Who are you, Ashton Irwin?

15.5K 500 100
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Yazana kadar bir yerlerimi yırtıyorum ve okunma sayısına göre çok düşük oy sayısı var. Sadece istediğim oy vermeniz. Çünkü o zaman okuduğunuzu ve beğendiğinizi anlayabiliyorum. Emin olun iki kelimelik yorumunuz bile beni çok mutlu ediyor. İstediğim sadece burayı dikkate almanız.


"N-ne?" diye fısıldadım. Ayaklarımı sarkıttığım yerden çektim ve avuç içlerimi islelenin tahta zeminine bastırdım. Islak saçlarım belime, omuzlarıma ve yüzüme yapışmıştı.

Kemikli parmakları yüzümü hafifçe okşadı. Islak saçlarımın birkaç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. Göz kapaklarım titreyerek kapandı. Dokunuşları varla yok arasındaydı. Parmak uçlarından elmacık kemiklerime yayılan sıcaklık kalbime dokunuyor, içimdeki sevgisizliğe bir tokat gibi çarpıyordu.

"Yapma," diye fısıldadım kendimi geri çekerek. Onun alevine kapılarak yanmaktan korkuyordum. Ona karşı iradesizdim. Şu ana kadar kimseyle yapmak istemediğim şeyleri onunla yapmak istiyordum. Gözlerimi açtım ve yeşilin tonlarını barındıran ela gözlerine baktım.

"Ne hatırlıyorsun, Ashton?" diye sordum. Onu sevdiğimi söylediğimi de hatırlıyor muydu?

"Calum, rahat bırak beni!" Michael'ın çığlığıyla dağılan dikkatimi onlara çevirdim.

Calum kayığın üzerinde ayağa kalkmış küreğini bir metre uzağında duran Michael'a doğru savuruyordu. Kürek Nora'ya çarptı. Nora çığlık atarak göle düştüğünde Calum ve Avery kahkahalarla gülmeye başlamıştı.

Michael, Nora'nın gölden çıkmasına yardım ederken gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Seni öldüreceğim Calum!" diye çığırdı ıslanan şortunu çekiştirerek. Michael kayığı iskeleye çevirdi.

Kıyıya yanaştıklarında Nora sinirle yanımızdan geçip gitti. Ayağa kalktım ve kayıktan elinde kıyafetlerimle atlayan Calum'a ilerledim. Vücuduma diken gibi batan bakışları hissediyor, ona bakmamak için çaba harcıyordum.

Ancak kendime hakim olamadım. Gözlerim buğulanmış ela gözlerine kaydığında kırmızı dudaklarında dilini dolaştırdı. Bedenimin titrediğini ve bir zevk dalgasının yayıldığını hissettim. Bakışlarımı hızla kaçırdım ve hızlanan kalp atışlarımla birlikte Calum'un elindeki kıyafetlerimi aldım.

Calum'un kahverengi gözleri ikimiz arasında gidip geldi ve tombul dudaklarında bir şırıtış oluştu. Ona bir açıklama yapacak durumda değildim. Açıkçası yapmak içimden gelmiyordu.

Tişörtümü ve kot pantalonumu giyidim. Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Bedenim hala titriyor, üzerindeki bakışlardan rahatsız oluyordu. Bunu neden yaptığını anlayamıyordum. Sarhoş değildik.

Rebecca az önce kalktığım yere, Ashton'ın yanına oturdu. Narin elleri yüzünü bulduğunda kalbimin ezildiğini hissettim. Dudaklarını önce dudağının kenarına, ardından dudaklarına bastırdı.

PARADISE LOST \\IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin