~|35. BÖLÜM|~ : Gerçeklere Adım Adım (I)

617 74 25
                                    

Ertesi gün güneş tüm uyuşukluğuyla sanki santim santim aydınlatmaya çalışıyordu yeryüzünü. Kızılhan topraklarına değmemek için azami bir çaba sarfediyor gibiydi. Olacak olanı biliyormuşçasına günü getirmeyerek ertelemek istiyordu. Ya da sonbaharın yaprakları ilk bakışta farketilmeyecek kadar sararttığına küskün yazı geri çekiyordu.

Güneşin ruhu Kızılhan gençlerine de sirayet etmişti. Herkes görünürde yorgunluktan aslında bezginlikten çekilmişti köşelerine. Hasan Bey erkeklerin işe gitmemek için uyuşukluk gösterdiklerini iddia ederek evden kovalarken, Aysun Hanım kızlara güç bela iş yaptırıyordu. Normalde evi baştan aşağı süpürüp silen kızlar her odayı temizledikten sonra yarım saate yakın molalar veriyor ve bu molalarda şen şakrak sohbetler etmek yerine sessizce bir yere oturuyorlardı. Amine Hanım havanın verdiği buhrandan olduğunu söyleyerek kızları harekete geçirmek için her yolu denemiş sonunda pes ederek yeni başladığı hatmini okumaya gitmişti.

Cemile Hanım çaktırmadan kızlarının çeyizlerini hazırlığa koyulmuş, müstakbel dünürüyle isteme gününü kararlaştırmıştı. İki gün sonra aile arasında gerçekleştirilecek olan istemenin hemen ardından sade bir nişan uygun görülmüştü. Kına gecesi ve düğünün diğer ritüellerin yanında sönük kalmasını istemiyorlardı. Hasan Bey'in dileği ilk Behiye'nin evlenmesi, Vecihe'nin düğününün yaza yapılmasıydı. Birden iki kızını da gelin etmek istemiyordu. Fakat damat tarafı çifte nikah istiyor ve bunda diretirken Ethem Bey'in desteğini alıyorlardı. Akşam aile arasında yapılan bir görüşmeyle son karar verilecekti neyse ki.

Nihayetinde işler yarım yamalak tamamlanmış, kızlar mutfakta toplanmıştı. İlk söze başlayan Benan olmuştu. Eli ağrıyan başına gitmişti bezginlikle.

"Bugün halamın ağzını arama işini kesin halletmemiz lazım. Aynı zamanda evin temizliğine de el atmalıyız. Akşam damat tarafı son karar için gelecek."

"Daha az evvel temizledik ya!"

"Aliye... Hepimizde biliyoruz ki kimsenin içinden gelmeden yapılmış işlerdi. Gram temiz olduysa gel yüzüme tükür. Ayrıca temizlik benim kızların istemesi için. Nişanı da aradan çıkaracaklar o gün."

Zülal isteksizce bakmıştı. "Bunca şeyin içinde bir de nişanla mı uğraşacağız?!"

Behiye, Zülal'e baktı kırgınca. Her ne kadar çok iyi anlaşamıyor da olsalar Zülal'i her istemeye geldiklerinde Behiye yakınmadan girişmişti temizliğe. Evlilik olsun olmasın aileleri rezil olmasın, saygıda kusur edilmesin diye o gün hiç arıza çıkarmamıştı.

Zülal söylediği sözün kırıcılığını ancak farketebilmişti.

"Ben o anlamda demedim. Sizin en mesut gününüz benim için de özel bir gündür. Mutluluğunuz benim mutluluğumdur. Ben sadece denk geldiği döneme isyan ettim. Behiye bana kırılma lütfen."

Behiye gülümsedi hafifçe. Konuşmayı kendi lehine çevirebilecek olan Asiye ise hemen atlamıştı.

"Benim için de bu nişan çok önemli. Bakma öyle Vecihe. Yaptığınız oyunu unuttum gitti. Saçma sapan kırgınlıklarımızı boşverelim. O şerrin altından size hayırlı kısmet çıktı. Mevzu bitti kapandı. Benan abla, gel beni dinle. Halamla konuşmayı ben yapayım. Zülal'le Aliye size yardım etsin. Kızların kıyafeti, şalı, makyajı, bizim kıyafetler falan hepsiyle ilgilenmelerine yardım etmek gerek. Bugün sen, Aliye, Vecihe, Behiye çıkın alışverişe. Hepimizin zevki, bedeni belli ona göre alın bir şeyler. Zülal de hem Aras'a bakar hem Zehra ablamın yanında durur. Akşam yemeğini annemler halletsin bugün. Sonra büyükleri yalnız bırakalım dünürleriyle geçirsinler akşamı. Halamla konuşurken Vahab da yanımda olursa daha iyi olur aslında. Hem annesinin hâlinden tavrından anlar, hem de ben tek başıma dikkat çekmem. Yarın sabah da erkenden dip baca amcamların evi temizler, ikindiye kalmadan yemeklere, tatlılara, tuzlulara başlarız. Akşam üzeri herkes hazırlığını yapar dört dörtlük karşılarız misafirleri. Nişanımız eksiksiz olur, kızların gönlü hiçbir şeyde kalmaz. Ne dersiniz?"

Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin