Bölüm: 36

4.1K 310 21
                                    

Selamunaleyküm Güllük sakinleri, 

Bayrama yaklaşmışken bir bölüm daha yayınlayayım dedim. Geldi de geçiyor bile koca Ramazan-ı Şerif. 

Yaş aralığınızı tam olarak kestiremiyorum ama yirmilerinde olanlar (benim gibi) bile farkeder ki günler çok hızlı geçiyor artık. 

Zamanın kıymeti kalmadı mı? Yoksa daha mı kıymetlendi bu kişiden kişiye değişir tabi ama akıp gittiği değişmeyen bir gerçek.

Bu akışın tam ortasında kalan bizler de bir oraya bir buraya sürükleniyoruz. Zamanın hızına ayak uydurmaya çalışıyoruz diyemiyorum zira böyle bir çabamız yok. Zaman ne kadar hızlıysa biz o kadar ağırlaştık artık. Hareketlerimiz konuşmalarımız her şeyimiz ağır artık. Ellerimize aldığımız telefonlar, tabletler, bilgisayarlar..

Bu ay benim için biraz farklı oldu. Komik gelecek ama sanırım büyüyorum, çok önemli olan şeylerin artık pekte önemi kalmadı. Gözüme 'ya ne önemi var' olarak gözüken şeyler önemli görünmeye başladı. Açıkçası ben pek insan sevmezdim, yani sevmediğimi düşünürdüm. Ama öyle değilmiş benim sevmediğim yine 'ben'mişim. Kendimi beğenmeyişim, kendimle barışık olmayışımmış sorun. 

Benden küçük veya benden büyük oluşunuzu önemsemeden yazıyorum. 

Sevgili okurlarım; dik durun. Aynaya bakıp kendinizi sevdiğinizi söyleyin.Kimse size bununla ilgili kızamaz. İnsanlara sahte bir şekilde gülümseyebiliyoruz her zaman ya içimiz? Kalbimiz? 

Siz aynaya bakın ve en samimi gülüşünüzü kendinize gösterin. 

Kendinize aşık olup dünyaya geliş amacımızı, ahiretimizi unutalım demiyorum kesinlikle. Ne haddime. Fakat kendimde farkettiğim için söylüyorum; kendine gülmeyince insan hiç bir şeyden tatmin olamıyor. Her şeyi yarım yamalak yaşamaya mahkum kalıyor. 

Uzun oldu ama şöyle toplayayım; 

Gülelim,önce kendimize sonra çevremize. Biz gelecek nesiliz çünkü. Her şeyi göre göre yaşıyoruz, büyüyoruz. Biz kalbimizi güldürebilirsek daha yaşanılır olacak dünya. Ben buna tüm kalbimle inanıyorum. Küçük çocuklar kapılarının önünde daha özgür oynayacak. Tıpkı eskiden olduğu gibi. İnsanlar daha temiz konuşacak. Hayvanlara uzanan eller sadece sevmek için olacak. 

Başınızı ağrıtmış olabilirim biraz. Hakkınızı helal edin sizi çok seviyorum. Kim olduğunuzu hiç ayırt etmeden, Güllük'ümün gül gülüşlü sakini olmanızı tüm kalbimle istiyor dualarımı bu yönde tutuyorum. 

Allah'a emanetsiniz.

---

"Vardınız mı? Canın yanıyor mu? Özür dileyemiyorum yani dilemiyorum."

Mesaj attığını görmek bile gülümsememe yetiyor ama kızgınlığımı geçirmiyor ne yazık ki. 

"Az kaldı dayan."dedi Ayaz. 

"Ulan ne varılmaz hastaneymiş bu böyle."  O şeref yoksunu yüzünden böylesine acıyla kıvranmak zoruma  gidiyordu.

"Kim dedi oğlum sana kalk diye gecenin bi yarısı."

"Senin kardeşin yapıyor hep."

"Kızın ne suçu var?" Kardeşini de ezdirmez.

"Haber vermiyor bana hiçbir şeyi, beni hep merakta bırakıyor." 

"Şimdi açtırma ağzımı Ateş. Geldik bak dua et hastane ayağa kalkmamış olsun." Kızıyordu bana biliyorum. Kardeşinin hayatına bodozlama girip karıştırıp bir de bırakmıştım. Nefes almak dahi zorlaşıyordu gittikçe. Acıdan gözümün önünü göremiyordum ki hastaneyi farkedeyim. 

Güllük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin