...
Kalakaldım. Mislina da benimle aynı durumdaydı.
Bir can.
Yeni bir can. Bu fikir bana her zaman heyecan verici gelmiştir. Bebekleri çok severim.
"Çay koyayım mı sana ben? Ihlamur mu kaynatsam?" deyip kızlara bakındım. Acaba önce tebrik mi etseydim.
Gülümsedi Bedia abla.
"Önce bir sakin ol kuzum. Ihlamurluk bir durum söz konusu değil. Ama bir şeyler yeriz değil mi? Ben çok açıktım."
"Bu çok güzel bir haber bir tanem. Kendini kaybetmemesi mümkün mü? Nasıl hissediyorsun kendini?" Mislina konuşurken gözlerinin içi gülüyordu.
"İyiyim canım arkadaşım. Başta çok korktum ama tüm olanların mucizemle alakalı olduğunu duyunca içime su serpildi."
Ayağa kalktım hızla. Hala Bedia ablanın önünde eğilmiş elini tutan Mislina'nın yanına ben de çöktüm. Dizlerine elimi koydum.
"Canın ne çekiyor abla? Ne istiyorsun söyle hazırlayalım."
Bedia abla elini yüzüme sürdü. Rahmetli annemde böyle yapardı ben bir şeyler istemek için dizine çöktüğümde.
"Zümrüt'üm iyi misin sen? Bugün ani çıkışların korkutuyor beni." dedi gülümseyerek.
"Ben bebekler, anneler konusunda biraz hassasımdır abla. Çok heyecanlanırım."
"İlgin için çok teşekkür ederim canım. Teyzeleri yönünden çok nasipli olacağız yavrumla belli." Gülümsedim.
"Evet abla çok nasipli olacaksınız. Ben sizin aç kalmamanızdan sorumlu bakan olacağım. Abimlerden söyleyelim. Dışardan yiyelim demiştik." dedi Kevser.
Mısra Gökçe'nin dizindeki başını kaldırdı hemen. Devamlı bir uyku halindeydi Mısra. Sabahları erken kalkmasına veriyordum bu uykuya düşkünlüğünü.
"Abla ne olur pizza yiyelim, çok canım çekiyor yanına bir de kola alalım. Ha olmaz mı?"
"Olur tabi aşkım, telefonumu çantamdan alıp gelirsen neden olmasın." deyip kıkırdadı Kevser.
"Aslansın, kralsın hatun." deyip askılığın olduğu giriş kapısına doğru hareketlendi uykucu tosbağamız.
"Bizde ikindi namazını kılalım kuzum her zamankinden söylersiniz zaten." dedi Zeynep abla.
Kevser, abisini ararken onlar da Gökçe'yle beraber üst kata çıkıyorlardı.
Mısra bu defa benim dizime yattı. Salonda Bedia abla ben Mislina ve Mısra kaldık. Kevser de abisiyle daha rahat konuşmak için mutfağa geçmişti sanırım.
"E sen anlat kuzum. Nasıldı Türkiye, ailen arkadaşların nasıldı?"
"Çok güzeldi Bedia. Herkesi çok özlemişim. Malum iki sene falan gidemedim. Başta biraz tuhaftı herkes. Bana yaklaşımları garip oldu. İlk defa tesettürlüydüm ona verdim bu durumu.
Sonra yavaş yavaş düzeldi tabi. Annemler neler hazırlamış bir görseniz. Zahmet üzerine zahmet."
"Onlar herhangi bir yorum yapmadılar mı tesettürüne?" merak ettiğim soruyu dizimde kendi kendine takılan Mısra sordu.
"Annemle buradayken devamlı görüşüyorduk görüntülü olarak. Babam da tahmin ediyormuş böyle olacağını.
Abimle yengem biraz sert çıktılar başta daha erken olduğunu iddia ettiler. Uzun uzun konuştuk. İşime engel teşkil edeceğini düşünüyorlar. Pek yumuşadıkları söylenemez ama annemle babam herhangi bir karşıtlık göstermediği için fazla ses çıkaramadılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güllük
SpiritualBahçenin diğer tarafında göz göze geldiğim adamla kanım çekildi. Ateş öylece durmuş, yüzüme bakıyordu. Gözlerinde kızgınlığı, özlemi, nefreti gördüğüme yemin edebilirdim. Köşe bucak kaçtığım, sesini soluğunu özlediğim o adam, sonunda Güllük'ü keşfe...