Gecenin gizemini giymiş adam,siyah kumaşların altında korunaklı ve bir o kadar kendinden emin.Onun kahverengi adacıklarıyla benim denizlerim her buluştuğunda aramıza girenin gençleşeceği fikrine kapılıyorum.Yılların yıpratıcı izini silip uğurluyor.Hayat bulunuyor,
kayıplar gün yüzüne çıkıyor.
Adam,bana kurtuluş gibi görünüyor.Tepeden gelen beyaz ışık yüzünün her yanını aydınlatıyor.
Yeşil,sert bir zeminin üzerinde uzanmışım.Adamın ellerinde hoplattığı taşların sesi kulağıma kesik bir çığlık gibi ulaşıyor.Kumar masasındayım…Issız odada sadece o ve ben varız.Üzerime oynuyor,iki katı kaybediyor ama hala yüzündeki o küçümseyici ifade değişmiyor.
Oyun arkadaşı hayat…Kimin kollarında olacağımı kestiremiyorum.Oyun çekişmeli ilerliyor,iki tarafta oldukça iddialı duruyor.Risk alıyor adam neyi varsa ortaya koyuyor.Tedirginim.Gözlerimi kapıyorum kısa bir süre için açtığımda bir dolu acıyı ruhumun derinliklerinde birikmiş buluyorum.
Hayatın gerçekleri,onun nasırlı kolları dolanıyor tenimde.Kaybetmiş adam,görünmüyor etrafımda.Hayata karşı ödenemeyen kayıplarıyla çukurda...Yarını görecek umudum yoktu belki ama bugünü dibine kadar yaşayacak cesaretim hiç olmadığı kadar benimleydi.Kabuğuna sığmayan yoğun his bakışlarımı da yönetiyordu.Worthington'a yağmur yağıyordu,bulutlar gölgelerimizi karalıyordu.Sadece biz vardık;
yansımamız,yalanlarımız yoktu.Gerçek, bulutların siyahlığının altında parlıyordu.Sol göğsümü hınçla parçalayan darbelerin gürültüsüne açık pencereden içeri sızan damlaların zemine çarpan sesi karışıyordu.Zihinlerimiz bulanıktı.Etraf kararmıştı,
gökyüzündeki kütleler bizi sıkıştırmış,baskılamıştı.Kapana kısılmıştım asıl sorun kapanın içindeki benim de bir kapan olmamdı.Kralın dairesinde büyümüş gözlerin afallamışlığı yüzümü eşeliyordu.
Bakamıyordum hiçbirine,esirdim,bir çift kahvenin masalının etkisindeydim.Masaldaki iyilerden değildik biz,yakışmazdı şanımıza.
Kötü adamla kötü kadındık.
Çizemiyordu üzerimi,maviye bulamıştı beni.Neye üzüldüğümü,savunmasız kalbimin isyanlarını bir kez daha anlıyordum.
Ben boğazıma kadar çamura batmışken onun bana kıyamayışına hala temiz olarak hayal etmesine yanıyordum.Ben kiri ellerimle yüzüme sürüp,lekelenmiştim.Acı tahriş ediyordu her yerimi,deriyi soyup yine ve yeniden hiç vazgeçmeden severek yapıyordu işini.Yaralar aradığı suçluyu bulduğunda zalimce biraz daha kanıyordu.Çılgınca bir nefret gözlerimizden sekerek şevkle dolanıyordu.Nefret kendimizeyken biz onu da birbirimizle paylaşıyorduk.Göz yaşartıcı evliliğimizin olduğunu biliyordum,bu yüzden göz pınarlarım hiç tembellik etmezdi.Sarsılmış adamın içini görüyordum.Bir şeyi arıyordu sanki,saniye geçmeden kafasını müthiş bir hızla sağa sola çeviriyordu.Kurtuluşa bakıyordu,
bulamadıkça öfkesi kamçılanıyordu.Odayı şimşeğin anlık gelen yoğun ışığı aydınlatıyordu,ortam biraz daha korkunçluğa bulanıyordu.Vampir ve insanın yoğrulduğu hamura ürkütücü gerilimin en heyecanlı yeri karışıyordu.Aniden nereden geldiği bilinmeyen biri çıkacak ve katliam yapacaktı.Kan kokusu burnumuzu sızlatacaktı.Bakışlar da bunu doğrular nitelikteydi.Az önceki sözlerin kaynağı ben,herkeste bir şeyler öldürmüştüm.Rengini belli etmeyen gözlerimi prensten zorlukla çektim.Af yok diyordu kahveleri,o da benim için merhametsiz bir tören hazırlıyordu.
Masanın etrafındaki hareketsiz bedenlerde gezdirdim bakışlarımı.
Helena dudaklarını aralamış aynı zamanda kaşlarını çatmıştı.Aklımı kaçırmış olabileceğimi düşündüğüne emindim ama güvencesiz değildim.Sırtımı dayadığım gerçek vardı.Kralın elleri yumruk olmuştu,
gözlerini sakinleşmek için kapayıp açıyordu.Bu adamı her seferinde yanıltıyordum,benim yaptığıma inanmamış olmalıydı.Tehlikeli olmak sadece onlara özel değildi.Odadaki kalan üçlüyü sona bırakmıştım,en leziz kısım onlardı.Meggie ve ailesi öfkelense mi şaşırsa mı kalkıp üzerime atlasa mı karar veremiyorlardı.Açıkçası her duygu değişiminde yüzleri komik bir hal alıyordu.Sessizlik hoş bir uyku numarası yapmalarına yardımcı oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)
VampireTesadüf,yakalarından sıkı sıkı tutmuş onları kirli oyunların,sırların,gizemin cirit attığı masaya karşılıklı oturtmuştu. Bir tarafta genç bir kız diğer tarafta vampir bir prens... Kara gölgeler sinsi tebessümleriyle birlik oluyor birbirlerini görmel...