Hizmetkar Pazar alış verişini bitirmiş, konağa gelmişti. Daha sepeti yerine koymadan hanımı sepetin içindeki başörtüyü gördü...
''Başörtüyü tekrar geri getirmişsin.'' Saced:
''Hanımım! Adam yanıma geldi. Adının Ameer olduğunu söyledi. Benden konak sahibinin adını sordu.''
''İbn-i Selâm dedim. Kibar bir adamdı. İnşallah yanlışlık yapmadım.''
''Hayır! Başörtüyü almadığına göre seni tekrar görmek anlamına geliyor. Senden mutlaka bir şeyler isteyecek veya soracaktır.'' Saced...
''Bu adamdan zarar gelmesin diye evin beyini haberdar edelim.''
''Sakın ha! Önce adam bizden ne istiyor onu bilmeliyim. Gerekirse ben kocama söylerim. Şimdilik bu kadar.''
Nesrina şaşkındı. ''Ameer demek ki hayattaymış. Biz onun öldüğünü sanıyorduk. Bundan daha güzel bir haber olur mu?'' Diye sevindi.
Leylâ Ameer ismini duyunca pek oralı olmadı. Çünkü babasını öldü diye biliyordu. ''Babam hayatta ise neden bizi sahipsiz ve fakir bıraktı? Kendimi hep yetim hissettim.'' Gerçi nice yıllardan sonra annesi, babasından bahsetmesine rağmen yine de sevinmedi.
Bir gün sonra Nesrina, Saced'in arkasından konaktan çıktığını gören Ameer, onları pazara doğru gittiklerini gördü. Düşündüğü gibi başörtü işe yaramıştı. ''Tam istediğim gibi oldu'' diye sevindi. Bu fırsatı yakalamışken onları kaybetmek istemiyordu. Uygun bir yerde onları yakalayıp konuşmak için peşlerinden yürümeye başladı. Ameer avını yakalamış bir avcı gibi hiç kimsenin olmadığı bir tezgahın başında duran Saced'e yaklaştı. Onu gören Saced, Ameer'ı tanıdı...
''Geçen günü başörtüyü almadınız. Belli ki benimle konuşacaksın.''
''Hem de çok önemli. Ben İbn-i Selâm'ın bacanağı Ameer'ım.''
Nesrina daha fazla beklemeden onların yanına geldi. Saced hanımını yanı başında görünce saygılı bir şekilde Ameer'ı işaret ederek...
''Adının Ameer, sizin çok yakın bir akrabanız olduğunu söyledi.''
Ameer, yıllarca yaşadığı hapishane hayatı, yaptığı dilencilik esnasında çektiği bunca sıkıntı ve acılardan olmalı ki saçları ağarmıştı. Onu bu halde gören Nesrina, karşısındaki tanıyamadığı bu adam, Ameer olduğundan emin değildi. Çünkü yüzü kendine yabancı geldi. Nesrina, Saced'in lafını yarıda keserek konuşmaya müdahale etti...
''Bize Ameer olduğunu söylüyorsun. Hanımın adını ve evlendiğin o geceyi hatırlıyor musun?''
''Evet! Hem de çok iyi hatırlıyorum. Nadima ile evlendiğim gece kızıla boyanmış ay tutulması olmuştu. O gece kızın Azima hastaydı.''
''Allah'ım! Sana şükürler olsun.'' Dedikten sonra Saced'e...
''Sen alacaklarını al! Ben her şeyi olduğu gibi evin beyine anlatırım. Şimdilik bu tanışmayı hiç kimseye söyleme!'' Saced evet dedi. Nesrina:
''Ameer! Kusuruma bakma! Seni tanıyamadım. Sebebine gelince uzun zaman oldu. Senden umudumuzu kesmiştik. Burada olduğun iyi oldu. Kız kardeşim Nadima'yı çok özledim. Ondan haberin var mı?''
''Şimdilik handa birlikte kalıyoruz.''
''Ben de ablamı bulması için hizmetçime hanları aramasını onu bulunca bana haber vermesini söyledim. Artık buna gerek kalmadı.''
''Peki bizleri nasıl buldun? Neden kocamla tanışmadın?''
''Kocanızla tanışmak için onun iş yerine bir kaç defa gittim. O kadar meşguldü ki yüzüme bile bakmadı. Utancımdan kendimi tanıtmadım. Beni unutmuş olduğunu düşünerek, tek ümidim sen oldun. Yaşadığınız konağa kadar kocanızı bir kaç gün takip ettim. Konağınız olduğuna kanaat getirdikten sonra size ulaşacağım güne kadar her sabah sizin hizmetkarı takip ettim. Allah'a şükürler olsun ki size ulaşmayı başardım. Düşündüm ki kız kardeşin Nadima'ya ancak sen sahip çıkarsın.''
''Doğru düşünmüşsün. Bir an önce kız kardeşimi görmek istiyorum. Sıhhati iyi mi? Görmeyeli uzun yıllar oldu. Onu çok özledim. Kocam bu aralarda gün ortasında konağa gelmeye başladı. Daha vakit geç olmadan şimdi konağa dönmeliyim.''
''Nadima, çok iyi değil. Üzgün ve hasta.''
''Yarın burada beni bekle! Seninle hana gider her şeyi konuşuruz. Şimdilik kocamın bilmesini istemiyorum. Çok önemli haberlerim var.''
Ameer heyecanla hana geri döndü. Hanımının yanına varır varmaz...
''Sana çok sevineceğin bir haberim var.''
''Kızım Leylâ'dan mı bir haber var?''
''Hayır! Bugün pazar yerinde ablan Nesrina'yı gördüm.'' Sizi çok özlediğini seninle hasret gidermek için sabırsızlıkla en kısa zamanda buraya geleceğini söyledi.''
''Kızım Leylâ'nın haydutlar tarafından kaçırıldığını ona söyledin mi?''
''Üzülmesin diye Leylâ'dan hiç söz etmedim.''
Ameer, Nesrina yarın hana gelmez ise hanımı Nadima'nın buna çok üzüleceğini biliyordu. Bu yüzden ona söylemek istemedi. ''Zaten yeteri kadar üzüntüsü var.'' Bundan böyle hanımının üzülmesini istemedi.
-----------------------------------------------------------------------------
Kitabın tüm hakları saklıdır. --------------- Lütfen yorum yapınız!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Bir Bedel Ödeyecek (KITAP BITTI)
RomanceSevgi kelimesi hiç de yabancı değil bizlere... Bunu herkes çok iyi bilir. Hakkında çok şeyler yazıldı, söylendi... Duygularımı nasıl anlatabilirim diye, ben de bir kaç cümle içimden geldiği gibi ilave etmeden yapamadım. Sevgi, insan...