XXI LIE | MYG×PJM

|×|

Bölüm boyunca lütfen bu şarkıyı dinleyin, bitince yeniden açın. Medyaya da bıraktım her ihtimale karşı. Çok çok sevdiğim bir coverdır  ve beni çok rahatlatır.  Sizi Seviyorum,öpüyorum 💋

-

Min Yoongi'nin burnu, ufacıktı. Kirpikleri sık, kaşları hafifçe çatılmıştı. Bir eli yastık ve  yanağı arasında, diğer eli hemen onun yanında küçük bir yumruk halindeydi.  Saçları dağılmış, üzerinde ki atlet köprücük kemiklerini açmış, şortu baldırlarına doğru yukarı kıvrılmıştı.

Örtüsü yerde, bacakları karnına doğru çekilmişti. Hafif aralık olan ağzından ufak seslerle nefes alıyor, aldığı nefes Jimin'in yüzüne vuruyordu.

Jimin, fırçalanmış naneli nefesi yavaşça soluyordu. Normalde olsa başka birisinin nefesini hissetmek onu iğrendirirdi ama Yoongi'nin nefesi sanki onu hayata bağlıyordu.

Tombul parmakları yavaşça yastığına tırmandı. Min Yoongi'nin burun kavisine dokunmak için hareketlenmişti ki, parmaklarını hemen geri çekti. Eğer Yoongi uyanırsa,onu daha fazla izleyemezdi.

Elini kendi başının altına yerleştirdi. Mini ikisinin arasında uyuyordu, şafak sökmek üzereydi ve Park Jimin, dün izledikleri filmin etkisinden çıkamamış olmanın verdiği duygu ile uyuyamamıştı.

En başta Yoongi'yi uyandırmayı düşündü. Daha sonra onu izlemenin ne kadar keyifli olduğunu fark etti ve öylede kaldı.

Ciğerlerine çektiği hava, Min Yoongi'ydi. Kirpiklerinin gölgesini sayabilecek kadar yakın, ama ona dokunamayacak kadar da uzaktı.

Burnunun üstüne çok hafif, yalnızca  çok yakından fark edilecek çiller vardı ve Jimin, bir kaç hafta öncesine kadar oturduğu masadan izlediği adamın şuan yanında yatıyor olmasına hala şaşırıyordu. Önceleri yalnızca perçemlerinin yüzünde oluşturduğu gölgeleri görebilirdi, oda yoğun ışık altındaydı. Fakat şimdi ay gök yüzünde sallanırken, Min Yoongi'nin çillerini sayabiliyordu.

"Seninle ne yapacağım ben?" Diye fısıldadı yavaşça Jimin.
"Sana bakınca öyle güzel hissediyorum ki, kendi çirkinliğimi bile unutuyorum Yoongi."

Kelimeler iki durak arasından o kadar kısık bir volumde çıkıyordu ki, Jimin sesinin acıdığını hissediyordu.

"Keşke benim olsan." Dedi, canının acısını önemsemezken.

"Keşke, benim olsan... Başka hiçbir şey dilemem."

Mutfakta ki saatin yalnız tiktakları Jiminin gece boyunca dinlediği tek şarkıydı.

"Parmak uçlarımla severdim seni. Saç tellerine bile zarar vermeden, dudaklarını narince tadardım. İncitmeden severdim seni, Min Yoongi."

Eve yeni giren alt komşularının sesini işitti aynı zamanda yan dairede ki kadın yeni uyanıyordu. Mini'nin uzun tüyleri bacaklarına değiyor, Yoongi'nin nefesinde bulduğu huzuru binlere, milyonlara katlıyordu.