Sekiz yaşından beri yazar olmanın hayali ile yanıp tutuşan küçük bir kızın, minik parmaklarıyla yazmaya başladığı andan itibaren yazar olmayı kafasına koyduğu ve özgürlüğünü, kaleminin ucundaki mürekkebe bulayıp kelimelerine yansıttığı bir serüvene eşlik ettiniz. Bu zamana kadar pek çok şey yaşadım, yaşadık. Bu satırları bazen ağlayarak, bazense yüzümden hiçbir zaman kaybolmayan tebessümümle yazdım. Ve sizler, benim güzel okurlarım, hayalime ortak olduğunuz için en büyük teşekkürü siz hak ediyorsunuz. Sizlere minnettarım. Hem de çok...
Yalnız başıma, sessiz bir evde bu satırları yazmaya başlamıştım titreyen parmaklarımla. Yazarken ellerim buz gibi olur benim, yanaklarımsa al al... Her seferinde vücudumdaki bu tepkimelerin tatlı nedeni olmanız bile sizi ne kadar çok sevdiğimi gösteriyor.
Bu kitabı yazarken çok ama çok zorlandım çünkü hiç âşık olmadım veya kitapta geçen çoğu şeyi yaşamadım, hissetmedim. Benim için oldukça zordu anlayacağınız. Ama pes etmeyi kendime yakıştırmadığımdan bayrağı bir an olsun indirmedim. Bu yola baş koymuştum bir kere ve bu yolda beni destekleyen bir ailem, sizler, arkadaşlarım ve beni gerçekten seven, sevdiğinden emin olduğum pek çok insan vardı. Geri dönmek; kafesten kurtulmuş bir kuşu daha ilk kanat çırpışında öldürmekti benim için. Bu yüzden beni tamamladığınız için, beni sonuna kadar dinlediğiniz ve desteklediğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum sevgili okurlarım.
Ailem... Bana her zaman destek olan canım babam ve bana her zaman yazmam konusunda yardımcı olan biricik annem... Kaçmadım, korkmadım, buradayım. Sizin gurur duyacağınız biri olmak için, dik durmak için, eğilmedim. Kalemimi konuşturdum ve başardım. Siz olmasaydınız, başaramazdım. Sizlere çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız, iyi ki yanımdasınız.
Kendisiyle bazı sebepler yüzünden şu an görüşmediğim ancak yazma sürecimde benden desteğini bir an olsun esirgemeyen sevgili Ö.Ş.B. "Özgürlük nedir bilir misiniz?" akıllardan silinmeyecek, emin olabilirsin. Derin karakterini yazarken hep seni düşündüm ve senden bir parça işledim ona. Belki okurken bulursun o parçayı ve umarım o parça, hayatındaki tek kayıp parçan olur. Beni desteklediğin için çok teşekkür ederim.
Bana sanal dostluğun gerçek olduğunu ispatlayan ve kitabımın ilk kapak tasarımını yapan can dostum... Buse Ulusoy, her ne kadar yüz yüze görüşememiş olsak da kalbim daima seninle... Çok teşekkür ederim, iyi ki varsın!
Yazım aşamasında ve sonunda benden kilometrelerce uzakta olmasına karşın daima yanımda hissettiğim havalı dostum... Duygu Üçer, iyi ki varsın. Çok teşekkür ederim.
Bu saydığım isimler, benim için, kitabım için, en fazla iz bırakan isimler. Sizlerde de iz bırakmalarını diliyorum.
Bu bir son değil; belki kitabın son bölümünde, son paragrafın altında, büyük harflerle bir "SON" yazıyor olabilir ama emin olun, yazmaya devam edeceğim ve yine burada olacağım.
Kalemimden sıkılana kadar, yani sonsuza kadar, yazmaya devam edeceğim.
Bir gün, ben de dâhil olmak üzere, gerçek aşka kavuşmanız ve onu tatmanız, özgürlüğün peşini bırakmamanız dileğiyle...
Özgürlükle ve umutla... Bir kez daha...
Gökçe GÜNYOL
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGÂRIN KIZI
Teen Fiction"Biz seninle rüzgârla deniz gibiyiz o hâlde." "Deniz rüzgâra âşık. Rüzgâr da denize... Deniz olmasa rüzgâr esmez, rüzgâr olmasa deniz köpürmez. Bir bütünü oluşturur ikisi. Farkında olmadan, birbirlerine, aşklarını bu yolla anlatırlar hâlbuki." "Ben...