14.KIZIL ORMAN

613 63 3
                                        

      Sonunda dersler başlamıştı; bu senenin çaylakları üç sınıftan oluşuyordu. Bütün derslerde altı takım birlikte olmak üzere 30 kişinin tamamı bir sınıf olarak bulunmak zorundaydı ve her takım üyesinin üzerinde kendi takımını simgeleyen bir madalyon takması zorunluydu. Takım simgeleri genelde hayvanlardan oluşuyordu. Grei'lerin sınıfında çoktan kurt, arslan,Baykuş, çakal ve yunus isimleri alınmıştı ve onların sınıfının sorumluluğunu üstlenen Bayan Meggi onlara artık bir hayvan seçmeleri gerektiği konusunda son uyarısını yapmıştı.

Kairu: Ben kurbağa diyorum arkadaşlar. Kurbağa güzel bence. 

Sina: Saçmalama Kairu, daha uygun bir şey bulmalıyız.

Aoda:Ben karga demek istiyorum. Unutmazlar, çok uzun yaşarlar ve antik oldukları kadar bilgilidirler. Çoğu kültürde bilgeliği simgelerler.

Leia: Evet aynı zamanda felaketi! Ama hepimizin söylemekten gurur duyduğu bir isim olmalı.

Grei: Gerçek dünyadan olması konusunda bir kural yok değil mi? 

Kairu: Nasıl yani aklında ne var? 

Grei: Anka?

Leia: İşte bunu gururla söyleyebilirim!

Sina: Ne yalan söyleyeyim ben de beğendim. 

Aoda: Kargadan güzel olduğunu itiraf ediyorum. Uçtuğu sürece sorun yok.

Grei: Kairu?

Kairu: Heeh? Haaa bence de güzel sadece neden böyle havalı şeyleri hep sen düşünüyorsun diye düşünürken dalmışım.

Sina: Çünkü o kafayı kurbağalara takmamış.

Grei: Anka'yı bulmasam kurbağa'ya katılacaktım ama ben. Hayatlarında bir kere evrim geçirdiklerini unutma Sina bence kurbağalar muhteşem.

Kairu: Bunlar ne anlar ya. 

    Sonunda Takım isimlerini seçmiş madalyonlarını Bayan Meggi tarafından teslim almış ilk dersin yapılacağı alana doğru ilerlemeye başlamışlardı. Okulun derslikleri doğanın ta kendisiydi; her tarafta doğanın bambaşka bir köşesine açılan efsunlanmış kapılar bulunmaktaydı. Şu an ki Efsun bilgisiyle yapılamayacak bu kapılar ilk 10'lu dönemine aitlerdi. Kızıl orman'a giden kapıyı açtılar ve diğer takımlardan arta kalan alanda bir bölüme bağdaş kurdular; neden bağdaş kurduklarını kendileri de bilmiyordu sadece çoğunluğa uymuş göze batmak istememişlerdi. Bayan meggi kendisine topraktan yapılma sarmaşıklara bezenmiş sanat eseri bir kürsü yapıp konuşmasına başladı:

   Bayan Meggi: Evet bugün ilk dersimize başlarken size işlerin nasıl devam edeceğini güzelce açıklayayım; can kulağıyla dinleyin ve bir daha kesinlikle tekrarlamayacağımı yüreğinizin derinliklerinde bilin. İlk olarak Efsun doğayı bükmek demektir, doğanın kanunlarını anlayıp bir bedel ve içinizdeki doğa enerjisi ki biz buna aura diyoruz; aura ve bedel karşılığında belirli alanlarda doğanın belirli kurallarını değiştirmektir. Bunu başarabilmek için önce doğayı anlamanız gerekmekte; ki biz  bunu ormanda, patlamak üzere olan bir volkanın kalbinde, karlı dağların tepesinde, yerin en altında ve kısacası gereken her yerde yapacağız. Dersler sırasında savaşmak ve savaş idmanları yapmak kesinlikle yasaktır. Bunun için fırsatı bol bol elde edeceğiniz özel derslerimiz olacak ve inanın bana bir daha savaşmak istemeyeceksiniz. Bu derslerdeki yegane amacınız öncelikle hayatta kalmak, ardından doğayı anlamak ve aura'nızı arttırmaktır. Bu dersin şifresi'ni çözen, ve aura'sı yeterli görülen herkes bu dersleri almayı bırakacak ve gelecek aşamaya geçecektir. Şifre'nin sorusu "Bir." bunun karşılığında bana tek bir kelimeyle tüm doğayı anlatan bir kelime söyleyeceksiniz. Anlaşılmayan bir şey var mı?

    Kurt takımından kendisine ailevi bir dönüşüm miras kaldığı giydiği posttan boynundaki kurt dişinden ve sadece Grei ile Bayan Meggi'nin fark ettiği aura'sının rengi ve dinginliğinden belli olan Kiba isimli öğrenci elini kaldırdı. Bayan Meggi'nin parmağıyla onu işaret etmesinin ardından konuşmaya başladı " Şifreyi şu an söylesem ve auram da yeterliyse bu dersi direk geçebiliyor muyum yani? " Bayan Meggi bıkkın bir tavırla içini çekerek " Her sene bir kendini beğenmiş.." dedikten sonra tek kelimelik soruyu öğrencisine yöneltti. " Bir ? ". Kiba kendinden emin bir şekilde yüzünde bir kazanan gülümsemesiyle cevapladı " iki? " Bayan Meggi kendine hakim olamayıp koca sınıfın önünde kahkahalara boğuldu; Onu diğerleri de bu konuda yalnız bırakmadı çünkü en beklenmedik şeyi söyledi kiba; belki de bu yüzden hiç beklenmediği için doğruluk şansı olduğunu düşünmüştü. Bayan Meggi kendini dizginlemişti ancak yine de yarı güler halde cevapladı " Yanlış." gülümsemek dar çerçeveli gözlüklerinin ardındaki gözlerini daha da belirsizleştirse de ona çok yakışıyordu. Sonra Grei kaldırdı elini; Bayan Meggi ondaki devasa aura gücünü hissetmiş olsa gerek hemen ciddileşti ve söz hakkı verdi. 

    Grei: Cevabı biliyorum ama takım arkadaşlarımdan önce söylemeyeceğim. Yaşayarak öğrenmemiz gereken bir ders olduğuna inanıyorum ancak bir şeyi merak ettim, bu güne kadar en çabuk ne kadar sürede aldınız bu cevabı?

    Bayan Meggi: Cevabı biliyor olabileceğini düşünmesem de arkadaşlarının kendi başlarına bulmalarına müsaade etmene içten bir saygı duyuyorum. Soruna gelirsek 2 yıl...

   Bayan Meggi kendinden hoşnut bir şekilde " Şimdi derse geçelim mi? "

ŞamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin