İlerlemek benim cesaretimdi,geriye çekilmek ise stratejim.
Zamanların çoğunda attığım her bir adımda duvara toslardım,çıkmaz sokaklar arasında bir labirentte gibi.Olaylar bir ağ oluştururdu,
düğümlenirlerdi.Kargaşa beni yanına çeker,bilinmezliklerle kuşatırdı.
Bu yaşayan kabusumdan kurtaracak birini beklerdim ama gelmezdi.
Yalnızdım,bu yüzden güçlüydüm.
Mücadelemi kendim vermiştim.
Herkes birbirine girmişken ben kaçmıştım,daha iyisiyle dönmek için.Uzaktan bakıyor,can alıcı noktayı görebiliyordum.Nereye nişan alacağımı,ne zaman ıskalamam gerektiğini böyle öğrenmiştim.Şimdi de hedefimi tam yerinden vurmuştum.Hançerin itaat etmesi gereken efendisi bendim ama bunu kabul ettirmek o kadar kolay değildi.
Melezlerin büyücüleri ruhları etkiliyordu.Emanetime sahip çıkmalıydım,herkesin iyiliği için.
Aklıma çılgınca bir fikir düştüğünde ona muhtaçlıkla sarılmıştım.Hançer etrafına parlak güçlü bir ışık yayıyorken onu kat kat örtülere sarsam da buradan fark edilmeden çıkaramazdım.Neresiydi en güvenli yer?Ben değil miydim?Kesinlikle öyleydim.Ruhlar bildiklerimle çılgına dönmüşlerdi.Çevremi sarmış,uğultulu sesleriyle bir şeyler söylüyorlardı.
Tüylerim ürperse de onların baskısından kurtulmaya çalıştım.
Hançere ilk defa bu kadar yakındım.Kendi ekseninde dönen,kutsal bir varlık gibi büyüleyici hançeri kavradım.İhtiraslı tüm duygular şehvetle bana dokunurken direndim.Güç delisi değildim.Kendimi kontrol etmeliydim.Ruhlar bu hareketimle uyarılmış,
evlerine,hançere geri dönmüşlerdi.Kıvrımlı yüzeyinden kendime baktım.
Bakışlarım kısıktı.Tehlikeli bir işe girişeceğimi belirten kadınsı gülümseme dudaklarımda kendini belli etmişti.Melezler ve onların vampir soyunu yok etmek için duyduğu delice tutku can alıyordu ardında koca bir boşluk bırakıyordu.Büyükanneyi kaybetmiştim,daha fazlasına izin veremezdim.Bana verilen göreve sadıktım,koruyacaktım.Düşüncelerim zihnimde yayılırken hayatımda delilik diye tanımladığım her şeyi sınıfta bırakan bir şey yaptım.Hançeri kalbime sapladım.
Mucize,doğaüstü güçler kabul etsem de etmesem de hayatımın bir parçasıydı.Amacım kendimi yaralamak değildi,hançerin beni yok etmeyeceğine inanıyordum.Acıyı hissederken çığlık atmamak için dişlerimin arasından konuştum.
"Ruhlarınız bana emanet edildiyse olmanız gereken yerde bende olacaksınız."Sırtım bükülürken dudaklarımı kocaman açtım,bir ağız dolusu nefese ihtiyacım vardı.Kan yoktu sadece keskin bir acı vardı.Bedenim parçalanıyormuş gibi hissediyordum.Dizlerimin üzerine çöktüm ve olacakları bekledim.
Göğsüme saplı hançer gözleri kör edecek bir ışıkla parlamaya başladığında görüşümü kapadım ve kolumu da kendime siper ettim.Kafamı havaya kaldırırken,
boğazımı yırtan bir çığlık attım.Acı,aklımı kaçırtacaktı.Benden bedenim için çok değerli bir şeyi söküyorlardı sanki.Kendimi tümüyle yere attım ve delice kıvrandım.Kalbim sıkışıyordu,
içindeki tüm zehri bedenime veriyor gibi duruyordu.Bitmesini diledim,tahmin ettiğim gibi ölmemiştim ama bu ağrılara daha fazla dayanamazdım.Yaptığım fedakarlığın işe yaramasını diledim.Umarım, arkamda gözü yaşlı insanlar bırakmayı,sevdiğim adamdan uzak eksik kalmayı,
hayallerimin sönen ışıklarını izlemeyi boşuna,bir hiç için göze almamışımdır.Gözümden bir damla yaş süzülürken kendimden geçmeden önce söylediğim tek bir şey vardı.
"Özür dilerim sevgilim."Kirpiklerimi yukarıya kaldırdım.
Uyanmıştım...Bir gariplik vardı.
Burası daha önce gördüğüm hiçbir yere benzemiyordu.Taşın soğukluğu üzerindeki bedenime sokuluyordu.
Doğruldum.Gözlerimi biraz aşağı çevirdim,göğsümde ne bir acı ne de derin bir yara vardı.Üzerimdeki kar gibi beyaz bir elbise bedenimin çıplaklığını örtüyordu.Etrafımda döndüm çaresizce,bir ses duymak istiyordum,tanıdık birini görmek.
Korkuya sığınıyordum.Tepemdeki cılız bir ışık etrafı gölgelendiriyordu.
Çıplak ayaklarımın değdiği taştan zemin oyuklarla doluydu.Tırnak izleriyle kazılmıştı.Biraz ileride demirlerle çevrili küçük odalar,zincirler vardı.Kara bir sisin çöktüğü duvarlar,son nefesine kadar beklenen ama hiç gelmeyen yardımın çığlıklarını usulca kulaklarıma iletiyordu.Ürperdim,burası işkence yuvasıydı.Başka bir anlam bulamıyordum.Neden buradaydım?
Cehennem de miydim?Adım atacak kadar sağlıklı değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)
VampireTesadüf,yakalarından sıkı sıkı tutmuş onları kirli oyunların,sırların,gizemin cirit attığı masaya karşılıklı oturtmuştu. Bir tarafta genç bir kız diğer tarafta vampir bir prens... Kara gölgeler sinsi tebessümleriyle birlik oluyor birbirlerini görmel...