Bölüm: 27

4.9K 357 73
                                    


"Zümrüt! Soru mu bu tabi ki kılabilirsin." Bu kadar sevinmesini beklemiyordum. Seccadesinin önünü katlayıp sarıldı hemen bana.

"Bugün hiçbir şey bu kadar mutlu edemezdi."

"Ciddi misin?"

"Tabi ki ciddiyim. Aylardır bu anı bekliyorum." Ellerimden tutup koltuğa doğru çekti.

"Sen burada otur ben hemen geliyorum kız kardeşim. Abdest almış mıydın?" dedi heyecanla.

"Aldım aldım sen alırken de sen nereye?"

"Hemen geliyorum bekle." deyip koşa koşa çıktı.

Biraz geçmişti ki elleri kolları dolu dolu geldi. Hepsini ders masasının üzerine bıraktı.

"Ne bunlar?"

"Bunlar benim sana yakışacağını düşündüğüm şeyler. Haydi, namaz için giyin."

"Mislina sen ciddi misin, çok teşekkür ederim. Niye zahmet ettin?"

"Helal-i hoş olsun sana hepsi. Güle güle kullan inşallah kız kardeşim."

Sonra paketlerden birini aldı masadan.

"Sana bunu çok yakıştırmıştım hep."

Paketten uzun gülkurusu bir elbise çıkardı. Şu evde de giyilebilen tarzda olanlardan. Üzerine de gül kurusunun koyu tonlarında olan bir başörtü.

Elbiseyi alıp giyindim hemen. Başörtümü de Mislina yaptı. Yüzüme öyle güzel bakıyordu ki ağlayacak sandım.

"Çok güzel oldun kuzum."

"Gerçekten mi?"

"Haydi, önce kılalım sonra aynada bakarsın odaya inip." Paketlerden birini daha açtı sonra. İşlemeli bir seccade çıkardı.

"Bu da senin. Kendi ellerimle işlemiştim senin için." Şaşkın şaşkın baktım yüzüne. Seccadeyi açtığımda aşık oldum resmen, güllerle bezeli bir tablo gibiydi.

"Sen bunu hangi ara yaptın? Ben hiç görmedim."

"Şey sizin evleneceğinizi ilk duyduğumda yapmıştım." dedi mahcup mahcup.

"Ya. Çifti de mi var yoksa?"

"Evet onu kaldırdım ama merak etme vermedim Ateş'e."

"Bana verir misin onu?" Şaşırma sırası ondaydı sanırım. Hayırdır der gibi bakıyordu.

"Ben öyle bende dursun diye dedim birine vermeyeceğim."

"Veririm tabi canım. Haydi başlayalım. Rekâtları biliyorsun değil mi?"

"Evet surelerde biraz karıştırabilirim."

"Rabbinin huzuruna çıkacaksın. Oraya çıkmaya niyet ettikten sonra O yardım eder hiç merak etme sen." Çok heyecanlandım.

Seccadelerin başına geçip niyet ettik aynı anda.

Neredeyse aynı anda bitirdik. Namazım bittiğinde gözyaşlarımı tutamıyordum. Mislina da benimle birlikte şükür ede ede ağladı bir süre.

Niyet edene kadar kendimi o kadar kasmıştım ki, başlar başlamaz o huzur çok tuhaf geldi. Bir dikdörtgenin yani seccadenin üzerindesin düşün. Alanın bu yani, ama hissiyatın bambaşka. Hiçbir müdahale yok. Özel bir konumda olduğunu hissedebiliyorsun ilk andan itibaren. Sureler diyordum ya. Bir süre sonra kendiliğinden dökülmeye başladılar zihnimden dilime.

Aylardır sanki ruhum içimde sıkışıyordu, ben onu nereye koyacağımı bilemiyordum. Secdede ait olduğu yeri buldu adeta.

"Zümrüt. Yeter kuzum ağlama."

Güllük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin