Bölüm 34

4.4K 330 24
                                    

Aslında benim gibi Ateş'in de hayatı bir anda alt üst olmuştu. Nasıl ki o benim hayatıma değdiğinde bana zarar geldiyse, ben onun hayatına değdiğimde de öyle yakmıştım onu. Eşittik belki de biz. Ben belki de olaylara kendi yönümden bakıyordum. 

Bu defa canından oluyordu nerdeyse benim yüzümden. Ona bir şey olsaydı ne yapardım düşüncesi bir an olsun silinmiyor aklımdan. Nasıl nefes alırdım? 

Ona ayrı bir değer verdiğimden değil, birinin benim yüzümden zarar görmesi.. Ne bileyim, eli çizilse kalbim sızlar..

Çok şükür ki gözlerini açmıştı ama artık, inşaAllah korkulacak bir şey kalmamıştı. Şimdi sıra herkese haber vermekteydi. 

Önce Bedir abiyi bulmam gerekiyordu. Ben koridorda ilerlerken onu da köşede otururken buldum. Odaya gelmek istememişti sanırım. 

"Abi?"dedim yavaşça yanına yaklaşarak. 

"Bir şey mi oldu Zümrüt? Niye geldin?" Telaşlanmıştı birden. 

"Yok abi. Yani oldu. Kendine geldi Ateş." Gözlerindeki o parıltıyı gördüm resmen. Ellerini açtı semaya doğru. Sanırım şükrediyordu. Ben de içimden amin dedim o ellerini yüzüne sürerken. 

"Geldi mi doktor? Çağırdın mı?" Odaya doğru yöneldi. Ben de onunla birlikte döndüm. 

"Geldi abi, ama çok ağrısı vardı. Ağrı kesici yaptılar. Uyudu şimdi." Duraksadı bir an kapıya yaklaşınca.

"Kendisi uyudu dimi, uyutmadılar."

"Yok abi kendisi uykuya daldı. İlaçlar bedenini gevşetti demek ki. Sen geç odaya ben evdekilere haber verip geleyim." Kafasıyla onayladı. Odaya girerken döndü birden. Ben de telefonumu cebimden çıkarıyordum tam.

"Zümrüt. Ayaz'ı bi ara istersen kardeşim. Günlerdir adam gibi bir şey yiyip içmedi bile."

"Tamam abi. Onu arayacaktım zaten." Gülümseyip girdi odaya.

Rehberimde bir aşağı bir yukarı gezinirken Ayaz'ı en sona bırakmaya karar verdim. Telefonda konuşmak tuhaf gelirdi. Bedia ablayı aradım. İlk çalışta açtı. 

"Selamunaleyküm abla."

"Aleykümselam kuzum, hayırdır bir ihtiyacın mı var? Bir gelişme mi var?"

"Sağolasın ablacım. Haber vermek için aradım."Heyecanına gülümsemiştim. Hamile haliyle öyle korkmuştu ki kaç gündür. 

"Zümrüüüt. Sesin gülüyor senin. Uyandı dimi?"

"Uyandı abla uyandı."

"Allahıma şükürler olsun."

"Çok şükür ablam. Haber vereyim dedim, ninemlere falan söylersin olur mu? Dedemi arayayım ben de."

"İyi yaptın kuzum. Allah razı olsun. Haydi Allah'a emanetsin."

"Sen de ablam."deyip kapattım. Rehberden Cesur dedeyi bulup aradım. O da ilk çalışta açtı. 

"Zümrüt?"

"Selamunaleyküm dedecim."

"Aleykümselam kızım, bir gelişme mi var güzel kızım. Eve geldiğime bin pişman oldum. Geri dönüyorum yoldayız Ayaz'la. Bir ihtiyacın mı var?"

"Yok dedem yok ihtiyacım falan.Ateş. Ateş uyandı dede."

"Ciddi misin Zümrüt? Aslan torunum benim."

"Ciddiyim dede. Gelmen iyi olur çünkü seni çok merak etti. İlk seni sordu." Doktorların yanında öylece içten Zümrüt deyişini, sormasını hatırlayınca yanaklarım alev aldı birden.

Güllük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin