Vaha

423 50 0
                                    

        Sina'nın başarısını kutlamak için bir yerlere gitmek istediler ancak Grei yanlarındayken dışarıda olmak henüz tehlikeliydi. Bu sebeple Grei kaptan Malikah'ı çağırdı ve onları eskiden KewinGraw'un dışındaki ovaya götürmesini istedi. Kaptan hemen karşı çıktı böyle bir isteğe nasıl olabilirdi, orası işgal altındaydı. Grei ne yapıp edip kaptanı ikna etmeyi başardı. Ovanın şehre en uzak en ıssız bölgesine ulaştıklarında gördükleri manzara karşısında her biri çok üzülmüştü ki; buna Kaptan Malikah da ydahildi. Grei başladı söze " Burası önceden o kadar sulak o kadar yeşil bir alandı ki, savaştan sonraki haline bir bakın. Kurumuş toprağın içinde herhangi bir canlı sezen var mı? Yakında burası bir çöle dönüşecek, neden mi? Çünkü savaşta suların yönünü değiştirdiler akarsuları efsunlayalım derken kuruttular. İşte dünyaya bunu yapıyoruz. " Bu sözlerin ardından yürümeye başladı içindeki bütün Aura tiplerini birleştirmişti ve dövmeleri tekrar ışıldamaya başlamıştı; bunu ne zaman yapsa, ne zaman şaman moduna geçse kapkara dövmelerinden nur misali bembeyaz ışılar taşmaya başlıyordu. Bastığı her adımda toprak biraz daha yeşermeye canlanmaya başladı, Grei arkadaşlarının etrafında bir daire çizerek yuvarlak bir alanı çimlerle ve rengarenk çiçeklerle doldurdu. Sonrasında ekledi, " Bu tek başıma yapabildiğim; şimdi bir de sizin yardımınızla deneyelim. " arkadaşları bir daire biçimini aldı Kaptan Grei'in yanındaki boşluğa geçecekti ki Sina çabuk davranıp Grei'in elinden tuttu hemen; diğer elinden ise Aoda tutuyordu, çaresiz Kaptan Aoda'nın elinden tuttu. Herkes el ele tutuştuğunda Grei tekrar şaman moduna geçti ve enerjisini kendi sağına bir dalga şeklinde yolladı; dalga dalga yolladığı enerjinin çemberi tamamlayıp kendi solundan tekrar bedenine döndüğünü hissediyordu, hissettiği sadece de bu değildi enerjinin kalitesi ve gücü de artıyordu. Aynı işleme beş dakika boyunca devam etti, Grei'in enerjisini içlerinde hisseden arkadaşları yaşadıkları hazzı kelimelerle tarif edemez duruma gelmişlerdi, sanki hayat bedenlerini dolduruyor ve her saniye artmaya devam ediyordu. Ardından Grei efsununu tekrarladı ilk başta oluşturduğu alanın 10 katı büyüklüğünde bir alana hayat vermişlerdi; ayrıca sadece çimler çiçekler değil, türlü türlü otlar, bitkiler, mantarlar da oluşmuştu. Kupkuru çatlak toprakların ortasında bu kocaman ovada çöldeki bir vahayı andırıyordu yarattıkları yer, bir serap gibiydi. 

    Çemberi bozmadan oturdular, Aoda gitarını getirmişti, Leia o kocaman kol çantasında yer olmadığını söyleyerek sadece bir kaç parça çerez alsa da doğuştan kampçı olan Kairu kamp çantasına bulabildiği ne varsa doldurmuştu. Aoda gitarını çaldı, leiave Kairu yiyecek içecek servis etti, Grei ise oracıkta çiçeklerden bir taç yapıp Sina'ya takdim etti ve ekledi" Aramızda söz vermiştik ilk kim Geto'yu indirirse kralımız / Kraliçemiz olacak diye; Bir hafta boyunca emrinizdeyiz majesteleri. " Sina bu jestten çok hoşnut kalmıştı ancak oyunu bozmadı yavaşça başını eğip; " Çekilebilirsin." dedi bu hareketi etrafındakilere neşe saçmıştı; her ne kadar oyun olsa da Sina o anda gerçek bir prenses gibi hissediyordu. Konuşmalar birbirini açtı ve konu malum mevzuya geldi.

Kairu: Biz ne zaman mezun olup cepheye gideceğiz Grei?

Grei: Hazır olduğumuz zaman, Ben her ne kadar şaman olsam da dört aura tipini de ayrı ayrı kullanamadan ne sizin ne de kendimin güvenliğini sağlayamam. O yüzden hepimiz elimizden geleni yapmalı ve en az üçümüz aura tipini değiştirecek kadar güçlenmeli ki hazır olalım.

Leia: Neden üçümüz? 

Sina: Çünkü yami komutanlarının üçü yapabiliyor. Doğru mu Grei? ( Grei cevap vermedi )

Aoda: Tek başımıza mı alt edeceğiz o kadar adamı Grei? Ne düşünüyorsun sen ?

Grei: Burada yaptığımız şu etki arttırma olayını bütün savaş alanına yayabilecek kadar güçlendiğimizi düşünün. Başkalarının ölmesine gerek kalmaz böylece. 

Sina: Evet ama bu kadar geniş etki alanına sahip bir efsunla toplu katliam yapmış oluruz.

Grei: Öldüreceğimizi kim söyledi ki? Etkisiz hale getiririz, toprağa gömeriz. Buluruz bir şeyler hele bir güçlenelim de. 
Leia: Öbür konu ne oldu Grei? Hala arıyor mu?

Grei: Evet, Hikari'ye de mesaj bırakmaya devam ediyor. Adam da onu aldamış galiba, hatasını anladığını beni asla bırakmayacağını falan söylüyor. 

Sina: Tabi tabi öyle olur.

Maikah: Sen ne söylüyorsun peki? 

Grei: Hiç bir şey. 

Kairu: Nasıl yani şimdi senin fırsatın abi, eline düşmüş işte alsana intikamını, istediğini yap, söyle, avcuna düşmüş işte kız.
Sina: Yapamaz.

ŞamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin