Sina

438 52 2
                                    


Bu Grei'in sesiydi o kadar kapılmıştı ki maçın şiddetine her şeyi görmezden gelerek bağırıyordu avazı çıktığınca ve destek oluyordu arkadaşına. Sina Grei'in sesini duyduğunda birden mutlu hissetmeye başladı içinde bulunduğu durumu unutup Grei'in ona destek vermesinin ne kadar harika olduğunu düşünmeye daldı; ardından farkına vardı ki sakinleşmişti, bütün endişeleri, bütün korkuları bir toz bulutu gibi rüzgar dinince yok olmuştu. Artık aklına gelenleri uygulamaya başlayabilirdi. Ellerini göğsünün önünde birleştirerek dışarıdaki havayı bedel seçti; ve havadaki sıcaklığı arttırmaya başladı bu işlem iki şekilde ona fayda sağlıyordu birincisi bedel olarak seçtiği hava zaten zehirli olduğu için dönüşümde bir kısmı yok oluyor ve zehri de beraberinde götürüyordu, ikinci faydası ise mikroorganizmalar çok yüksek sıcaklıkta yaşayamamasıydı yeterli sıcaklığa ulaşıldığında tüm mikroorganizmalar ölecekti. Aurasını kalbinde bekletti bir süre, efsuna devam etmek yerine etkisini küçülttü ve neredeyse durma noktasına getirdi; ardından kalbinde biriktirdiği auranın tamamını güçlü ve tek bir etkiyle efsuna kattı sıcaklı aniden yüz derece artmış ve düşmüştü bu şoklama karşısında havadaki zehirli organizmların tamamı öldü ve hava temizlenmiş oldu. Bu sırada Sina'nın kalbinde aura şarj ettiğinifark eden Geto erken davranıp kendisini buzdan bir küreye sarmıştı ki bir darbede eridi bu küre. Ardından Sina bütün efsunlarını bozarak tek bir dönüşüme odaklandı kollarını iki yana ayırıp ellerinden birini yumruk bir diğerini düz bir tokat şekline getirdi ve etraftaki tüm enerjiyle birlike bulunduğu alanı çukurlaştırarak kendisine inanılmaz görkemli bir çift kanat oluşturdu. Sıradan olmaktan çok uzak olan bu kanatların birisi normal görünse de diğeri kesinlikle normal değildi; çünkü zincilerden oluşuyordu. Bu dev zincirleri iradesine göre kontrol edebilen Sina iki kanadını da yana açıp Geto'ya doğru savurdu. Geto sadece bir rüzgar darbesi beklerken zincirli kanattan kopan bir metal parçasının ona doğru uçtuğunu çok geç olana dek fark etmedi; bu sırada Grei tekrar gaza gelip bağırmaya başladı " Yürü Beeee ! " Sina'nın fırlattığı parça havada akıcılık kazanarak bir halat şeklini alarak Geto'nun kollarının üzerinden tüm vücuduna dolanıp tekrar katılaştı. Bu metal çember içerisindeyken Efsun yapamazdı artık Geto. Sina son olarak ellerini toprağa basarak Geto'yu altında bulunan toprağa gömdü. Sadece kafası açıkta kalmıştı Geto'nun; ancak birden suya dönüverdi toprağın ortasında. Ardından Geto idman sahasının ortasına zıplayarak havadayken bağırmaya başladı; " Geçtiiiiiiiiin ! " Sina şaşkın şaşkın bir yakaldığı su topluluğuna bir de Geto'ya baktı ve dizlerinin üzerine çöktü umutsuzca, kazandığını anlamamıştı bile. " İmkansız ama! " diye hayıflanıyordu ki diğer arkadaşları onu kutlamak için sahaya indiler. Onların yüzündeki ifadeyi gördükten sonra anladı ancak geçtiğini.

Geto: Hala anlamadın mı? Kazandın.

Sina: Ama Gölge dansı'ymış yakaladığım.

Geto: Beni yenmen zaten mümkün değil sınavın onu yenmekti. Tebrik ederim.

Sina onu tek tek tebrik eden arkadaşları arasında en çok gaza gelen ve mutlu olan Grei'e sarıldı sıkı sıkıya; fırsattan istifade daha fazla tutmak istiyordu onu kollarında. Bir yıldır onun ne kadar müthiş olduğunu izledikten sonra artık kimselerle paylaşası gelmiyordu hele o Malikah denen kaptan bozuntusuyla asla. Bir yıldır gizli bir eğitim diyerek kaçıp kaçıp dünyanın kim bilir nerelerine gidiyorlardı birlikte; ama şimdi onun sırasıydı sıkı sıkıya sardı kollarının arasında Grei'ini kimselere vermezdi şu anda. Leia'nın homurdandığını duydu " Bugün bırakacak mısın çocuğu..." duymazdan geldi, başarmıştı...

ŞamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin