Kasım ve adamları Basra'dan döndüklerinde çok yorgun görünüyorlardı. Hana vardıklarında Şafak sökmek üzereydi. Hayvanları dinlendirmek için eyerlerini söktüler. Karınlarını doyursunlar diye önlerine saman bıraktıklarında güneş doğmuştu. Kasım ve adamları eve gideceklerdi ki hancı Mohsen onları gördü. Kasım'ın önünü kesti...
''Ya Kasım! Hoş geldiniz! Yolculuk rahat geçti mi?''
''Herhangi bir sorun olmadı. Ameer, bu tespihi sana vermemi istedi.
Hancı, ''adamlarımdan memnun kalmış olmalı ki bu değerli tespihi bana hediye olarak gönderdi.'' diye sevindi. Kasım:
''Ameer, bu tespih Zeyd'e verilecek'' dedi.
Hancı yanlış anlamıştı. Biraz bozulur gibi oldu. Kasım iyi ki Zeyd'in adını verdi. Çünkü kervan özel olarak Ameer'ı Basra'ya güvenli bir şekilde götürmüş, selametle geri gelmişti. Hancı, Basra'ya giden kervan için pazarlık yaptığı Zeyd'den geri kalan paranın üstünü alacaktı. Kasım:
''Hanım ve çocuklar için bir şeyler satın almak için pazara gideceğim.''
''Zeyd'e git! Mutlaka bana uğramasını söyle.''
Kasım, alışveriş yapmadan önce Zeyd'e uğradı...
''Mohsen, senin hana uğramanı istedi.''
Han Zeyd'in iş yerine çok yakındı. Zeyd öğle namazından önce hana gitti. Mohsen onu bekliyordu. Onu hoş karşıladı...
''Ameer Basra'ya vardı. Geri kalan parayı verirseniz adamlarımın hak ettikleri parayı ödeyeceğim.'' Zeyd:
''Bana bir kaç gün müsaade et. Senin geri kalan paranı getireceğim.''
''Unutmadan al şu tespihi! Sana vermem için Ameer gönderdi.''
Zeyd, tespihi almasına aldı ama bir anlam veremedi. Handan ayrılırken onu bir düşünce aldı... 'Hancıya parayı getireceğim diye söz verdim. Kays'ın ödemesi gerekiyor. Şu anda öyle bir imkânım yok ki hancının istediği parayı vereyim. Bana kardeş dediği en yakın arkadaşım, keşke elimde olsaydı da ben ödeyebilseydim. Kimseden borç alamam. Çünkü bir sene çalışsam bu parayı kazanmam mümkün değil. Şu anda Kays'a ulaşamam. Bayağı oldu yanıma gelmeyeli, nasıl olsa bu günlerde bana gelecek. Onu beklemekten başka çarem de yok, Allah'ım bana yardım et!' diye duyabilecek şekilde dua etti.
Kays, birkaç gece arayla kötü rüyalar görmeye başladı. Huzursuz oldu. Bu güne kadar kardeşi olmamıştı. Zeyd onun manevi kardeşiydi. Hicaz'dan geldikleri günden beri Zeyd'i görmemişti... 'Dün gece gördüğüm rüyayı ona anlatmak biraz da sohbet etmek için yanına gitmeliyim. Mutlaka bana bir fikir verir' diye Zeyd'in işyerine gitti. Zeyd, Kays'ı hoş karşıladı. Hatırını sormadan önce arkadaşını biraz sıkıntılı gördü.
Zeyd arkadaşını biraz sıkıntılı gördü. O sırada öğlen vakti, ezan konuyordu. Yürüyerek camiye doğru gittiler. Yolda Hac anılarını tazelerken bir yandan da ilahi aşktan sohbet ettiler. Kays:
''Kardeşim Zeyd! Hala dün gece gördüğüm rüyanın etkisindeyim. Beni oldukça huzursuz etti.''
''Yüzündeki ifadeden anlıyorum. Anlatmak ister misin?''
''Zaten sana anlatmak için geldim.''
''Hadi anlat! Senin için önemli olmalı diye düşünüyorum.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Bir Bedel Ödeyecek (KITAP BITTI)
RomansaSevgi kelimesi hiç de yabancı değil bizlere... Bunu herkes çok iyi bilir. Hakkında çok şeyler yazıldı, söylendi... Duygularımı nasıl anlatabilirim diye, ben de bir kaç cümle içimden geldiği gibi ilave etmeden yapamadım. Sevgi, insan...