"Hadi gidelim, gözündeki heyecanı severim kardeşim."
Gülümsedi.
"Güzel şeyler olacak öyle hissediyorum Zümrüt."
"Umarım Ayaz. Bu arada Sevim teyze akşama dolma yapıyor hadi yine iyisin."
"Gerçekten mi cici kız. Kaç oldu saat? E kaçta yeniliyordu kız burada?"
"Hayatım yemek altıda yeniyor ve şu an saat dört buçuk. Az daha dayan." Dolmayı bunun gibi seven birini daha önce hiç görmedim desem yeridir. Gerçi sadece dolmaya değil yemeğe âşıktır kendisi. Her şeyini paylaşır ama söz konusu yemek olunca bir kal gelir. Açsa zaten hiç vermez.
"Yavrum bana bu yapılır mı? Kalk gidelim Cesur Beyi bulup kabul ettiğimizi söyleyelim bari zaman geçer konuşurken." Ay kıyamam ya. Hunharca kahkaha atıyorum şu an.
"Gülme kardeş katili yapacaksın beni en sonunda. Hadi hadi kalk." Bir yandan söylenip bir yandan çekiştiriyordu beni tabi ben gülmekten hareket edemiyorum.
"Maşallah neşenize diyecek yok Zümrüt hanım."
Hıh buyurun.
"Ben de diyordum bahçenin bir eksiği var bir kulübe buraya çok iyi gider. Dimi Ayaz? Kalasımız da geldiğine göre inşaata başlayabiliriz." Adam hiç takmadan geldi oturdu karşıma. Kulağında sorun mu var acaba?
"Evet, yine bir çocuk çocuk espriler, yine bir ergen tavırlar." Islak odunla dövülecek adamsın Ateşoğlan ama neyse.
"Konuştu amcamız Ayaz kalk gidelim Allah aşkına."
"İyiydik böyle yavrum ya güzeldi kavganız devam edin." Bu Ayaz da bu değişik anam.
"Elimin tersiyle gerine gerine bir vuracağım da yakışıklı yüzüne zarar gelir diye korkumdan vuramıyorum. Kalk kalk."
"Buraya bak ufaklık otur da şu boşanma işini konuşalım? Müsaaden olursa Ayaz?" Soru sorar gibi değil de sanki sen bu defol işimiz var der gibi ağzında geveledi lafları yine.
"Boşanma konusunun konuşulacak bir şeyi yok Ateş. Önce senle boşanıyoruz sonra biz Ayazla İngiltere'ye gidiyoruz. Ayrıca Ayaz'ın yanında konuşmayacak bir muhabbetimiz olduğunu zannetmiyorum." Nasıl da tek kaşı havalandı yine nasıl da gıcık.
"Peki, sen öyle diyorsan. Yarın gidiyoruz sabah onda hazır ol fazla bekletme." Boşandıktan hemen sonra randevusu var çünkü beyimizin aman beklemesin.
"Emin ol bir saniye bile geç kalmam. Neyse biz de kalkıyorduk. Kalkıyorduk dimi Ayaz yapıştın galiba bugün koltuğa." Çünkü beni cırlatana kadar uğraşmasa olmaz.
"Tamam güzelim hadi kalktım" deyip yürüdü kapıya doğru bende Ateş'e dil çıkarıp koştum Ayaz'ın peşinden.
Ateş Çırağan
Az önce dil mi çıkardı o? Ben ufaklık deyince sıkıntı oluyor. Bir an önce bitsin bu işkence ne olur ya.
Kızla iki yetişkin gibi konuşulmuyor. Ben ufaklığın hareketleriyle dumur olurken telefonum çalmaya başladı Mert'ti arayan.
"Söyle kardeşim."
"Abi büyük bir sıkıntı var."
"Ne oldu lan yine. Ne haltlar karıştırdın." Kim bilir kimin manitasına laf attı yine bilmeden.
"Abi bu defa ben değilim ya. Sıkıntı Buse."
"Ne olmuş Buse'ye?" Buyur buradan yak.
"Abi intihara kalkışmış. Tatildeydi ya bu bir iki saat önce gelmiş. Nasıl duyduysa senin evlendiğini duymuş. Bir kutu ilaç almış kız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güllük
SpiritualBahçenin diğer tarafında göz göze geldiğim adamla kanım çekildi. Ateş öylece durmuş, yüzüme bakıyordu. Gözlerinde kızgınlığı, özlemi, nefreti gördüğüme yemin edebilirdim. Köşe bucak kaçtığım, sesini soluğunu özlediğim o adam, sonunda Güllük'ü keşfe...