Bir Ömür Boyu

459 24 0
                                    


       Kays, dilenci Ameer için hancı Mohsen'den aldığı güvenceden sonra dilencinin kaldığı fakirhaneye geldi. Sırtını duvara dayamış yalnız başına oturan Ameer'ı düşünceli gördü...

       ''Selam ya Ameer! Sevineceğin kadar iyi bir haberim var. İki üç güne kalmaz Basra'ya gidiyorsun. Bu zaman içinde hazır ol! Mutlu günler seni bekliyor. Bu arada kendini nasıl hissediyorsun?'' Ameer:

     ''Hayatta ümit olmazsa, yaşamak da olmaz.'' Diye cevap verdi.

Kays'ın aldığı bu cevap çok anlamlıydı. Belli ki ailesi söz konusu olunca hiç düşünmeden ölüme bile giden bu zavallı adama acıdı...

      ''Seni tanıdıktan sonra geçen sıkıntılı günlerimden kendimi daha iyi hissediyorum. Bugün moralim dünden daha iyi!'' Kays:

      ''Emniyetli bir şekilde Basra'ya gitmen için gereken her şeyi ayarladım. Bir iki güne kadar benden haber bekle!''

      ''Basra'ya gideceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum.''

      ''Tekrar geleceğim. Sakın buradan ayrılayım diye aklından geçirme!''

Dilenci hayal edemeyeceği kadar kendine gün doğmuştu. Ümitlendi...

      ''Aptallık olur. Çakılmış mıh gibi seni burada bekleyeceğim.''

Ertesi gün Kays arkadaşı Zeyd ile birlikte gören Ameer, sevincinden gülümsedi. Kays:

       ''Bir yıl geçinebileceğin kadar para ve bu firuze tespihi al! Basra'ya vardığında bu tespihi, seni götüren kervancı başı Kasım adındaki adama vereceksin! Sakın unutma! Basra'ya vardığından emin olmam için bu tespih aramızda bir sır olarak kalacak. Parayı iyi sakla'' Ameer:

      ''Senin bu iyiliğin altından nasıl kalkarım. Ömür boyu sana borçlu kalacağım. Yalnız bir sorun var! Buradan nasıl çıkacağım?'' Zeyd:

      ''Sen meraklanma! Bu iş dünden halledildi bile. İki gün sonra akşam karanlığında kimse farkına varmadan buradan alınacaksın.'' Kays:

       ''Ailene kavuştuktan sonra ilk fırsatta buraya gelen kervanların biriyle arkadaşım Zeyd'e haber yolla! Sakın ihmal etme! Ailece bir arada mutlu olduğunuzda ben de burada mutlu olacağım. Hatta sizi bir aradayken görmek isterdim. Leylâ'nın orada olduğunun haberini alır almaz bir yolunu bulup ben de oraya geleceğim. Ameer:

      ''Teşekkür ederim. Yeteri kadar sana yük oldum. Hakkını helal et! Tespihi sana getirmesi için Kasım'a vereceğim. Sen hiç merak etme!''

Ameer, ''Neden bu genç adam tespihi geri göndermem için ısrarla benden istedi?'' Bir anlam veremedi.  Mutlaka Kays'ın bir bildiği var diye aklından geçti.

Kays, Leylâ'yı görmediği günden beri aklından bir türlü çıkmıyor, kalbi onun için çarpıyordu. Babası Basra'da kızına kavuşunca altın yüzüğü ona verdiğinde Leylâ'yı unutmadığımı, hala sevdiğimi bu sayede bilecek ve umutla beni bekleyecek. Bir gün ona kavuşacağım diye kendini umutlandırdı. Kays:

       ''Ameer! Aklımdayken al şu altın yüzüğü! Leylâ'ya hediye almıştım. Bunu ona vermek için hep bu günü bekledim. Mutlaka ona vermelisin! İhtiyacın olsa dahi bu yüzüğü satmayacağına dair bana söz ver!''

Herkes Bir Bedel Ödeyecek (KITAP BITTI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin