Bölüm:15

7.6K 409 67
                                    


"Cesur dede." Ne diyeceğimi bilemedim bir an.

"Güzel kızım. Nasılsın? İyi olduğuna emin olsam da sesini duymayınca içim içimi yedi gittiğinizden beri."

"İyiyim dede. Teşekkür ederim." soluklanıp "Sen nasılsın dede?" deyiverdim. Evet, artık çok yakın olmuştuk ama ne bileyim onunla samimi konuşmak haddim değilmiş gibi hissediyorum.

"Sesini duydum çok çok daha iyi oldum güzel kızım. Nasıl beğendin mi evi, arkadaşlarını? İçine sindi mi?"

"Beğendim dede. Hepsi çok iyiler. Evde çok güzel."

"Kızlarımın hepsi birer pırlantadır. Seveceğine emindim zaten kızım. Okulunuza gittiniz mi?"

"Gittik dede. Ders programlarımızı falan aldık. Boş ver beni, sen nasılsın?"

"Ben iyiyim şükür kızım. Evdekilerle yuvarlanıp gidiyoruz. Ateş de bugün İzmir'e sizin şirketi kontrole gitti."

"Sağ olsun, zahmet olmuş." Ona minnet duymak, borçlu hissetmek çok zoruma gidiyordu. Tabi bunu Cesur dedeye söyleyemiyorum şu an. Yine de içimde Ateş'e karşı büyük bir güven söz konusuydu.

"Ne zahmeti kızım. Sen güzelce okulunu oku sonra hemen dön gel. Biz her şeyi hallederiz. Şimdi kapatıyorum güzel kızım. Var mı bir arzun isteğin?"

"Yok dede. Kendine dikkat et."

"Sen de dikkat et evladım. Allah'a emanetsin. Kızlarıma, kardeşine selam söyle."

"Tamam dede, söylerim. Görüşürüz." deyip telefonu kapattım.

Ayaz ben telefonla konuşurken kalkıp lavaboya gitmişti. O gelene kadar ben de telefonu kurcalamaya başladım. Normalde sosyal medyada hiç bir hesabım yoktu. Kullanmayı pek sevmem. Fakat buradayken ülkemden kopmuşum gibi hissetmek istemiyorum. Kendime bir hesap açtım ama kimsenin nerde olduğumu ne yaptığımı bilmesini istemediğimden sahte bir isim koymam gerekiyordu. Bende ufaklık yaptım. Acaba nereden esinlendim?

Sonra direk kimin hesabına girdim, Ateş'in. Ve şok oldum desem yeridir, adamın binlerce takipçisi var ve sadece dört kişiyi takip ediyor. Fazla mı egoist mi acaba yoksa bu binlerce insanın gözü mü kör? Bunun takip edecek nesi var? Sırf hesap kullanılıyor gözüksün diye kafenin camından karşımdaki manzarayı çekip paylaştım. Beğendiğim birkaç ünlüyü ve ne haltlar yediğini merak ettiğim, hayırsız arkadaşlarımı takip ettim. Sonra tekrar Ateş'in sayfasına girip ona da takip isteği yolladım. Hesabı gizliydi. Resimlerini daha doğrusu neler yaptığını merak ediyordum. Başka bir şey yapmadan telefonu kapayıp yanımdaki çantaya attım. Sıkıntıyla etrafa bakarken gelen Ayaz'ı fark ettim. Ne kadar da yakışıklı bir kardeşim olduğuyla ilgili kendimle övündüm.

"Ne baktınız öyle alıcı gözle cici bayan." deyip göz kırptı.

"Sana bakmayan ölsün yiğidim. Hiç oturmasan da kalksak mı artık Ayaz?" Yeterince dinlenmiştim. Eve gidip kızlarla zaman geçirmek istiyordum.

"Olur tabi tatlı bayan, buyurun." deyip çıkışın olduğu tarafı gösterdi. Sanırım hesabı ödemişti. Çantamı koluma takıp aldığım malzemeleri de yüklenip ilerledim. Arabaya kendimi nasıl attım bilemiyorum.

"Senin kaldığın yer nasıl Ayaz? Kaç kişisiniz? Bu arada Cesur dedenin selamı var."

"Aleykümselam sağ olsun. Güzel valla. Ben beğendim arkadaşları. Sekiz kişi olduk benimle beraber. Sorabildin mi neden ayrı kalındığını." deyip yan gözle bakıp gülümsedi.

"Sordum, mantıklı cevaplar duydum. Onlar için böylesi daha iyi."

"İyi olmasa yaşantılarını bu şekilde dizayn etmezlerdi ki zaten kızım." dedi.

Güllük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin