Multide sırasıyla Silver,Jasson,Bill,
Edmand!Bu bölüm ilahi bakış açısıyla olucak.
İyi okumalar!Yazardan
Silver genç kızdan gözlerini çekip Jasson'a baktı.Kafasıyla melezi işaret ettiğinde Jasson yapması gerekeni anlamıştı.Melezi ortadan kaldıracak bodrumu temizleyecekti.
Talimatını veren genç adam kollarındaki baygın Isabel'i hastaneye götürüyordu.
Onu böyle güçsüz görmek Silver'ı sinir ediyordu.Kendisine karşı çoğu zaman dik durmaya çalışıyordu ama bir melez yüzünden bayılmıştı.
Melez kendisinden daha mı korkunçtu yani!Bu genç adamı öfkelendirmişti.Silver pis kokan yerden kurtulup öğrencilerin şaşkın bakışlarına aldırmadan üniversiteden çıktı. En yakın hastaneye girmişti.
Isabel'i dikkatle sedyeye yatırdı.
Ardından onu götüren hemşireleri takip ediyordu.
Hemşireler bir odaya girip kapıyı kapattığında girmemesi gerektiğini anlamıştı.Genç adam kollarını göğsünde bağlayıp duvara yaslandı.
Bundan sonra ne olacağı hakkında bir fikri yoktu.Bu olayı kimsenin öğrenmemesi gerekiyordu.Silver durum değerlendirmesi yaparken nefes nefese kalmış oldukça telaşlı Melody'yi farkettiğinde kafasını oraya çevirdi.
Melody Silver'ı gördüğünde hızını artırarak onun önüne geçti.Kafasında çokça soru işaretleri vardı.Ama öncelikle arkadaşını görmeliydi.
"Isabel nerede?Noldu?Sen mi bir şey yaptın yoksa ona?" dedi sonlara doğru sesi sert çıkmıştı.Üniversitede haberi alır almaz koşarak hastaneye gelmişti.
Gerçi burada olup olmadıklarını bilmiyordu ama onun da en yakın hastaneye getireceğini tahmin etmişti.Silver hiç cevap vermemiş Isabel'in kaldığı odanın kapısını açmıştı sadece
Melody açılan kapıdan baygın arkadaşını görüp yanına koşarken Silver hastanenin çıkışına doğru ilerliyordu.Onu emanet edebildiği biri olduğuna göre artık ona gerek yoktu.Hastaneden çıktığında Jasson karşısına geçmişti.
"Prensim babanız sizi bekliyor."
Genç adamın kaşları çatılırken babasının neden çağırdığını tahmin edebiliyordu.Lanet olsun!!
Babası bu kadar kısa sürede kimden ve nasıl öğrenmişti?
Jasson prensinin daha fazla düşünmesine mani olarak
"Bill!"dedi kafasını eğerken.
O da oldukça sinirliydi.İki krallık arasındaki soğuk savaşı alevlendirmişti böyle yaparak.Prensi ise o alevi harlamadan geri çekilmeyecekti.Silver ellerini yumruk yaparken sinirle tısladı.
"Bu geceki avlarımız çoğaldı demek!"Silver ve Jasson ormanın derinliklerinde olmaları gereken yerde durdular.İki büyük çam ağacının arasında onların görebildikleri kükreyen aslanın ağzında durdular.Şimdi sıra krallıklarını hayal edip çıkan ışığın onları vampir dünyasına götürmesindeydi.Aslanın gözlerinden çıkan ışıklar vampir dünyasının kapılarını aralamıştı.
Jasson Silver'dan ayrılırken Silver muhteşem manzarayı izliyordu.
Krallık ayaklarının altındayken Worthington'ın büyüsü,gücünü yansıtan şatoları,halkı onu biraz olsun rahatlatmıştı.Yüksek tepeden inip halkının arasına karıştı.Siyahın hüküm sürdüğü gökyüzünün eşliğinde ihtişamlı saraya doğru ilerliyordu.Büyük surlarla çevrili etrafı muhafızlarla dolu saraya giderken halkı onu selamlıyordu.Halk Silver'ı oldukça severdi.Onun yıkılmaz duruşu,zekası,liderlik özelliği ile onlar için tahta oldukça uygundu.
Silver'ın adımları toprağı deler cinstendi.İlk defa ne yapacağını tam bilmiyordu.Kafası oldukça karışıktı.
Worthington'ın geçilmez surları
genç adamı boğuyordu sanki.
Muhafızlar Silver'ı gördüklerinde sarayın kapılarını ona açmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)
VampirosTesadüf,yakalarından sıkı sıkı tutmuş onları kirli oyunların,sırların,gizemin cirit attığı masaya karşılıklı oturtmuştu. Bir tarafta genç bir kız diğer tarafta vampir bir prens... Kara gölgeler sinsi tebessümleriyle birlik oluyor birbirlerini görmel...