~|FİNAL- I|~

1.1K 74 94
                                    

Ev mahşer yerine dönmüştü birden bire. Polisler tutsak Kızılhan'ların ellerini çözerken, yaralılar için ambulans çağırılmıştı. Yakalanan korumalar araçlara yerleştirilirken, meraklı gözler için de defalarca uyarılar veriliyordu. Nihayet ambulans geldiğinde siren seslerinin boğduğu evden bir acı haber daha duyulmuştu.

Bir grup alt kata inmişti kalanları kurtarmak için. İşte o zaman öğrenilmişti sevdiklerinin ondan ayırıldığında patlayan silah seslerine Ethem Bey'in daha fazla dayanamayıp kalp krizi geçirdiği. Tüm çabalara rağmen kurtarılamayacağı anlaşıldığında, sedyeye ruhsuz bedeni yüklenmişti.

Hasan Bey direkt Benan'ı kucaklayıp sakinleştirirken, Vahit Bey Asiye'nin baygın bedeninin başında hararetle titreyen Aliye'yi sarmıştı kollarıyla. Serkan'ın öldüğünü kabullenemeyen Vahab ambulanstan inen görevli gelene kadar yaraya bastırmayı bırakmazken, Hacer Hanım kendini karşılayan kocasının bedeni başında ağıtlarla dövünüyordu.

Ali Ömer kendinden geçen Asiye'ye sürünerek yaklaşmaya çalışırken, Mahmut haykırışlarla ağlıyordu. Öyle bir andı ki ambulansların sirenleri bile Vahab'ın şiddetli bağırışlarının önünü kesemiyordu. Durmadan bitmedi diyordu. Neyden bahsettiğini kendi bile bilmiyordu. Ama bir Asiye'ye bir babasına bakıyor, Serkan'ın nabzına baktıktan sonra başını olumsuzca sallayan görevliye inat yaraya bastırmayı bırakmamakta ısrar ediyordu. Bitemez diyordu. Bir şeytanın canına karşılık bunca günahsızın canı edemezdi. Bir hatanın bedeli böylesine ağır ödenemezdi.

Cihan küfürler eşliğinde yerinden kalkıp Ali Demir'in cansız bedeninin başına gitti. Açık kalan gözlerinin karşısına geçip kalan gücüyle vurmaya başladı. İki polis memuru onu tutmaya çalışırken, mahşere dönen evin kapısı açılmıştı.

Evine çocuklarıyla dönen kadın kocasının ceseti ve birçok hırpalanmış, vurulmuş insanla karşılamıştı. Şok olup olduğu yere çökerken, evlendiği adamın gerçekte kim olduğunu polislerden öğrenecekti.

Ambulanslar peş peşe olay yerinden nihayet ayrıldığında dört ölü ve bir ağır yaralıyı hastaneye yetiştirmeye çalışıyorlardı.

🍂🍂🍂🍂🍂

~Birkaç saat sonra~

Hastane o gün Kızılhan'ların ağır yüküne adamıştı şifacı ruhunu. Morgu beş Kızılhan'ı misafir ederken, koridoru gençlerle dolup taşmıştı.

Zehra'yı sedyede Cenk zoraki tutarken, Zülal'le Aliye'yi Hasan Bey'in kızları sakinleştirmeye çabalıyordu. Mahmut, Süheyla Hanım'ın sinesinde için için ağlarken, Abdullah'ın kendine gömülüşüne yoldaşlık ediyordu Sanem göz yaşlarıyla. Cihan annesini sora sora uyuyakalan Taha'yı kucaklamış bir köşe çekilmişken, Ali Ömer morgun önünde yalnızlığına hapsolmuştu. Benan, oğluyla beraber hâlâ gelmemiş olan Açelya'yı beklemek için hastanenin girişinden ayrılmazken, Davut hemen yamacına çökmüştü tüm pişmanlığıyla. Vahab annesinin dibine çökmüş babasının yasındayken, Vahit bey çocukların arasına karışmıştı.

Herkesin son umudu ameliyata alınmış Asiye'ydi. Yaslı bekleyişin tek amacı gencecik kızın iyi haberini duymaktı. En büyük korkuları morga bir canın daha girişine tanık olmaktı.

Vahab'ın yüreği o saatlerde ikiye bölünmüştü. Babasıyla Serkan'ın ölümü bir yanını küle çevirmişti. Asiye'nin bekleyişi ise diğer yanını yakıyordu. Annesinin hıçkırıklarla titreyen omzuna koydu başını. Göz yaşları tükenen gözleri kısacık bir an kapandı. Geri açacağını sanmıştı. Oysa zihni onu korkusuna götürmüştü.

Asiye'nin odasının kapısı açıktı. Tedirgince adımını içeri attı Vahab. Asiye'yi buldu gözleri gece gökyüzünü aydınlatan ay gibi. Yanına gidip gitmemekte tereddüt etti. Az evvel hastane koridorunda olduğunu biliyordu. Ama canlı kanlı karşısındaydı Asiye işte. Usulca oturdu yanına Vahab çok diretmeden. Gerçek olup olmadığını anlamak istedi. Derince bir nefes çekip eşarbını tuttu Asiye'nin. Sanki tutuşunu bekler gibi eşarp avuçlarından kayıp gitmişti. Saçları gecenin aydınlığında nehir gibi parlıyordu. Hastanede olup olmadığına emin olmak istedi. Ama sanki rüyayla gerçek yer değiştirmiş gibiydi. Babasını kaybedip, koridorda ağlamaktansa Asiye'nin karşısında oturuyor olmak daha olası geliyordu gözüne. Hevesle gülümsedi Vahab. Karşısındaki kızın saçlarına dokundu parmak uçlarıyla. Yumuşaklığını hissetti. Ama Asiye onu farketmemiş gibi cama dayandırılmış yatağının avantajıyla görebildiği bahçeye bakıyordu. Gülümsesi büyüdü Vahab'ın. Asiye yaşıyordu. Karşısındaydı.

Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin