil sesi böldü. Otursam mı kalksam mı ne yapsam bilemedim. Hızlıca düşünüp kalktım hemen. Bedia abla başörtüsünü yapmaya girişti hemen.
Kapıya gelirken diğer kızların seslerini de duydum onlar da geliyorlardı.
Çalan kapıya bakıp son bir nefes alıp açtım hızla.
Kim dersiniz. Allah aşkına kim gelmiş olabilir dersiniz.
Kızdığında buz rengi olan, sevinince deniz gibi dalga dalga bakan gök gözlü ninem.
Ama şimdi gökyüzü gibiydi gözleri sağanak yağışlar altında bırakmışlardı yanaklarını. Ondaki sağanak bana da sirayet etmiş olacak ki yanaklarım ıslandı.
Kollarım onu bulduğunda yüreğimin üzerindeki o bulutlar öyle bir dağıldı ki.
Kuş gibi kalmıştı ninem. Çok zayıflamıştı halbuki tam bir karadeniz kadınıydı. Evlatlarını kaybetmenin acısı eritmişti ninemi.
"Hoş geldin." dedim kulağına.
Omuzları titredi kıymetlimin, sahi ben niye buradaydım niye ninemin yanına gitmemiş onun yanında yöresinde kalmayıp buralara gelmiştim.
"Hoş buldum akça kızım." dedi.
"Bütün günü kapıda mı geçireceğiz güzel kızım." dedi. O, sert ama bir o kadar da yumuşacık sesiyle Cesur dede.
Sesiyle silkelendim. Ninemin üzerinden sımsıkı sardığım ellerimi çekip usulca birer defa daha öptüm yanaklarını. Resmen onun kollarında ağlamak iyi geldi be. Meğerse aradığım huzur ninemdeymiş.
Nenemi serbest bıraktıktan sonra gözlerim Cesur dedeyi buldu hemen. Elini tutup öptüm alnıma koydum.
"Hoş geldin dedem."
"Hoş buldum benim güzel kızım." deyip kucakladı o da. Dedemin mahremi oluyor muydum acaba? Kızlarla bu konuyu konuşmuştuk normalde. Cesur dede bana haramdı. Ben de ona haramdım.
Ama evlilik olmuştu. Torunuyla evlendiğim için onun evladı olmuştum. Nikâh düşmüyordu yani.
Ama şimdi ne olmuştu bu durum. Bir ara bunu Mislina'ya sormalıyım.
Zihnimden bunları geçirirken huzuru dedemde de tatmıştım ninemden sonra. Allah aşkına ben hangi akla hizmet kendimi yabancısı olduğum bu ülkeye atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güllük
SpiritualBahçenin diğer tarafında göz göze geldiğim adamla kanım çekildi. Ateş öylece durmuş, yüzüme bakıyordu. Gözlerinde kızgınlığı, özlemi, nefreti gördüğüme yemin edebilirdim. Köşe bucak kaçtığım, sesini soluğunu özlediğim o adam, sonunda Güllük'ü keşfe...