Jimin gözlerini tavana dikti. Beş dakika önce sol tarafa yatmaktan sıkıldığı için sırt üzeri yatmaya başlamıştı.
Gözlerini kapattı. Karşı binaya taşındıkları için çıkan gürültüyü görmezden gelmeye çalışıyordu. Hoş, kimin taşındığını bilmiyordu,umurunda da değildi, sadece biraz daha sessiz olmalarını dilerdi.
Kedisi Mini yatağa hoplayıp yavaşça Jimin'in göbeğine oturdu, Jimin'in bir eli Mini'ye doğru giderken, diğer eliyle de hiddetli saçlarını karıştırdı. Sesi umursamamayı seçiyordu.
"Ben ne diye sarhoş oluyorum ki! Ne haddime benim sarhoş olmak?!"
Jimin dün sarhoşken yaptığı hatanın, pekala bu bir hata değildi fakat artık onu saatlerce rahat rahat izleyemeyecek olmanın farkına yeni varıyordu ve bu canını feci derece de sıkıyordu.
"Bir de ne dedim? Sana yirmi bir yalan ve bir doğru söyleyeceğim, ardından bana aşık olacaksın dedim... Bak, bana bak?! Yalan söylemek ve ben! Ya Taehyung bana embesil derken haksız da değil!"
Jimin bu sabah uyandığında kendini dünün anıları ile yüzleşirken bulmuştu. Dün gece içtiği bardakların sonucunda, kıskançlığı kanında bir ok gibi gezinmiş ve sonunda Yoongi'ye itiraf etmişti.
Jimin salak olduğunu düşünüyordu. Ki Taehyung'a göre sadece aşıktı. Fakat Jimin onu izleme fırsatını elinden kaçırdığı için salağın önde olduğunu söylemekte devam etmişti.
Jimin,Taehyung'un yanımda olmasını diledi. Onu rahatlatmasına ve uzun nutuklar çekmesine ihtiyacı vardı. Oysa elinde olan tek şey acıktığı için miyavlayan Mini ve dün gece aklına geldikçe çığlık atan beyniydi.
Yattığı yerden doğrulup Mini'yi kucağında aldı, evin içinde yavaş adımlarla yürüdü.
Fakülteye gitmemişti, evde kalıp depresyona girmek ona daha da cazip geliyordu ve ayrıca bugün Yoongi'nin izin günüydü, fakülteden sonra gidecek tek yeri spor salonu olacaktı ki, onu da canı istemiyordu.
Mini'yi yere bırakıp dolaptan sütü çıkardı, içine biraz ılık su koyup karıştırdı, ona mama almalıydı,canı dışarı çıkmak istemiyordu bu yüzden sütü kedinin önüne bırakıp,salona doğru ilerledi.
Telefonunu kavrayıp Yoongi'nin gizlice çekilmiş olan fotoğrafına baktı bir süre, kilit ve ana ekranında Yoongi'nin resmi vardı ve Jimin onun bu halini gördükçe, saçını başını yolmak istiyordu.
Hayatının aşkını, evet, Jimin Yoongi'ye hissettiği duyguların basit bir hoşlantı olmadığını anlayalı aylar oluyordu, şimdilik sadece telefonunun ekranından görebilecek olması onu üzmeye yetiyor hatta artıyordu bile.
Ekran kilidini kaldırıp, ana ekrana fotoğrafına baktı. Yoongi'nin gülümsediği bir fotoğraftı.
Ağır bir nefes aldı Jimin.
"Ah be adam! Yemin ediyorum minik kalbime eziyet ediyorsun. Ne güzelsin ya, iyi ki sana aşık olmuşum! Bir de salak olmasam, daha izleyecektim seni oysa ki, ah benim aptal kafam..."
Jimin telefon ekranını tombul parmakları ile okşadı bir süre, ardından birisinin duymasından korkuyormuşçasına fısıldadı. "Seni seviyorum Yoongi,biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XXI LIE | MYG×PJM
Fanfiction"Yoongi," diye fısıldadı Jimin aşık olduğu adamın toprak kahvelerine bakarken. "Sana yirmi bir yalan ve bir tane doğru söyleyeceğim , yirmi bir yalan ve bir doğrunun sonunda, bana aşık olacaksın. " - Yoongi×Jimin - 12012017 16062020 -