Be strong

864 81 24
                                    

Sözümü tuttum. Buyrunuz kanlı canlı bölüm. Yanlışlıkla atmıyorum üstelik jfnfkfkckckc
Sınavlarım olduğu için yazamıyorum. Finaller de bir bitsin peş peşe yazarım artık arayı kapamak için.

Bölüm şarkısı Haux- Homegrown

İyi okumalar...

"Ne yani artık bir avukat mısın?" Gurur ve şaşkınlık karışımı bir duygu yoğunluğuyla William'a sordum.

Mesaimiz biter bitmez kütüphanenin aşağısındaki butik kafeye gelmiştik.

Hafifçe gülerken kafasını iki yana salladı. "Henüz değil, daha önce de söylediğim gibi sadece staj yapıyorum."

"Yani avukatsın." Grace milkshake'in köpüğünü pipetiyle gürültüyle içerken sonuç odaklı bir insan olduğundan umarsızca konuşmuştu.

"Hayır.. daha önce de söylediğim gibi.." Grace'in bakışları üzerine susarak ellerini kaldırdı. "Peki.." dedi mırıltıyla. "Sanırım, avukatım."

Onlara hafifçe güldüm ve bitki çayımın olduğu fincanı dudaklarıma götürdüm. Bu sırada William'ın bakışları beni bulmuştu.

"Ee, sen ne yapıyorsun? Sonunda psikoloji okuyabilecek misin?" Bu detayı hatırlaması üzerine ona gülümseyerek karşılık verdim. Ancak gülümsemem çok uzun sürmedi. Yerini buruk bir hüzne bırakırken dirseğimi masaya yaslayarak yüzümü avuç içime bıraktım.

"Hayır.."

"Neden? Başka bir bölüm mü istiyorsun artık?

Kafamı iki yana sallarken bakışlarım düşünceyle camdan dışarısına kaymıştı. Biz kütüphaneden çıktıktan sonra yağmur yağmaya başlamıştı. Şimdi ise şiddetini artırarak yağmaya devam ediyordu.

"Yok, üniversiteye gitmeyeceğim." Göz ucuyla tekrar soru sormak istediğini görünce konuşmaya devam ettim. "Hayat şartları. Yıllar içinde çok fazla şey değişebiliyor."

Yarım saat içinde bile hayatındaki tüm sevdiklerini kaybedebiliyordu insan.

"Üzüldüm."

"Üzülme, ben aştım. Böylesi daha iyi. Hem herkes üniversite okuyacak diye bir şey yok sonuçta." dedim elimi boynuma kaydırarak gülümseyerek. Artık yalandan gülümsemek dudaklarımın hilesi olmuştu.

"Mesela ben," Grace işaret parmağıyla kendini gösterirken yüzünü buruşturdu. "Liseyi zor bitiren bir insan olarak bu söylediklerine yüzde yüz katılıyorum."

Grace şu an 20 yaşındaydı iki yıl önce liseyi bitirdiğinde ilerisi için hiçbir şey yapmamıştı. Sadece günü yaşıyordu. Sistemin bir parçası değildi.

Neden hep çok eleştirdiği sistemin bir parçası olmak isterdi insan? Kendimde çözemediğim yönlerden biri de buydu aslında.

"Ailen ne diyor bu işe?" William'ın sorusu arka planda kulaklarıma ulaştığında Grace'i izlemeyi bırakarak ona döndüm.

"Bilmem, artık onlarla yaşamıyorum."

Şaşkınlıkla aralanan dudaklarını ve havalanan açık kahve kaşlarına baktım bir süre. Birkaç saattir eski halinden bir parça arıyordum. Kokusu ve göz rengi hariç neredeyse her şeyi değişmişti. O yüzden alışmakta zorlanıyordum.

"Vay canına, bayağı bir şey değişmiş gerçekten."

"Değişmiş gerçekten, ben seni bu kadar meraklı hatırlamıyordum. Üç sene boyunca arada bir arayınca anlayamıyorsun işte." Grace uyaran bakışlarını bir diken misali kuzenine çevirdiğinde gözlerinden neredeyse ateş fışkıracaktı.

PARADISE LOST \\IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin