Bölüm: 19

5.4K 385 48
                                    


Ne paylaşsam bilemedim ki. Kendimi mi çeksem tipim de hiç müsait değil.

Ben böyle düşünürken Mislina geldi yanıma oturdu birden bire.

...

"Sıkıldım kendi kendime, herkes odasına çekildi."

"Ben de seni rahatsız etmemek için gelmemiştim." dedim. Pudra pembesi bir tülbent takmıştı. Yüzü çok masum gözüküyordu. Ama yine de ondan çekinmeme engel değil bu durum.

"Estağfurullah olur mu öyle şey. Ben yalnızlıktan o kadar hoşlanmam. Hiç öyle düşünme."

"Peki."

"Cesur amcamın çok selamı var sana. Çok özlemiş seni."

"Ben de onu çok özledim. Hepsini, evimi özledim." Gerçi neresi evimdi belli değildi ama yine de özledim.

"Gideriz seninle olmaz mı? Bir iki aya tekrar gitmem gerekiyor. Babam ameliyat olacak. Onun yanında olmam lazım. Sende gelirsin benimle. Hasret giderirsin Türkiye'yle." Olmaz mı ya.

"Çok güzel olur aslında. Bunu Ayaz'la görüşmem lazım ama."

"Kardeş olmanıza gerçekten çok şaşırdım." Gelirken bir tabak üzüm getirmişti yanında, bana da uzattı. Tabağı ortamıza koyup ayaklarını uzattı. Eteğini düzeltti.

"Aslında çok bellidir bizim kardeş olduğumuz ama niye öyle oldu ki. Gerçi sen bizi hiç yan yana görmedin."

"Ben sadece bir iki fotoğrafınızı gördüm." dedi.

"Fotoğraf mı? Nerede gördün ki?"

"Cesur amcamın evindeydi."

"Allah Allah. Cesur amca özlediğinden mi çıkardı acaba. Hâlbuki onun bende hiç resmi yok."

"Olabilir. Gidince çekerim ben sizi. Belki onlar buraya gelirler bakarsın. Bedia'yı görmeden duramazlar şimdi."

"Hepsi mi gelirler dersin." Ne olur Ateşoğlan gelmesin.

"Hepsinden kastın Ateş sanırım. O amcamdan önce gelir. Bedir abiyi kuzeni olarak değil abisi olarak görür. Çok sever sayar, hiç lafından çıktığını görmedim daha."

"Pek öyle birini sevip sayacak birine benzemiyor aslında ama öyle diyorsan." Gülümseyip ağzıma bir tane daha üzüm attım. Oda gülümseyip bir üzüm kopardı.

"Hiç anlaşamıyordunuz sanırım."

"Hem de hiç." Sonra durdum o zamanları hatırlamanın siniriyle güldüm.

"Ha pardon boşanma konusunda gayet iyi anlaşmıştık."

"Çok zor zamanlar atlatmışsın. Kalbin yıpranmış olmalı." Yüzüme şefkatle baktı.

"Biraz zor oldu. Yorgun hissediyorum."

"Cesur amcam senin enerjinin çok yüksek olduğunu söylemişti ama çok sakin geldin bana. Gerçi bir günde insanı tanımak zordur ama." Tespit güzel şimdi, yiğidi öldür hakkını yeme.

Kalbimin üzerine elimi koydum.

"Eksik bir şeyler var burada. Sanki burası tam olmadan bir daha içten gülemeyecekmişim gibi hissediyorum."

"Ne zamandır böyle hissediyorsun?"

"Annem ve babam beni bıraktığından beri."

Gözlerimin yaşarmasına mani olamadım tabi. Ne zamandır patlayacak yer arıyorlar zaten. Bari şu kızın yanında olmasaydı. Daha ilk günden sulu göz belleyecek beni.

Güllük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin