Gençler Açelya'nın ardında yan yana dizilmişlerdi. Vahab, Mahmut'la Serkan'ın arasına girmişti. Zülal ikizlerin yanında duran Benan'ın elini tutmuştu. Abdullah, Cihan'ın birkaç adım sağında, Ali Ömer'e daha yakındı.
Çocuklarını kaybettiğinin korkusuyla sarsılmış olan Vahit Bey, ellerini kulaklarına kapatarak etrafında bir tur dönmüştü sevinçten. Sınandığı birkaç dakika yüzünden delirecek gibi olmuştu.
"Biz oradaydık. Sizi nasıl göremedik?" derken sevinç göz yaşlarını döküyordu Cebbar Bey.
Davut öne atıldı. Tanımayanların bile görebileceği öfkesi sadece onu gerçekten bilenlerin anlayabileceği acısının üzerini kaplamaya çalışıyordu.
"Yerin altında mükemmel bir sığınağınız varmış."
"Siz..." diyen Hasan Bey'di. Olanları anlamakta ve konuşmakta hayli zorlanıyordu.
Cebbar Bey devralmak istedi konuşmayı. "Her şeyi..."
"Her şeyi duyduk baba!" diyen Asiye'ydi. "Ah! Baba dedim. Çünkü başka ne diyeceğimi bilemiyorum. Siz... Siz ne yaptınız böyle?"
Asiye'nin gözleri kısılıyordu gözyaşlarından bir an evvel kurtulmak için.
Amine Hanım korkuyla öne atıldı. "Kızım... Duyduklarınızı boşverin lütfen bizi..."
Aliye şiddetle karşı çıktı. "Neyi boş verelim anne?" derken ikizinin elini bırakmıştı. "Anne... " dedi duraksayarak. Gözlerini, bilgece parlayışına hayran olduğu gözlere dikti sonrasında. "Sana anne dediğimde yüreğin sızlamıyor mu hiç?"
"Çocuklar duyduklarınız gerçekler değil. Bizi dinleyin..."
Aysun Hanım'ın söyledikleriyle Zülal kaşlarını çatmıştı. "Bunlar da mı gerçek değil?" dediğinde dudaklarındaki gülümsemenin sızlayan burnuyla bir alakası yoktu. "Sizin gerçeğiniz ne Allah aşkına? Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?"
Benan seslere uyanmış oğlunun ağlamasına daha fazla dayanamamıştı. Cemile Hanım'ın kollarından çekip aldı Aras'ı.
"En azından onun oğlum olduğunu biliyorum," dedi annesinin yüzüne sadece bir saniye bakarken.
"Kızım... Sen benim kızımsın. Vecihe, Behiye neyse sen de osun. Kimden ne duydunuz bilmiyorum ama..."
"Sizden duyduk anne," diye araya girdi Behiye. "Tam olarak sizden duyduk."
"Bu sizin için hissettiklerimi değiştirmez!"
"Senin için..." dedi Benan fısıltıyla. "Senin için farketmez. Ama bizleri kopardığınız gözü yaşlı bir başka anne varsa şayet onun için çok şey değiştirir."
Açelya'nın hıçkırıkları bir an olsun kesilmezken, kontrol edemediği adımları Hacer Hanım'a götürmüştü onu. Önünde diz çöktü. Bedeni aldığı kesik nefeslerle öne arkaya sarsılırken yaşlı kadının ellerini tuttu. Hacer Hanım hevesle bakmıştı yüzünü ezberlemeye çalıştığı kızın suratına.
"Adın... Açelya değil mi?"
Açelya başını salladı.
"Peki gerçek adım?" diye sordu Açelya. "Gerçek ailem? Neredeler? Onları bulmama yardım et. Geçmişte yaptığınız her şeyi unutayım. Lütfen!"
Mahmut, Açelya'yı hiddetle kaldırdı ayağa.
"O kadına yalvarma! Acıyacak olsaydı daha bebekken acırdı sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~
General FictionKızılhan Surları... İçinde kocaman bir aile. Dışında kalın surlar. Derinlerinde ise can yakacak olan sırlar. Kızılhan surları yıllar sonra yalanları farketmeye başlayan çocuklarının büyümesiyle alacaktı ilk darbelerini. Ve her şeye rağmen aşka tutu...