6.Bölüm

502 32 5
                                    

Derin bir nefes...

Elimle sıkıca tuttuğum sandalyeyi hızla dönerek arkamdaki her neyse ona vurdum.Beklediğim gibi bir bağırış veya sandalyenin temas ettiği bir varlık olmamıştı.

Birbirine kenetlediğim gözlerimi yavaşça açtım.Hiçbir şey yoktu!

Sandalyenin yere çarparken oluşturduğu gürültülü ses dışında ne bir şey duymuş ne de görmüştüm.

Gözlerim irice açılırken duyduğum sesin gerçekliğini sorgulamaya başladım.Yoksa bunların hepsi benim uydurmam mıydı?
Yani sonunda dediklerim gerçekleşmişti demek ben delirmiştim

Hızlı aldığım nefesler eşliğinde sıkıca tuttuğum sandalyeyi önümde tutarak bir müddet bacaklarımda güç toplamaya çalıştım.Gözümü kırpmak bile vücudumu bitkin düşürüyordu.

Eğer burada biri ya da vahşi bir hayvan yoksa ve buradan tek parça çıkarsam bir psikolağa gitmeyi düşünüyorum.Bu korku temalı olaylar bana çok ağır geliyordu.

Gözlerim etrafta bir şey var mı diye kontrol ediyordu ama karanlığın ona izin verdiği kadar bunu yapabiliyordu.
Bodrumun karanlığı kalbime sis gibi düşmüş korku ve heyecanı besliyor beni iyice güçsüz düşürüyordu.
Keşke o lambayı yaksaydım!Keşke!

Ne kadar şuan için delirmiş olmam benim için daha iyi olsada burada tek olmadığımı hissediyordum.O sesi biri çıkarmıştı.Ben arkamda bir varlık hissetmiştim.

Karanlık beni bir çıkmaza sürüklerken artık hareket etmemin vakti gelmişti.Burada daha fazla kalmamalıydım.Ama hala daha kımıldayacak gücü kendimde bulamıyordum.

'Sakin ol Isabel!Sen güçlüsün.Sadece yürüyecek buradan çıkacaksın.Bu kadar!'
İçimden defalarca tekrarladığım söz buydu.

Bir çocuk şarkısı mırıldanmaya başladım rahatlamak adına.Kafamla sağımı,solumu ve arkamı kontrol ederek attığım iki adımdan sonra hırlama sesi tekrar kulaklarımı doldurdurdu.

Acaba biri bana şaka filan mı yapıyor?Okulumuzda böyle olaylar olmazdı ama olmayacağı anlamına da gelmiyordu.Bu ihtimal aklıma gelince  sinirlerimi kontrol edememiştim.

"Lanet şey!Her kimsen adil ol,çık ortaya!Benimle oynama." diye tısladım.

Alnımda soğuk boncuk boncuk oluşan ter damlalarını elimin tersiyle sildim.
Biraz durup sesli kalp atışlarımın duyulduğu ortamda nefes dahi almadan bekledim.
Herhangi bir ses duyamayınca tuttuğum nefesimi bıraktım.
Bir adım attığımda karşımda olan varlıkla adeta donmuştum.

Elimde sıkıca tuttuğum sandalye ellerimden kaymış onunla aramızdaki ölüm sessizliğini bozmuştu.

Yaklaşık beş metre ileride karanlığın siyahına meydan okuyan bir beden vardı.Vücudumda hareket ettirebildiğim tek parçam olan gözlerim onu inceliyordu.
Geniş omuzları vardı.Hırıltılı nefesleri yüzünden göğsü hızla inip kalkıyordu.Yavaşça aşağı indiğimde ellerinde durdum.El değilde sanki bir pençeydi onlar.Uzun sivri tırnaklar!

Tanrım sen yardım et!Bu da ne böyle?
Gözlerimi korkuyla ellerinden çekip vücudunun kalan kısmına baktım.
İki normal bacak!

Yüzü!Ona bakmaya cesaret edememiş en sona saklamıştım.Karanlıkta parlayan bir şey vardı çünkü orada.
Gözlerim ağır ağır yüzüne tırmandı.
Gözlerinde kilitlendim.

Lanet olsun kırmızı gözleri vardı.Kırmızı!

Düşündüğüm gibi köpek değildi ya da bir kurt.İnsana benziyordu.
Ama sadece benziyordu işte değil gibiydi.

Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin