6 Ay Sonra
Neden yaşıyorduk?Ne istiyorduk?Ne için çalışıyorduk?Ben bu sorulara bulamadığım cevapların yokluğundaydım bir zamanlar.
Bir zamanlarda kalmış,eskimişti çünkü kollarımın arasına baktığımda her şey anlam kazanıyordu.Tüm varlığımın amacının onu büyütüp yetiştirmek olduğuna yemin edebilirdim,yaratılıştan gelen bu dürtü karşı konulmazların en güzeliydi.Bana öyle geliyordu ki kötülükte yarışan bir insan baksaydı bu günahsıza arınırdı,çirkin çorak kalbinde bir gül açardı.Güneşi söndüren sarı saçları,hafif tüylü sütlü kahve kaşları,kar beyazı teni,babasını geride bırakan o koyu kahve gözleri,fındık gibi minik ve dik burnu…Kollarımdaki cennet Vivian Cullen Worthington'dı.Benden her zaman önde olmayı başarmış zaman akıp geçmişti.Aylar karnımı şişirmiş ardında hafif bir göbek bırakıp gitmişti.Geçmişi yoklayan zihnim dudaklarımda ince bir gülümsemeye neden olan saatleri hatırlattı.Oğlumla ikinci karşılaşmamızı..Sancılarım sıklaşmış ve şiddetlenmişti.Kralın kararından sonra prensle dünyada yeni bir başlangıç yapmıştık denilebilirdi.
Helena'nın da bize eşlik ettiği mutlu bir bilikteliğe adım atmıştık,masal kadar güzel her köşesi huzur olan bir ev satın almıştık.Beyazın ve kırmızının hüküm sürdüğü ferah yatak odasındaydık.
Silver'ın kaçak yollarla getirdiği kadın doktor beni muayene ettikten sonra 'Doğum başlamış.' demişti.İçeri girmekten korkan bir hali olan prens her an kapıyı kapatıp kaçacak gibi sıkı sıkı tuttuğu kulpu bırakıp birkaç adım öne gelmişti.Tam bir şapşaldı.Günlerim geldiği halde heyecandan ne dediğini bilemez bir halde "Nasıl?" demişti.Doktor gülümsemekle yetinmiş,hazırlıklarına başlamıştı.Bacaklarım açıktı,acıdan dişlerimi kıracak kadar sıkıyor,kıvranıyordum.
"Silver biraz beni rahatlatmak ister misin?"
demiştim derin nefeslerimin arasından.Prens hafifçe öksürüp toparlanmış ve baş ucuma gelip kalp çarpıntımı artıran koyu kahvelerini gözlerime dikmişti.Sıcak bakışları içime işlerken,parmak uçlarını yanağımda ve saçlarımda gezdirmişti.
"Başaracaksın kadın.Bu acılar,korkular daha hiçbir şey biliyorsun değil mi?"demişti dingin bir sesle.Kafamı sallamıştım.
"Büyüyecek,düşecek,kavga edecek,hasta olacak,çekip gidecek.
Şimdi korkma,sadece bizim yanımıza geliyor.Ben kapının arkasında sizi bekliyor olacağım." demiş alnıma derin bir öpücük kondurmuştu.
Gücüme güç katmıştı.Ayağa kalkarken son kez fısıltıyla konuşmuştu.
"Ben,bu anı hayal etmiştim.Uzun zamandan sonra ilk defa umut ettim.Beni yarı yolda bırakma kadın,hayalimi gerçekleştir."Silver beni o kadar etkilemişti ki oğlumuzu kucağıma alana kadar sancı her sıkıştırdığında canım her yandığında sanki kapının arkasında değil de yanımda gibi hissettirmişti,
benimleydi,ağrılar bıçak saplanır gibi etime işledikçe onları hemen çekip çıkarıyordu.Prensten sonra annem,Melody ve Helena gelmişti.
Altımdaki beyaz çarşaf ellerimin arasında hırpalanıyordu,alnımda ter damlaları birikmişti.Saçlarım boynuma yapışmış,ıslanmıştı.
Bizimkilerin,ben ıkındıkça doktorun bebek dedikçe sırayla attıkları çığlıklar hala kulağımda çınlıyordu.
Benden daha heyecanlılardı.
Melody'nin bacaklarımın arasına baktıktan sonraki bayılması ise tam bir fiyaskoydu.Annem ve Helena beni bırakmış ona koşmuşlardı,bir ara ben bile kendimi unutup onu düşünür olmuştum.Neyseki Helena onu gülerek kucaklamış ve dışarı çıkarmıştı.Melody'nin kendinden geçmesi tartışmasız en çok Silver'ı üzmüştü.Helena abisinin sabırsızca kucağına baktığını ve hayal kırıklığının ardından elini uzatıp "Bu ne?" deyişini gülerek hiç bıkmadan hala anlatıyordu.Oğlumuz inatçı çıkmıştı ama annesi kadar değildi.Yaklaşık kırk dakikanın ardından onun ağlama sesiyle tüm yorgunluğuma rağmen yeniden doğmuş kadar canlıydım.Karnımdaki bebekle büyüyen anneliğim onu gördüğüm anda zirveye tırmanmıştı.
Sabah ışıklarıyla birlikte o da dünyaya düşmüştü.Babası sesini duyar duymaz pek kibar olmayan bir şekilde içeri girmişti,annem ise iyi olduğumuzu görüp ikimize de yaşlı gözlerle bakıp bizi yalnız bırakmıştı.Annemin harelerinde benim çocukluğum vardı.Benimle gurur duyuyordu,küçük Isabel'i büyüyüp bir anne olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)
VampireTesadüf,yakalarından sıkı sıkı tutmuş onları kirli oyunların,sırların,gizemin cirit attığı masaya karşılıklı oturtmuştu. Bir tarafta genç bir kız diğer tarafta vampir bir prens... Kara gölgeler sinsi tebessümleriyle birlik oluyor birbirlerini görmel...