Güllük

Bölüm 9

"Kızım doğruyu söylemek gerekirse ben Hayal'im vefat edene kadar pek de muazzam bir hayat sürmüyordum. Elhamdülillah çok zengindim ama imani yönden çok zayıftım. Zaten baban anlatmıştır sana Hayal'imin ölümünü. Çok sorguladım o dönem. Anca mı aklınız başınıza gelmişti diyeceksin, o dönem sıkıntılarımı paylaştığım bir dostum sayesinde sorgulamaya başladım. Deden de sağ olsun beni hiç yalnız bırakmadı.

Bir süre sonra Ahmet'le oda görüşmeye başladı. Hani beni İslama davet eden arkadaşım var ya onun adı Ahmet. Biz bu görüşmelerden o kadar etkileniyorduk ki sonunda İslamı tam manasıyla yaşamaya karar verdik fakat evlatlarımızı gözden kaçırdık.

Rahmetli babanı yurt dışına göndermişti deden, eğitimini tamamlasın diye o dönemde. Bizim hayta desen çoktan beni dinlemeyecek yaşa gelmişti. Hangi dine mensup olduklarını biliyorlardı ama hayatlarını dinlerine göre değil dinlerini hayatlarına göre yaşıyorlardı. Aslına bakarsan biz müslümanların en büyük sorunu bu.

Elhamdülillah eşlerimiz bizim gibi dinlerini yaşamaya başlamışlardı. Bizde dedenle bir karar verdik. Bu durumu onlara da açtık şayet bize bir şey olurda size yetişemeden vefat edersek arkamızdan bu kararımızı sizlere ulaştıracaklardı. Çok şükür ki Gökgöz Hanım eşinin arkasından hiç ihmal etmedi. Öyle böyle derken de buralara geldik işte kızım.

Deden evliliği vasiyet etti evet ama öncelik İslamla tanışmanızdı her zaman. Evliliği istemiyorsunuz. Dostuma karşı yüzüm o konuda eğik olacak fakat sizi daha fazla zorlayamam. Ama dinimizle tanışmanız için elimden geleni yapacağım. Bu konuda dostuma yüzümü eğemem. Beni anlıyorsun değil mi güzel kızım?"

'Oh ne güzel ya. Hiç bizim ne düşündüğümüz ne istediğimiz önemli değil. Tamam, eksiğim dinim konusunda ama kim tam ki yani. Niye bizim üzerimize oynuyorsunuz!' Diye bağırmak istiyorum şu an ama iç sesimin o yüksek şuh sesi dışarı son derece kısık çıkıyor.

"Anlamıyorum dede. Aslında anlıyorum ama anlamıyorum işte."

"Neyi anlamıyorsun kızım, söyle açıklayayım."

"Niye hayatımıza bu denli karışma ihtiyacı duydunuz ki yani duyuyorsunuz?" Gerçekten anlamıyorum. Bir şeyleri görerek, yaşayarak kavrasak olmaz mı? Hem benim bildiğim kadarıyla dinde zorlama yok ki.

"Sizi korumak için güzel kızım." deyip gülümsedi.

Neyden koruyorsunuz ki. Bu yaşıma kadar anne ve babam beni gayet iyi koruyorlardı."

"Evet kuzum onları koruyan bir güç vardı değil mi? Onlar Rabbim izin vermese seni koruyabilirler miydi?" Yani orası öyle ama.

"Kaldı ki benim söz ettiğim koruma bu dünyadaki koruma değil. Rabbim ahirette bizi koruyacak ameller nasip etsin güzel kızım."

"Bizi neyden korumaya çalışıyorsunuz dede?"

Ben gayet sade bir hayat sürüyorum yani öyle aksiyon falan yok. Tamam, bir dönem biraz arkadaş ve mekân seçiminde saçmalamış olabilirim. Onda da Ayaz sağ olsun burnumdan getirdi. Ateşi bilemem o beşon bir şeyler karıştırıyor olabilir.

"Rabbimiz bizlere yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ile sesleniyor güzel kızım diyor ki,

'Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendisine emredilen şeyi yapan melekler vardır..'

Sizi cehennemin narından korumak istiyoruz güzel kızım. Nasip olsa da gelinim ve oğlumun da hayatına müdahil olabilsem ama bir yerden sonra bağlantı kuramıyorum. "