Aoda: Abi nasıl ya? Nasıl yani ben anlam veremiyorum. Hadi benim karanlık yanım insanları uzaklaştırıyor, çok fazla içime kapanıyorum sıkılıp gidiyorlar, uzaklaşıyorlar benden tamam da. Sen nasıl terk ediliyorsun ben hala anlamıyorum. Sen Şaman'sın ya türünün tek örneği sensin.
Sina:Grei Şaman olmasaydı bile çok etkileyici, öncelikle açık konuşayım çok iyi bir lider; ayrıca çok da yakışıklı ve karizmatik. Bende anlamadım, kavga falan ediyor muydunuz?
Grei: Ne kavgası ya gül gibi geçinip gidiyorduk benim bildiğim kadarıyla. Sorun terk etmesi değil arkadaşlar; sorun aldatması, üstüne üstlük ayrılmaya çağırdığı yerde beni aldattığı adamla el ele oturup beni beklemesi.
Kairu: Adam nasıldı peki? Yakışıklı mıydı?
Grei: Yok be oğlum! Dümdüz bir adamdı, bildiğin memur tipi vardı adamda. Şimdi bile koy on kişinin arasına hatırlayıp da kim olduğunu bulamam inan.
Sina: Nerede tanışmışlar peki nasıl başlamış?
Grei: Benim soktuğum iş yerinde tanışmışlar iyi mi?
Leia: Nasıl yani?
Grei: Ben buraya sınavla gelmedim. Bir olaya karıştım ve Hebi loncasına dahil birini öldürdüm, daha doğrusu diri diri yaktım ve üstelik lonca amblemlerini söndürdüm. Üzerine kaptan Gibs geldi ve bende şartlarımı belirttim. Aileme ev, iş; Betsy'nin ailesine ev, iş...
Sina: Hebi orta büyüklükte bir lonca ama resmen savaş açmışsın. Nasıl oldu da bu kadar soğuk kanlılıkla yaktım, öldürdüm diyebiliyorsun Grei?
Grei: Nasılını anlatayım. Betsy ile gezmeden dönüyorduk KewinGraw da yaşıyorduk o sıra; ana caddelerinin birinden geçerken bir kalabalık gördük yaşlı bir adam elinde bir tüm ekmekle kanlar içinde yerde yatıyor. Hem kendisi hem de ekmek kana bulanmış... O sırada herkes ne olduğunu nasıl olduğunu tartışıyor; aradan ufacık bir kız; ayakları yalın ve çamurlu, o minicik ayakları nasır. İşte o küçük kız " Dede bana ekmek mi aldın?" diye sorunca o kalabalığın içinde; herkes ama herkes sustu birden o minik kızın sesi koca kalabalığı susturdu. Betsy dayanamayıp iki üç adım geri attı ister istemez. İleriden insanlara çarpa çarpa gelen bir aracın içinde o yaşlı adamı öldüren efsuncu vardı. Aracın üzerinde ateşten efsunlanmış loncalarının işareti... Betsy'ye çarpmak üzereydi gözlerimi kan bürüdü birden; hem yaşlı ve suçsuz bir adamı öldürmüş ve o minik kızı kimsesiz bırakmıştı hemde Betsy'ye çarpmak üzereydi, Onu korumalıydım. Araçtan önce ona ulaşıp sarıldım, araca sırtımı döndüm ve bilinçizce sırtımı sertleştirdim. Ardından Betsy'yi yolun kenarına götürüp bana çarptıktan sonra aracın ön camını parçalayıp 5 metre ileriye uçan efsuncuyu yumrularıma sardığım ateşle yaktım; ancak tamamı bilinçsizce yapılmış eylemlerdi. O anın gerektirdiklerine uydum sadece...
Kairu: Sen kızın hayatını kurtar, onun için Kara loncaya savaş aç, ailesine ev kendisine iş bul; o da seni senin bulduğun işin iş yerinde ilk tanıştığı adamla aldatsın!
Leia yanında oturan patavatsızın kolunu öyle bir sıktı ki ne hata yaptığını saniyesine anladı. Odada yatakların üzerinde oturmuş haldeyken bu yaptığını saklamaya çalışması da boşunaydı tabii; ki Grei " Bırak Leia bırak, çocuk haklı..." diyerek Kairu'yu Leia'nın o kocaman tırnaklarından kurtardı; ancak o sırada kendinden biraz utanmış, biraz da suçlu hissetti. Cephede ölen 800 askerin üzerine oturmuş kız meseleleri konuşuyorlardı; acaba onlarda benim gibi hissediyorlar mı diye düşündü içinden ve arkadaşlarını bir yokladı...
Grei: Çocuklar sizde bugün ölen askerlere?
Leia: Evet ya, çok kötü...
Kairu: Yarın ikinci aşama başlıyor elimizi çabuk tutalım.
Sina: Cepheye gitmek için asla acele etmeyin. Kaptan Gibs'in halini gördünüz...
Grei: Diğer Kaptan hakkında ne düşünüyorsunuz onu da alalım mı ekibe?
Aoda: Kaptan Gibs bizim ekipte mi ki?
Sina: Ben sevmedim pek, ama o seni sevmişe benziyor Grei
Leia: Kıskandık mı biraz?
Sina: Saçmalama, ben sadece öyle hissettim.
Kairu: Grei hadi sen seçilmiş olansın da biz nasıl sana yetişeceğiz hiç düşündün mü? Ekipte bir kaptan var diyorsun, ikincisini alalım mı diyorsun; bizim size yetişmemiz için kırk sene önce beklememiz gerekiyor.
Grei: Şimdi saçmaladın ama! Siz benim ailemsiniz, beni doğru yolda tutacak kişiler sizlersiniz. Ayrıca ben bu gücü sizinle paylaşabileceğimi hissediyorum. Kaptan'a transfer edebildim belki size de Transfer edebilirim.
Sina: O biraz zor işte, ama senin için imkansız değil...
