Nesrina her zamanki gibi gün ortasında kahvesini içtikten sonra fincanı ters çevirip sağ işaret parmağını fincanın üstüne koyarak niyet etti. Bir müddet bekledikten sonra nedime Sena, hanımının falına bakmak için fincanı parmaklarının arasına alır almaz önce bir sağa sonra bir sola çevirip fincanın içine baktı. Nesrina, ''Sena yalan söylüyor mu?'' diye meraklı gözleriyle Sena'yı izledi. Sena:
''Hanımım! Biliyorsun ki fal gerçek değil. İnşallah yanılırım.''
''Hadi! Beni merakta bırakma!''
''Önce sevineceğin bir haber alacaksın. Beklemediğin çok uzaktan iki misafirin gelecek. Sevdiğin bir kişi de konaktan ayrılacak. Bundan dolayı çok üzüleceksin.'' Nesrina'yı merak sardığı gibi huzursuz oldu.
Leylâ, gün boyu verilen bütün işleri hakkıyla yapmasına rağmen hanımını bir türlü memnun edemiyordu. Çünkü hanımı onun iyice ezilmesini istiyordu. Leylâ ilk önce eyvanı(1) ardından kuyudan çektiği suyla avluyu(2) bunlar yetmiyormuş gibi akşamdan kalan bulaşıkları da bir bir yıkıyordu. Onun için dinlenmek diye bir şey yoktu. Ancak diğer hizmetçilerle birlikte yemek yediği zaman biraz dinlenebiliyordu. Alnına sürülen kara bir leke onun hayatını altüst etmişti. Bu da yetmezmiş gibi konağa geldiği günden beri bir an olsun rahat yüzü görmedi. Anne ve sevgili Kays'ın hasreti, üzüntü, yorgunluk ve iştahsızlık her geçen gün onu daha da güçsüz kıldı. Bu olaylar onu canından bezdirdi.
Hizmetkar Saced, kolundaki sepetin içine Ameer'ın gizlice koyduğu broştan habersizdi. Pazar alışverişini bitirdikten sonra yavaş adımlarla konağa döner dönmez hanımına... ''istediğin her şeyi satın aldım'' dedi. Hanımı da sepeti eyvana bırakmasını söyledi. Leylâ o sırada avluyu yıkıyordu. Hanımı... ''Leylââ! Leylââ!'' diye seslendi...
''Geldim hanımım!''
''Pazardan yeni gelen eyvandaki sepetten biraz meyve getir! Sakın yıkamayı da ihmal etme! Hadi çabuk ol!''
''Hemen hanımcığım.''
(1) Eyvan : Bir tarafı dışarıya açık kemerli olan oda
(2) Avlu : Etrafı duvarla Çevrili üstü açık olan alan
Leylâ sepetten meyve almak için elini uzatırken sepetin kenarında kendi başörtüsüne benzeyen pembe çizgili bir başörtü gördü.
Leylâ'nın dikkatini çekti. Başörtüyü açar açmaz avazı çıktığı kadar bağırdı.
Hanımı ne oldu diye panikledi. Oraya vardığında Leylâ elinde sıkıca tuttuğu başörtüyle yerde sere serpe yatıyordu. Nesrina o kadar korkmuştu ki gayrı ihtiyarı sağ elini sol göğsünün üstüne koydu. O an da ne yapacağını şaşırdı. Hizmetçiler de Leylâ'nın sesini duymuştu. Sesin geldiği yöne koşarak geldiler. Nesrina hizmetkâr Nazife'ye...
''Hemen bir tas su getir!''
Nesrina, Leylâ'nın yüzünü su ile ıslattıktan sonra Leylâ kendine geldi. Heyecandan göğsü bir kalkıp bir iniyordu. Hanımı ona su içirdi. 'Ne oldu?' diye etrafına şaşkın şaşkın baktı. Leylâ annem diye ağlamaya başladı. Nesrina, hizmetkâr ve nedimeye işlerinin başına gitmelerini söyledi. Bu köle durup dururken neden bayıldı? Diye merak etti...
''Beni çok korkuttun. Az kalsın ödümü patlatıyordun. Ne oldu?''
Leylâ elindeki başörtünün içindeki broşu hanımına gösterdi. Nesrina broşu görür görmez bi tuhaf oldu... 'Bu annemin broşuna benziyor. Bu sepette ne işi var?' Diye merakı bir kat daha da arttı. . Bu olayın ardından sonra mutlaka bir şey çıkacağını sezdi. Leylâ kendine gelir gelmez ayağa kalktı. Hanımının önünde el pençe durdu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Bir Bedel Ödeyecek (KITAP BITTI)
RomantikSevgi kelimesi hiç de yabancı değil bizlere... Bunu herkes çok iyi bilir. Hakkında çok şeyler yazıldı, söylendi... Duygularımı nasıl anlatabilirim diye, ben de bir kaç cümle içimden geldiği gibi ilave etmeden yapamadım. Sevgi, insan...