Bu kısa ve sıcak anın ardından kendini toplayan iki taraf da ciddiyetini tekrar kazanmış, müzakere için kendisini hazırlamıştı. Gallier başladı söze tekrar bir adım ileri atarak:
Gallier: Gidebilirsiniz
Kairu: Nasıl gidebiliriz. Neden?
Genma: Çünkü istediğimiz kişi artık burada değil.
Sina: Grei. Bunca zamandır Grei'in peşinde miydiniz?
Netero: Şaman'ın kim olduğunu şimdiye kadar bilmiyorduk. Biz şamanın peşindeydik her zaman.
Sina: Yani Grei aramızda olmadığı zaman bizimle bir alıp veremediğiniz yok öyle mi?
Netero'nun yüzünde beliren tiksinme ifadesi Sina'nın son söylediği sözlerin doğruluk payını gösteriyordu aslında; başıyla Gallier'i işaret ederek:
Netero: Hayır, hala işe yaramaz hükumet köpekleri olduğunuzu düşünüyorum; ama Gallier öyle istiyor.
Gallier: Hükumet Şamanı ele geçirdiğine göre onu kullanmayı hedefliyor. İçindeki gücü hasat etmenin bir çok yolu var ancak ben seçecekleri yolun o bedene şu an hükmeden genç adamı varoluştan sileceğine inanıyorum; ve eğer bu gerçekleşir de Asıl Şaman ile karşı karşıya kalırsam bütün askerlerime ihtiyacım olacak. Sayı kaybetmek istemiyorum diyelim.
Kairu'nun kafasında " varoluştan silme " sözleri dönüyordu boşlukta. Anlam veremiyordu duyduklarına; her ne kadar aptal gibi görüneceğini bilse de soracaktı...
Kairu: Bir dakika, bir dakika! Şimdi Grei'in öleceğini mi söylüyorsunuz?
Netero: Kolay ölmez o, Hamam böceği gibidir. Kafası olmadan bir hafta falan yaşar herhalde.
Sina: Sözlerine dikkat et istersen! Arkadaşımız hakkında bizim önümüzde konuşuyorsun.
Netero: Çocukluğundan beri öyledir. Anlatmadı mı size onu nasıl patakladığımı?
Kairu yaşadığı kısa aydınlanmanın ardından geriye dönüp Grei'in kaybolduğu anı kafasında canlandırdı. Önünde bir adam duruyordu, ve o adam şu an karşısındaydı. O adamı gördüğünde Grei'in duraksadığını ve sonrasında doğrudan ona koştuğunu görmüştü; ancak her şey hala belirsiz, anlam verilemez durumdaydı bu yüzden tekrar sordu?
Kairu: Seni görünce şaşırmıştı değil mi? İsmini öğrenebilir miyim acaba?
Netero: Netero.
Sina: Hayır, sen o Netero musun? Evi yanan hani?
Netero: Yakılan. Ama öyleyim diyelim. Dediğim gibi Grei kolay ölmez, ama şu an buradaki savaş anlamsız. Asıl savaş Grei'i hükumetin elinden alırken yaşanacak.
Genma: Açıklanamayan anlatılamayan bir sürü olay, hikaye var; ve bu yüzden ki muhabbet uzayıp gidiyor. Eğer izin verirseniz Zihinlerinizi bağlayıp bilgilerinizi birleştireceğim böylelikle iki tarafta hikayenin birbirlerinin açısından bilinmeyen yönlerini saniyeler içinde kavrayabilir.
Sina: Yapalım. Şu an öğrenmemiz gerektiğini hissediyorum.
Kairu: Yapalım.
Genma kendisi dahil orada bulunan beş kişinin zihnini birbirine bağladı ve gerekli bilgileri en başından beri göstermeye başladı. İlk olarak Gallier'in zihninde Erwin'i ve yaptıklarını göstermişti, sonrasında amaçlarını ve kavgalarını, Erwinin ölümünü, dönüşünün muştulandığı taş tableti göstermişti. Ardından Netero'nun zihninde Grei ile ilgili bölümleri evlerinin yanmasından önceki ve sonraki bölümleri gösterdi ve Kairu ile Sina'ya geçti. Pek bilgili olmasalar da Gallier'in Grei hakkında bilgi edinebilmesi için onların zihnindeki o parlak kahramanı gösteriyordu anılar aracılığıyla. Sonrasında Gallier'in endişelerini ve öngörülerini paylaştı grupla; ardından bağlantıyı kopardı.
Kairu ve Sina hazmetmekte zorlansalar da bir çok şey öğrenmişlerdi. Burada savaşmak gerçekten gereksizdi. Elbette Grei'i hükumetin elinden kurtarmaları gerekecekti ancak bunu yapanın kendileri olmasını tercih ederlerdi çünkü eğer Yami kendilerinden önce başarırsa Grei'i kurtarma görevini; oluşan üç ihtimalin ikisi Grei'in ölümüyle sonlanıyordu. Hükumetin yaptığı gibi O'nu kontrol etmek istemeyecekleri ne malumdu? Bu kadar bilinmez'in olduğu bir denklemde Grei'i Yami'nin ellerine bırakamazlardı.
Gallier sözü toplayıp Kairu'ya Golem'iyle askerleri buradan götürmesini hiç bir şekilde saldırı ya da takibat düzenlenmeyeceğini söyledi. Kairu ve Sina Golem'de yerlerini aldıktan sonra harekete geçerek savaş alanından uzaklaşmaya başladılar. Golem yönünü Windora'ya çevirmişti; ki şimdiye kadar Hükumet çoktan ele geçirmiş olmalıydı bu şehri ve ordularının biraz dinlenmeye kesinlikle ihtiyacı vardı...
