~|6.BÖLÜM|~ : 'Zık...kım Zülal. Zıkkım'

1.2K 102 88
                                    

Çarşıdaki işlerini nihayet halledebileceğini düşünen Vahab, Cihan olabildiğince sakinleşince yanlarından ayrılmıştı. Tuvaletten çıkan Aliye ise kızkardeşiyle birlikle celladı kesilmiş gözlere doğru ilerledi korka korka. Cihan'ın gazabından olabildiğince sakınmak için sessizce arabaya binmişlerdi. Yol boyunca Cihan ne kadar kızdıysa da ağızlarını bile açmadılar.

Asiye hâlen olanlar yüzünden tebessümünü yüzünde muhafaza ederken, camdan dışarıyı seyretmeye başlamıştı ikizi.

Sinir krizi geçirmek üzereydi. Oruca niyet etmiş, regli engel olmuştu. Süslenmek istemiş, Cihan yüzünden vazgeçti. Dahası sadece eniştesini kırmamak için görüşmeye gitmiş, bir ton azar yemişti. İşleri neden hep ters gitmek zorundaydı? Cihan neden ondan nefret ediyordu? Cevabını bu sabah almıştı aslında. Aptal olduğu için.

Hiçbir işi rast gitmediği gibi tekrardan bir ağlama krizi hissetti burnunun direğinde. Toparladı kendini hemen. Şu saçma günü bitirmeyi diledi sadece. Bir de akan rimelini temizleyebilmeyi.

Eve geldiklerinde sadece üstünü çıkarıp, yatağa girebilmişti Aliye. Öylesine yorgunduki. Zülal'in gizlice getirdiği sıcak çayı içip, içini ısıttı.

"Ah benim ikizlerim neler gelmiş başınıza?"

Zülal'i ayağının üstüne oturtmuştu Aliye. Üşüyen ayaklarını bir türlü ısıtamıyordu. Patikten de nefret ediyordu. Lanet regl!

"Anlamadığım biriniz ölüm döşeğinde, diğeriniz neden bulutların tepesinde?"

Sorunun muhattabı Asiye oralı bile olmamıştı. Camdan dışarıyı seyretmeye devam etti.

Bahçede otelin evrak işleriyle uğraşan Vahab ise izlendiğini bilmiyor, konsantre olmuş kağıtlara gömülmüştü.

"Kime diyorsam?" diyen Zülal, Aliye'nin başını okşamaya devam etti.

"Görüyorsun değil mi nasıl da nefret ediyor benden?"

"Abim senden nefret etmiyor be güzelim. Sen hep onun ters tarafına denk geliyorsun."

Hiddetle karşı çıktı Aliye. "Asiye de oradaydı. Neden sadece bana kızdı peki? Ben söyleyeyim. Çünkü benden..."

Daha fazla dinlemedi Zülal. Her ne kadar Aliye'yi teselli etse de abisinin haksız olduğunu biliyordu. Defalarca şahit olmuştu ki Aliye'ye olan tutumu çok tutarsız ve aleladeydi. O an içlerinde bulundukları duruma göre hiddetleniyor, şiddetliyle yerle bir ediyordu Aliye'yi. Biçare Aliye ise hatayı Cihan'da arasa da hep kendine tosluyordu.

İç çeken Asiye, odadan sessizce çıkmış, bahçeye inmişti. Sessizce Vahab'ın karşısına oturdu. Bir yanı seslenmek istese de diğer yanı usulca izlemeyi tercih ediyordu.

Etrafındaki hareketliliği farkeden Vahab, düşük numaralı hipermetrop gözlüğünü çıkarıp, göz çevresine masaj yaptı. Gözleri birkaç kırpıştırma sonra netleştiğince karşısında ona sırıtarak bakan Asiye'yi farketebilmişti nihayet.

"Hayırdır?"

"Hayır olsun, bir hayrımız eksik zaten."

Gülümsedi Vahab, tutulan omuzlarını ileri geri oynatırken.

Masanın üzerindeki gözlüğü aldı Asiye eline. Yakını net görememek nasıl bir şey diye düşünürken, gevşek eşarbının kenarından kulağının üzerine yerleştirdi. Gözlerini olabildiğince açıp etrafı süzerken, sırıtan Vahab telefonun kamerasını açmıştı. Ard arda flaş sesleriyle şaşıran Asiye, Vahab'a bulanık gördüğü gözlüğün ardından bakmıştı. Kahkahasını koyveren Vahab, çektiği resimleri göstermişti gözlüğü nihayet çıkaran kıza.

Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin