48.Bölüm

148 9 3
                                    

Bir aşk...Beni bensiz bırakıp kölesi eden bir adam...Tehlikeli ikili bir oluyor tüm kurnazlıklarla avına yaklaşıyor ve onu hissettirmeden tüketiyor.Ben av olmayı da onların kollarında ölmeyi de istiyorum,hiçbir şeyi istemediğim kadar istiyorum.Adamım ve içimdeki yangını bana yaşamayı,heyecanı,
gülmeyi,ağlamayı,kalbimin varlığını,hayaller kurmayı,umutları besleyip kökünden koparmayı,en can alıcı nokta da acıyı taşımayı öğretmişlerdi.Vazgeçemezdim ki,her şeyiyle kabulümdü.

Aynada kendimi süzerken bir yandan da uzun sarı saçlarımı tarıyordum.
Büyük gün gelmişti.Davet ettiğim misafirimin gelmesi yakındı.
Onu düşünüyordum,kuytu bir köşeye çekilmiş karşılıklı oturuyorduk.
Hafif göz makyajıyla öne çıkardığım mavi gözlerimi bir kere daha üzerimde gezdirdim.Beni beğenmesini arzuluyordum,gözlerini bir an olsun üzerimden çekememeliydi.Cesurca giydiğim mini pudra pembesi elbisem benim için dikilmiş gibiydi.Silver'ın iştahını kabartan bacaklarımı güzelce sergiliyordum.Parmaklarımı saçlarıma daldırıp küçük dokunuşlarla bozulmaya gönüllü bir topuz yaptım.İki tutamı önde sallandırmıştım.Ben ve yemeklerim onu etkilemeye hazırdık.

Boyumu en az on santimetre uzatan topuklu ayakkabılarımla merdivenlerden iniyordum.Dün yerimde durdurmayan heyecanım bu günün yanında bir hiç kalıyordu.
Silver ile konuştuktan sonra Melody ile biraz daha sohbet etmiştik ardından onu uğurlamıştım.
Sonrasında akşama kadar ne giyineceğimi ne yapacağımı düşünüp durmuştum.Bu süreçte Melody'yi ve prensin kardeşi Helena'yı rahat bırakmamıştım.Ne yazık ki Helena da abisi ve zevkleri konusundan en az benim kadar habersizdi.En sonunda menümü belirlemiştik:sebze çorbası,fırında balık,salata ve mezeler.

Mutfağa girdiğimde annemin gerçekten süper biri olduğuna karar vermiştim.Her yeri birbirine katmış,beceriksiz olduğumu haykıran Richard'ın bakışlarına maruz kalmıştım.Elbette benimle alay etmenin cezasını çekmişti.Balığı yanmaktan son anda kurtarmış,çorbanın dibi tutmasın diye çabalamıştım.Neyse ki yenilecek gibiydiler.İşim bitince Richard'ı dağıttığım dolaplar ve kirlettiğim yerlerle baş başa bırakmıştım.İtiraz dolu yakarışlarla yalvarsa da onu Melody ile tehdit etmiş ve kapıyı üstüne kilitleyip hızlıca uzaklaşmıştım.Sonuç,mutfak eskisinden temizdi.

Kendi kendime hafifçe tebessüm ettim.Kalan vaktimde bağlarla ilgilenmiştim.Benim silahım zihnimdi.Telekinezi yapabiliyordum ve bu inanılmaz harika hissettiriyordu.Gözlerimi salonda kapının solundaki geniş alana hazırladığım masaya çevirdim.Yamuk olan kan şişesini farkettiğimde,
düzeltmek için zihnimde doğru görüntüyü canlandırmak biraz da odaklanmak yetiyordu.Evde kimse yoktu,anne ve babamı söylediği gibi Melody halletmişti.Sadece geceye kadar uzak tutması yetse de o işimizin uzun olacağını dile getirmiş ve ebeveynlerimi gece de kendilerinde kalmaya ikna etmişti.Şu anda arkadaşımın kuzeninin kafesindeki bir davetteydiler.Annemden ara ara mesaj alıyordum çünkü onlara göre ben bir arkadaşımın doğum günü partisindeydim bu yüzden davete katılamamıştım.Beni onlar temsil ediyordu.

Son kontrolleri de halledip stresten dudaklarımı kemirmeye başladım.
Koltuklardan birine oturmuş topuklarımla hoş bir ritim tutturmuştum.Dargın olmamız canımı sıkıyordu.Beni tersleyecek yine o zehir dilini üzerime salacak diye korkuyordum.Aramızı düzeltmeyi,özlediğim adamla baş başa hoş anlara imza atmayı diliyordum.Teklifimi kabul etmesi inancımı kuvvetlendiriyordu.
Nereden başlayacağımı,nasıl davranacağımı bilemiyordum.
Tek bildiğim bu yemek benim şansımdı,iyi değerlendirmeliydim.

Zilin sesi sessiz odada yankı bulduğunda irkildim.Gelmişti.Sesli soluğumu verip koşar adım kapıya gittim.Kulpu kavrayıp aşağı indirdiğimde kalbim duracak gibiydi.
Karşımdaydı.Siyah bir takım elbise giymişti,geceyi örtünmüştü.Asilliği ile dikiliyordu.Serseri,saçlarını dağıtmıştı.Nefesim boğazımda bir yerlerde takılı kalırken bakışlarımı gözlerine çevirdim.O da beni süzüyordu,elbiseden açıkta kalan her yerim kısık ve yoğun bakışlarına maruz kalıyor,ateşimi çıkarıyordu.
Arsızca gözlerimizi muhtaçlıkla birbirimizde gezdiriyorduk.Diliyle aralık dudaklarını ıslattığında,hafif açılan gözlerimle kenara çekildim.
Ahh,beni zorluyordu.
"Hoşgeldin."dedim titrek sesimle.
Kendimi toplamaya çalışırken,bıraktığım boşluktan içeri geçti.

Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin