Çaresizliği temsil ediyordum.
Ruhum,sıkışmış kalmıştı ve duvarlar üzerime gelmeye devam ediyordu.
Sayısız yanlışlardan en doğrusunu seçmek zorundaydım,şimdi,
düşünüyordum.Nasıl bir çukurdu bu içinde olduğum?Derinlere indikçe iniyor,bir yere varamıyordum.Her çırpınış beni o kuyuya daha çok çekiyordu.Bir şey biliyordum o da ışık yoktu,benim için yoktu.Susuzluktan çatlayan dudaklarımı araladım,ellerimle başımı sarmış,
boynumu bir gülün hüzünlü büküklüğüne bırakmıştım.Prensi sonuna kadar dinlemiştim.O sadece delinin biriydi...Canımı sıkan şu akıllı deli,kusurlu planının kusursuzluğuyla tüm itirazlarımı geriye tepiyordu.
Sıkıntılı bir nefes bıraktım odaya.
Helena ve Silver biraz uzağımda ayakta duruyor öylece beni bekliyorlardı.Bir cevap vermem gerektiğinin farkında olsam da emin olamıyordum;kendimden,planımızdan.Beni rahatsız edip huzursuzlandıran detaylara takılıp kalıyordum.Helena,bunu yapmak için hazırdı benim için sorumluluk alacaktı.Ayağa kalktım,hazır olmayan,kabul edemeyen bendim."Pekala,"dedim dönüşü olmayan bir sokağa girmenin tedirginliğiyle.
"Ailemi yine akıl almaz yalanlarlarla ayakta uyutmayı kabul ediyorum."Kalbimde ince bir sızı belirdi,boğazımda bir düğüm.Hiçbiri geçmedi.
Silver bir adım atarak tüm heybetiyle beni gölgesinde bıraktı.Küçülttükçe küçülten bakışlarını gözlerime dikti.
"Sonsuza kadar bu oyuna devam etmeyeceğiz.
Kralı ikna edene kadar Helena senin kılığında dünyada olacak." dedi,tercih şansımın olmadığını bir kez daha yüzüme vurdu.Kara büyü yapacak, Helena'ya kendi görünümümü verecektim.Akşam saatlerinde ailemin yanında olacak,sabahın ilk ışıklarında krallığa dönecekti.Gündüzleri sözde bir işte çalışıyor olacaktı.Melody nerede çalıştığım konusunda bir takım sorunlar çıkaracak ve beni görmek isteyecekti,bu gibi problemleri akışa bırakmayı seçmiştik ama kafamda çok soru vardı.Ağırlığımdan kurtulmak için konuştum.
"Melezler ne olacak peki?Helena'nın peşine düşecekler.Bu büyüyü yapacağım belirsiz.Hadi yaptım diyelim büyü bozulursa ne olacak?"
diye sordum odada volta atarken.Helena güven veren yumuşak sesiyle konuştu.
"Benim için endişelenme,muhafızlar yanımda olacaklar." Melezler tek umutlarının artık ben olduğumu biliyorlardı,birkaç muhafızla güvende olmayacaktı.İçimi rahatlatmıyorlardı aksine sıkıntım gittikçe büyüyordu.
"Senin olmadığını anlamaları uzun sürmeyecek zaten,büyücüler ruhları hissedemeyecek ve Black p*çi burada.
Bir terslik olduğunu anlayacaklar."
dedi Silver.Onu tamamen unutmuştum.Birden aklıma kara bulutları andıran kasvetli bir şüphe düştüğünde prensin de bana aynı hisle baktığını gördüm.
"Ve oyunumuzu krala söyleyebilir."
dedim karanlık sesimle.
"O kadar uzun kalmayacak burada güzelim."diye karşılık verdi tehlikeli gülüşüyle.Aslan,avını seçmişti.Onu pençelerinin arasına alıp boynuna dişlerini geçirene kadar durmayacaktı.
Sisin çöktüğü o acı kahvelerinde birinin daha çığlıkları yankılanacaktı.
Son nefesini verirken gözleri ölüm meleğinde olacaktı.Prens elindeki sopayı ustaca döndürürken,ıslık çalmaya başladı.Ruhsal değişimi beni korkutsa da sessiz kaldım,o ne yapacağını bilirdi.Keyifli ve bir o kadar kayıtsız adımlarla dışarı çıktı.Kim bilir şeytanı hangi kartları açmıştı Black için?Helena ile baş başa kalmıştık.
"Black mi?"diye sordu o konudan habersizken.Yatağa oturup sırtımı yasladım,dizlerimi kendime çekip Helena'ya yer açtım.Krala Black'ten bahsetmemiştik çünkü yeterince dert yüzünden başı ağrıyor,uykuları kaçıyor olmalıydı ama Helena öğrenmeliydi.Black burada etkisiz olsa da dünya da benim için artık Helena için büyük bir tehdit oluşturuyordu.
"Black'in boyunu aşan işlere bulaştığını düşünüyoruz.Melezler için çalışıyor olabilir." dedim onun tarafından kandırılmaması için dua ederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Kalbinin Hançeri (Tamamlandı)
VampirosTesadüf,yakalarından sıkı sıkı tutmuş onları kirli oyunların,sırların,gizemin cirit attığı masaya karşılıklı oturtmuştu. Bir tarafta genç bir kız diğer tarafta vampir bir prens... Kara gölgeler sinsi tebessümleriyle birlik oluyor birbirlerini görmel...