8.Bölüm

469 29 8
                                    

Multide büyükanne Jane'nin kulübesi...

Isabel'den

Yorgun bedenime geri dönmüş,
uyanmıştım.Ama gözlerimi açmamakta kararlıydım.Önce kafamı toplamak istiyordum.

O yaratığa en son biri saldırmıştı.
Ama ne yazık ki ben onu görememiştim.Korku,şok,stres ve aç olmam sebebiyle daha fazla ayakta duramamıştım.

Kırmızı gözlü bir yaratık görmüştüm. Ahhh,Tanrı aşkına!Ben bu insan dışı varlıkları görmek zorunda mıyım?
Ölüme o kadar yakındım ki!Her şey bitti sona geldim diye düşünmüştüm.

O beni acımasızca parçalayacak  korkusuyla titrerken gizemli kahraman çıka geldi.
Peki bu kahraman kimdi?Beni kurtarmasının bir amacı var mıydı?
O yaratığı öldürmüş müydü?Ben her nerdeysem buraya nasıl geldim?

Kafamda bir sürü soru geziniyordu.
Ne yazık ki hiçbirine cevap verip onları başımdan def edemiyordum.

Ben sanırım bir hastane odasındaydım. Kolumda hissettiğim acıya bakılırsa serum bağlanmıştı.
Hiçbir ses duymamam tek olduğumu gösteriyordu.Gözlerimi açıp etrafı incelemek istesemde yapamıyordum.
Ben hala çok korkuyorum.

Kapı yavaşça açıldığında öylece kalmıştım.Tanrım lütfen!Bu bir insan olsun.Tanıdığım bir insan olsun.
Adım sesleri benim yanımda son buldu.Yatağımın kenarındaki çöküntüye bakılırsa bu kişi yanıma oturmuştu.Saçlarımı okşayan parmaklar içimi rahatlatmıştı.Bu büyük ihtimalle kokusundan da anladığım kadarıyla Melody idi.

Eminim ki benim için oldukça endişelenmiştir.Uyandığım halde gözlerimi açmamak ona haksızlık olurdu.Onu daha fazla merakta bırakmamak adına gözlerimi yavaşça araladım.

Karanlığa alışan gözlerime vuran beyaz ışık nedeniyle tekrar sıkıca kapamış kafamı sağa çevirmiştim.
Rahatsız ışığın daha az gelmesini dileyerek gözlerimi tamamiyle açtım.

Melody parmaklarını saçlarımdan çekip bir sevinç çığlığı atarak kollarını boynuma sardı. Bu kız yeni ölümden dönen beni öteki dünyaya yollamaya niyetliydi.
Boğulacağım.

Sıkı sıkı sardığı kollarını üzerimden çekince derin bir nefes aldım.
"Sonunda uyandın!Kendini nasıl hissediyorsun?"
Şimdi de başımda dikelmiş yüzümü inceliyordu.Endişeli gözlerine bakarak"Yorgun." dedim.

Fiziksel olarak dayanılmaz acılara sahip değildim ama psikolojik olarak büyük bir yıkımın içindeydim.

Parmaklarımla alnımı ovalıyordum.
Başım oldukça ağrıyordu.
Melody'nin de yardımıyla yatakta oturur pozisyona geçtim.
"Neden bayılmışım?Beni buraya kim getirdi?"
Doktorların bayılmama koyduğu teşhisi merak ediyordum doğrusu.
Tabii ki beni buraya kimin getirdiğini de.O kişi düğüm noktasıydı.Gizli kahramanın o olma olasılığı yüksekti.

"Stres ve açlık yüzünden bayıldığını söylediler.Sen kahvaltı yapmadın mı?"dedi hafif kızarak.
"Geç kaldığımı düşündüğüm için aceleyle çıktım.Yemek yemeye gideceğim sırada da profesör bodrumdan sandalye getirmemi söyledi."

Melody kendi sorularına cevap buluyordu ama benim bir sorumu hala yanıtlamamıştı.
Gözlerimi ondan cevap beklediğimi belirten şekilde uzunca ona dikince
sonunda konuştu.
"Silver getirmiş seni.Buraya kadar da kucağında taşımış sanırım.Bir teşekkürü haketti kara şövalye!"

Silver mı?Hah!Bir süre şaşkınca Melody'ye baktıktan sonra yaptığım hareketin aptalca olduğuna karar verip açık olan ağzımı kapadım.
Ne bekliyordum ki zaten!Bu taşın altından da o çıkmıştı işte!

Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin