Hazırlık

211 23 3
                                        

            Duuma'ya ilerleyen araç son sürat ilerlese de zaman onlar için geçmiyordu. Akıllarında binlerce soru binlerce boşluk vardı. Bazılarının içinde kötü bir şeyler olacağı hissi uyanmıştı ve insanoğlunun hissedebileceği onca duygu içerisinden şüphesiz ki bu uyutması en zor olanıydı. Sina stresten dudaklarını yemeye başlamıştı, Aoda'nın avuçları terliyor; Candis ise ellerinin titremesini bir türlü durduramıyordu. Aralarında en iyi durumda olan Kairu idi, nitekim o arkadaşını göreceği için sevinmişti sadece. Ne korku ne endişe duyuyordu olacaklardan Grei hayattaysa her şey iyi olacaktı...

                                                                               ...

           Odada belirdiklerinde Grei Şaman modundaydı gözlerinde ve vücudunun hemen her tarafını kaplayan dövmelerinde  o tanıdık beyaz ışık akşamın karanlığına gündüzden bir cevap gibi parıldıyordu. Gibs masasında geriye doğru irkildi ilkin ne olacağını sezememiş olsa gerek hemen konumunu ve efsununu hazırlamıştı saldırı için. Grei buna gerek kalmayacağını göstermek için " Hocam. Biz geldik, arkadaşlar benimle." dedi elini sakince yere indirirken. Gibs durumu anlamamış olsa da Grei'in şaman modundan çıkarak ellerini indirmesi onu bir nebze sakinleştirmişti. Ve böylece konuşma başladı. Grei, Netero ve Genma masanın karşısındaki koltuklara oturmuştu çoktan kalan subaylar ayaktaydı. Konuşmayı Grei başlattı:

Grei: Yardımınız lazım Kaptan.

Gibs: Sana mı lazım Yami'ye mi?

Grei: Artık Yami diye bir şey yok Gallier Erwin'in peşinden gitti ve uzun süredir kayıp, üst kademelerin hepsi gördüğünüz gibi burada. Genma çoktan bütün görevli yami subaylarına Lonca'nın dağıldığını bildirdi. Artık yeni bir amacımız var. 
Gibs: Nedir? 

Grei: Hazırlanmak.

        Bu sırada Gibs odadaki diğer subayların yüzlerindeki korkuyu, endişeyi onlara bakmadan dahi sezebiliyordu. Dirseklerini masaya yaslayarak devam etti konuşmasına:

Gibs: Neye hazırlanmak peki? 

Genma: Erwin elimizden kaçtı. Yami'nin yegane amacı Erwin'i yok etmek idi zaten. Başından beri böyleydi, beş yüz yıldır buna hazırlanıyordu Efendi Gallier. Yani bizim amacımızda bir değişiklik olmayacak önleyemediğimiz savaşta Erwin'in karşısında duracağız ancak bizi yanında duracak olanlar daha çok endişelendiriyor. 

Gibs: Hükumetin bazı kollarından bahsediyorsunuz sanırım.

Netero: Grei'i nerede bulduğumuzu biliyor musunuz? Kimlerin elinden aldığımızı, o sırada ona neler yaptıklarını? 

Gibs: Hayır.
Netero: Bir hükumet sığınağı, sadece bu iş için, sadece Erwin'i reankarnesinin içinden çıkarmak için tasarlanmış bir karargahta, bütün enerjisini kullanmasına neden olan ve onu zayıflatan bir çemberin ortasında bulduk. Bir kaç dakika daha geçmiş olsa emindik ki Erwin Grei'in yarı ölü halini fırsat bilerek bedeninin kontrolünü ele geçirecek ve başımıza çok büyük bir bela olacaktı.

        Kaptan Gibs hikayede bir boşluk ararcasına gözlerini kısarak sordu Netero'ya: 

Gibs: Peki siz ne yaptınız? 

       Netero'nun duygusallaştığını fark eden Genma söze girerek ortamın tekrar gerginleşmesini önlemeye çalıştı. 

Genma: Erwin'e tapan bütün üstadlarınızı ve generallerinizi yok ettik, çembere bağlı oldukları için güçleri epeyce düşüktü çok zor olmadı ancak gerekliydi.Bu insanların asıl amacını biliyor musunuz gerçekten? 

Gibs: Dünyaya hükmetmek gibi bir saçmalık olduğunu varsayıyorum.

Genma: Daha da ötesi, Erwin'in en büyük amacı kovulduğu salonun sahibi olmak. Tanrı'nın kendisi olmak istiyor. Ve bunu yapmak için dünyadaki bütün varoluşu silmeye de hazır. 

Gibs: Peki yapabilir mi? 

Grei: Yapabilir. Tanrıdan sonra en güçlü ikinci varlık kendisi. Bunu en iyi ben biliyorum. Onun anılarında o kadar uzun süre sıkışıp kaldım ki yaptığı efsunların çoğunu sadece bakarak öğrendim.  Gerçekten yapabilir. 

Gibs: Ne konuda yardım etmeliyim peki ? 

Grei: Ankaları çağırın Kaptan...

ŞamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin