I remember everything

15K 454 76
                                    

İçeceğimin pipetine dişlerimi geçirdim ve Constance'a baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçeceğimin pipetine dişlerimi geçirdim ve Constance'a baktım. Yorgunlukla geriye yaslanmış çikolatalı pastasını büyük bir iştahla yiyordu.

Boynumdaki izi kapatması için taktığım fları düzelttim ve kaşığımı sufleme batırdım. Çikolata iştah açıcı bir şekilde aktığında gözlerimin parladığından neredeyse emindim.

"Hayatında yeni bir şeyler yok mu?" Ağzımdaki çikolata tadı acı bir tada dönüştü.

"Ne gibi?" diye sordum kaşığımla sufleyi didiklerken.

"Hiç aşık oldun mu?" diye sordu gözleri parıldarken. İyice tadım kaçmış bir şekilde tatlımı hafifçe ileri ittim ve derin bir nefes alarak koltukta geriye yaslandım.

Birilerine anlatmalıydım. Yoksa çıldıracaktım. "Bu aşktan sayılır mı bilmiyorum ama," dedim dikkatle yüzüme bakan Constance'a bakarak. O zaman doğru bir karar verdiğimi anladım. "Sanırım birini seviyorum."

Yüzünde memnun bir gülümseme oluştu. "O da seni seviyor mu, peki?" diye sordu ellerini masanın üzerinde birleştirerek.

"Hayır." diye mırıldandım. Sanırım hayatımda verdiğim en acıtan cevaptı. Yüzündeki gülümseme söndü.

"Kim?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Tanımazsın okuldan değil." dedim omuz silkerek.

"Hangi liseden öyleyse?" Araştırmasına karşılık kıkırdadım.

"Cons," diye fısıldadım sır verir gibi. "Yirmi iki yaşında." Dudakları hafifçe aralandı ve 'oha' dercesine kıpırdattı.

"Vay canına," dedi kendine gelebildiğinde. "Neredeyse beş yaş." Kaşları düşünceyle kıvrılmıştı.

İçime derin bir nefes çektim. "Biliyorum." diye mırıldandım. Bunu kaç defa aklımda tarttığımı hatırlıyordum.

"Aslında, gerçekten seviyorsan yaş rakamsal bir ifadeden başka bir şey ifade etmez." dudakları tekrar bir gülümsemeyle kıvrıldığında kalbimin sıkıştığını hissettim.

"Anlatsana, nasıl tanıştınız?" diye sordu gözleri tekrar ilgiyle parıldadığında. Anlatıp anlatmamak arasında kararsız kaldım. Ancak beni dinliyordu ve içimi rahatlıyordu.

"Ablam onu seviyor." diye mırıldandım. Göz bebekleri yavaşça genişledi ve saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Ciddi misin?" diye fısıldadı. Kafamı hafifçe aşağı yukarı salladım utançla. Yanaklarıma ateş bastığını, kalbimin sıkıştığını hissettim.

"Nasıl yani? Aman Tanrım, sana sormak istediğim yüzlerce soru var." dedi. Masanın üzerinden bana doğru eğildi ve ellerimi şefkatle ellerinin arasına aldı.

"T-tamam, anlatacağım." dedim içime titrek bir nefes çekerek.

Ona her şeyi en başından anlattım. Beni ilgiyle dinledi ve sözümü bir kere bile kesmedi. Bu sırada oturduğumuz küçük cafede tek tük insan kalmıştı.

PARADISE LOST \\IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin