~|31. BÖLÜM|~ : Zakkum Çiçeği

610 71 44
                                    

Vakit akşama çalarken Kızılhan kadınları kendilerini bahçeye atmışlardı. Amine Hanım elini bir dizine vuruyor bir göğsüne kaldırıyordu.

"Nerede benim kızım!" diye feryat ediyor, Aysun Hanım'ın onu sakinleştirmesine izin vermiyordu.

Öte yandan Cemile Hanım kızlarıyla beraber Hacer Hanım'a mukayyet olmaya çalışıyorlardı.

Surlara peş peşe araçlar girmişti. Hemen önleri kesildi.

Kızlar arabalardan hızla inerken, erkekler temkinle araçları çalışır vaziyette bırakmışlardı.

"Hâlâ bulunamadı mı?" diyen Zülal annesine bakıyordu.

"Yok!" diye bağıran ise Amine Hanım'dı. "Yer yarıldı da içine düştüler sanki. Vahab dedi işimiz var. Aldı götürdü kızımı. Ne telefonları açık ne de onları gören var."

Arka araçtan inen Kızılhan büyükleri olayı devraldığında akşamın karanlığı iyiden iyiye yüzleri karartıyordu.

Hareketlilik farketilmeyecek gibi değildi. Serkan perdeyi aralamış seyrediyordu.

"Mahmut'la beraber kameraları inceleyin. En son nerede görülmüşler bulun!" derken iyiden iyiye uzayan sakallarını karıştırıyordu sıkıntıyla.

"Neyden şüpheleniyoruz?" diyen Açelya çoktan bilgisayarını açmıştı.

"Bilmiyorum. Ama Zehra'ların uğradığı saldırı, Cenk'in tedbiri ve Vahab'la Asiye'nin aniden yokoluşu... Dışarıdakilerin telaşına bir bakın. Normal değil."

Tereddütle sordu Mahmut. "Bizim bilmediğimiz bir şey olabilir mi?"

"Başka bir sır mı?" diyen Açelya Serkan'a bakıyordu.

Serkan ise yanıt veremeyecek kadar derin düşüncelere dalmıştı.

Her şeyi bildiklerini düşünürken hiçbir şey bilmeyen onlar olabilir miydi?

🍂🍂🍂🍂🍂

Anahtarın sahibi olduğu gizemli kapı gıcırdayarak ardına kadar açılırken Asiye'ye şaşkınca bakıyordu Vahab. Anahtar gerçekten kapıyı açmıştı. Ama nasıl? Onların evinin altında olan bir yerin anahtarı Serkan'da ne arardı?

Elindeki titreyen Vahab'ın telefonuna bakan Asiye şarjın bitmek üzere olduğunu görmüştü. Telefonun feneri kapanıp onları karanlığa boğarken sertçe yutkundu. Öyle ki tükürük bezleri kurumadan evvel en acı tatı bırakır gibi bozmuştu ağzının tadını. Düşünceleri karmakarışıktı.

Bu Serkan kimdi böyle? Onların ailelerine ait belgeleri kutusunda saklıyor, gizli çukurlardaki odaların anahtarına sahip olabiliyordu? Kimdi, kim?

Hemen kendi telefonunun ışığını tavana kaldırmıştı Asiye ortamı biraz da olsa aydınlatabilmek için. İleride onları bekleyen karanlık oldukları karanlıktan daha fazla aydınlığa muhtaçtı sanki.

"Kahretsin!" dedi kendi şarjının da onları çok uzun süre idare edemeyeceğini farkedince.

Vahab Asiye'nin direğine koydu elini. "Sesleri duyuyor musun?"

Başını yukarı kaldıran Asiye etraftan gelen boğuk sesleri anlamak için bir süre dinledi.

"Bizi arıyorlar?"

"Sanırım. Ne zamandır buradayız?"

Vahab'ın telefonu titreyerek kapanırken kendi telefonunun ekranına yaklaştırdı yüzünü.

"Öğleyi biraz geçiyordu ben perdeleri yolladım. Yaklaşık altı saattir buradayız."

"Ne? Altı mı? Oldu mu o kadar?"

Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin