Yalanların beni tükettiğini söylüyordum ama elimi bu çamura batırmaktan da vazgeçmiyordum.
Köşeye sıkıştığım zaman başvurduğum ilk şey yalan haline gelmişti.Bir örümcek ağına yapışıp kalmış gibiydim,kurtulduğumu düşünüyordum,rahatça nefes aldığım birkaç günün ardından daha büyüğüyle karşılaşıyordum,ağlar daha fazla sarıyordu benliğimi.Öğrenmiştim ki istediğimiz kadar dürüstlükten uzaklaşalım örtmeye çalıştığımız gerçek mutlaka karşımıza dikilecek ve bize hesap soracaktı.Sırtım olabildiğince dik,çenem kendinden emin bir şekilde yukarıdaydı.Gıcırdayan tahta kapıyı kapatıp ciğerlerime temiz bir nefes çektim.Şimdiden krala karşı zaferi tatmışcasına sarhoşluğa kapılmıştım.
Kralın bana olan öfkesi ve güvensizliği yüzünden onu verdiği kararlardan döndürmeyi görev edinmiştim.İnadına yenik düşüp hepimizi mahvediyordu.Ona kalsa burada gölgesi altında kalıp çocuğumu büyütmeliydim.Diğer hayatım umrumda bile değildi.Kestirip atıyor beni mecbur bırakıyordu,sevdiklerime daha fazla yalan söylememek için ona söylemek zorundaydım.Aklım sürekli ailemde,Melody'de ve Helena'daydı.
Melezler anneme babama bir şey yapacaklar diye korkuyor,kalbime hızla yayılan bu zehirle savaşıyordum.Melody ve Richard bir arada olamıyordu,Helena düşmanlarının yuvasında savunmasızdı.Gerçek gizli kaldığı sürece acı veriyordu,saf acı.Yumduğum gözlerimi gülümseyerek açtım,bu bir çeşit felaket senaryolarımdan arınma yöntemimdi.Kendimi pozitif olan her şeye yönlendirmeye özen gösteriyordum,en azından son bir konunun daha üzerinden geçtikten sonra devam edecektim.Konu prens ve onun bitmek bilmeyen kontrol takıntısıydı.Kendisine sormadan bir şey yapıldığında o şeyin istediği yere varamayacağını düşünüyordu.
Doğrusunu her zaman o biliyordu,biz öngörüsü olmayan,aklını kullanamayan birileriydik onun için.Belki de bu ukalalığı,bir kere bile kimseye yenik düşmemesinden geliyordu ya da soyaçekimden.
Motoruma atladığım sırada oyunlarda iddialı olan kocama durumu açıklamanın çarelerini aramaya başladım.Kesinlikle sinirlerine hakim olamayacak,sarayı 'Aptal.' diye bana olan haykırışlarıyla başımıza yıkacaktı.Bir ihtimal bilgiç tavırlarından vazgeçecek ve beni tebrik edecekti.Pekala,öyle bir ihtimal yoktu.Onunla konuşup birlikte karar verdikten sonra da gelebilirdim ama hiç içimden gelmemişti.Black konusunda fırsatını bulduğu her an üzerime geliyor beni kötü bir his altında bırakıyor sonra çekip gidiyordu.Kırgındım,kızgındım.Odamızın önüne geldiğimde ufak ufak karnıma kramplar girmeye başladı.Prensin adamları koridorda bekliyorsa bu içeride olduğu anlamına geliyordu.İndiğim motoruma tekrar atlayıp saraydan kaçmak mükemmel gibi görünse de ileriye doğru bir adım attım.Muhafızlar beni selamlarken kafamı hafifçe eğip kapı kulpunu tuttum.Dudaklarımı stresle dişliyordum.Hazırlanmaya çalışıyordum ama onun tepkilerini ölçmekten odaklanamıyordum.Bu yüzden en iyi olduğum şeyi yapmalıydım, doğaçlama.Dualarım eşliğinde terleyen elimlle kulpu çevirdim ve içeriye kendimi atıp arkamdan atlı bir ordu kovalıyor gibi hızla kapıyı kapadım.
Prens yatağın üzerine uzanmıştı,alnını ovalarken bana döndü.Ateşi sönmeyen harelerini dikti ve esrarengiz sesiyle konuştu.
"Neredeydin?"
Hesap vakti gelmişti.Kapıya yapışmıştım,tek kaçış umudumu bırakmaya hiç niyetim yoktu.Avuç içlerimi elbiseme silerken prense öylece bakıyor,kafamda dolanan cümleleri dilime iletecek cesareti bekliyordum.Birbirimize verdiğimiz sözlerden sonra yine tek başıma hareket etmiştim,işte bu yüzden korkuyordum.Hoş,Black'in evine sahte mektuplar yerleştirirken bana sormamıştı ama bu prensi durdurmayacaktı.
"Anlaşıldı,"dedi yamuk ağız gülerken.
"Bir haltlar yemişsin yine."Yanındaki boşluğa vurunca şaşırdım.Sanki her şeyi söylediğimde umursamayacak sadece beni kollarının arasına alıp saçlarımı okşayacaktı.Küçük adımlarla yanına gittim ve onun gibi uzanıp gözlerimi tavana diktim.Silver,gerçekten yorgun ve bıkkın olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)
VampiroTesadüf,yakalarından sıkı sıkı tutmuş onları kirli oyunların,sırların,gizemin cirit attığı masaya karşılıklı oturtmuştu. Bir tarafta genç bir kız diğer tarafta vampir bir prens... Kara gölgeler sinsi tebessümleriyle birlik oluyor birbirlerini görmel...