-
"Mini ben de dedim ki, her önüne geleni böyle sorgulayacaksan bu gece hiç bitmez bodyguard bey! Tabi ya dedim!"Mini yerde ki süt dolu kasesinden sütünü yavaşça içerken Jimin'i istem dışı bir şekilde dinliyordu.
"Neymiş, benim reşit olduğuma inanmıyormuş,bak bak bak. Ya benim IQ'um o adamınkinden daha fazla ne diye onun gibiler ile iletişim kurmak zorundayım ki?!"
Çırptığı malzemelerden oluşturduğu karışımdan bir kepçe alıp, teflon tava yüzeyine yaydı yavaşça.
"Taehyung'da gülüyor, bir şey dese hani bu çocuk reşit diye içim gam yemeyecek.Ama neyse dur, ben öğrendim o bodyguard bozması kas yığının adını, arabasını çizeceğim beklesin o. O kim ki beni,Park Jimin'i bara almadı. İnanabiliyor musun Mini ya!"
Jimin gözlerini bıyıklarını yalamaktan sütünü içemeyen Mini'ye çevirdi.
"Ya sen beni diniyor musun ben seni anlamıyorum ki? Sütünü içte büyü diyorum, içerken gaz çıkarıyorsun, ne pis bir kedisin sen ya. Neyse, sonra biz tabi el mahkum çıktık,giremediğimiz bardan, Taehyung gülmekten kendinden geçmiş bir halde, kendini yere vura vura gülüyor, puşt herif ya. Aklıma bir anda dank etti! Bir kahraman olarak günü kurtarmak zorundaydım, TaeSeok'un randevusunda üçüncü tekerlek olabilirdim ama onları randevusunu bozmak istemediğim için eve gitmek istiyorum dedim. Bu arada TaeSeok adını beğendin mi? Onlara ben taktım bu adı! Yakışmış değil mi!"
Jimin sevimli bir şekilde ona bakan kediye baktı. Kediyi içine sokası geliyordu.
Derin bir nefes alıp devam etti.
"Sonra ben eve gelmek istediğim için Taehyung ve Hoseok'u zorla içeri girmeleri için ikna ettim. "Jimin tavada ki hamuru çevirirken Mini'ye kısa bir bakış daha attı. Kendini mutfakta ki tüylü paspasın üzerine atmıştı.
"Kime ne anlatıyorum? Neyse, ikna ettim derken de,sadece bir defa söyledim, koşarak gitti pislikler. Bende eve geldim,işte sen de buradaydın, mama ister misin kızım? Sana süt dışında mama alacağım söz veriyorum. Al biraz hamur ye."
Pişmiş hamurlardan birazını küçük parçalara bölüp Mini'nin tabağına ekledi.
"Öyle işte Mini, oh ya, konuştum rahatladım. Keşke sende konuşabilsen eminim derdin ki -"
"Keşke sahibim biraz sussa da bende rahata ersem." Yoongi uykulu gözlerini mutfakta ki kediye ve durmadan konuşan Jimin'e çevirdi.
"Hayır hiçte öyle demezdi." Jimin kollarını göğsünde bağladı.
"Mini,kızım eğer ben haklıysam bir defa miyavla, Jimin haklıysa sessiz kal."
Jimin, Mini'nin sessiz kalacağından o kadar emindi ki, yüzünde büyük bir gülümseme ile tımarlanan kediye baktı.
Mini yalanmayı bıraktıktan sonra gözlerini Jimin'in gözlerine dikerek bir def yüksek sesle miyavladı.
Sarsılarak gülmeye başlayan Yoongi eğilip onu kucağına aldı,sarı tüyleri arasında güçlü parmaklarını oynatıp severken büyükçe kıkırdamaya devam ediyordu.
"Seni sokağa atacağım, pis kedi."
Elini ona doğru uzatıp haylaz bir tonda söylese de, Yoongi ve kucağında ki Mini ile karşısında duran bu görüntü, onun favorisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XXI LIE | MYG×PJM
Fanfiction"Yoongi," diye fısıldadı Jimin aşık olduğu adamın toprak kahvelerine bakarken. "Sana yirmi bir yalan ve bir tane doğru söyleyeceğim , yirmi bir yalan ve bir doğrunun sonunda, bana aşık olacaksın. " - Yoongi×Jimin - 12012017 16062020 -