~|42. BÖLÜM|~ : Naif Bir Kadın

661 66 102
                                    

"Ethem'i kendimi bildim bile sevmiştim," diye söze dahil oldu Hacer Hanım. Anlatma sırası ona gelmişti. "Evlendiğimizde her şeyi başarmış gibiydik. Hayallerimizin hepsi gökteki yıldızlar kadar uzakken artık damarlarımızdaki kan kadar yakın olmaya başladığını hissetmeye başlamıştık. Yuvamız her geçen gün çocuk sesleriyle doluyordu. Her biri ismini bizden soyadını bizi sahiplenen aileden alırken, bizim de bu hayata geliş amacımız oluşmaya başlamıştı. Kimisi doktor olup hasta iyileştirirken, kimisi avukat olup adaleti sağlardı ya. Bizim bu yetimliği yaşama sebebimiz başka yetimlerin hâlini anlamamız içindi. Koskoca yetimhanenin bize kalışı içini gariplerle doldurmamız içindi. Ve yaralı çocuklara denk gelişimiz onları sahiplenip aile kurmamız içindi. Ya da biz öyle olduğunu düşünmüştük. Cihan ağabeyim, Cebbar, Vahit, Hasan ve Ethem birlik olup melek gibi yavruları haketmeyenlerin elinden almaya karar vermişlerdi. Biz kadınlarsa ormanına çakal sokmamaya and içmiş dişi aslanlar gibiydik. O çocuklara güzel bir gelecek verecektik. Belki haddimiz değildi ve legal değildi hatta belki de suçtu yaptığımız ama o çocukları kurtarmayı kendimize yol bellemiştik."

Ethem Bey karısının elini tutup konuşmayı devraldı.

"Cihan ağabeyimizle bir gün bir evden kavga sesleri duyduk. Aileyi takip ettik. Sıradan kavga edip hayatlarına devam eden ailelerdi. Birkaç günümüzü harcamıştık ama çocuklarını sevdiklerini görmemiz oradan uzaklaşmamıza yetecekti. Fakat orada bulunma sebebimiz o gün ayrılmaya karar vermemizden birkaç saniye sonra ortaya çıkmıştı. Evin önünden başka bir çocuk geçiyordu. Konuşması daha tam oturmamış, ellerinde satmaya hazır mendiliyle dolanan sarışın bir çocuk. O çocuk sendin Serkan. Orada bulunma amacımız sendin."

Serkan şok olmuş bir şekilde bakıyordu karşısındaki adama. Hayatının hiçbir anısında mendil sattığı yoktu. Bir aile hatırlıyordu sadece. Ama böyle bir şeyi anımsamıyordu bile.

"Hatırlamayacak kadar küçüktün. Ama ailen sandığın insanlar tarafından dilendiriliyor, mendil satmak için gece yarılarına kadar çalıştırılıyordun. Çünkü sokakta bir çocuğu dilenirken gördüğünde para vererek vicdanlarını rahatlatabileceğini düşünüyordu insanlık. Kimse o çocuğun peşine düşmüyordu. Hayatlarını riske atmak istemiyordu. Ama biz bir avuç yetim hayatımızı buna adamıştık. Serkan'ın peşine düşüp aileyi bulduk. Orada bizi bekleyen küçük bir kız çocuğu da vardı; Açelya. Onları oradan kurtardık. Ya da sizin değiminizle kaçırdık. Pişman mıyız? Hayır! Yine olsa yine alırdık kibrit yakıp ısınmaya çalışan minik çocukluğunu."

"Fakat bu şekilde değil," diye ekledi Hacer Hanım.

Serkan ne diyeceğini bilemiyordu. Ağzı bir açılıyor bir kapanıyordu. Ömrü boyunca bu aileden nefret etmişti. Aylarca planlar yapmış, en ince ayrıntısına kadar araştırmalar yapmıştı. İnlere kadar girip çocuklarını kendi safına çekmişti. Savaşı kazanmış olması gerekirdi. Lanet bir yerde kısılı kalıp bu güzel yalanlara inanacak olmak fikirlerinin arasında hiç olmamıştı.

"Ama..." diye başlamak istedi. Ama birkaç amadan öteye gidemedi. Ama böyle olmamalıydı. Ama ben buna hazır değildim. Ama ben inanmıştım. Ama ama ama...

Hacer Hanım eliyle susturdu karşısında afallayan çocuğu.

"Ama yanlış yolu biz seçmiştik. Geçmişi kurcalayacağınızı bilemezdik. Ya da suç işlemeye başladığımızı. Bize yardım edecek kimsemiz yoktu çocuklar. Sizin de yoktu; bizden başka. Ve biz çok gençtik. Genç olmamıza rağmen şefkatliydik, masumduk, cesurduk. Ve sizi çok sevdik. Sadece hapsedildiğiniz karanlıktan kurtarmak istemiştik. Bu dünyanın kanunları, düzeni, yaşayışı umurumuzda değildi. Sadece kendi kurallarımızla yaşıyorduk. Kızılhan dünyasına sizi davet etmek istemiştik," derken sesi yaşına rağmen bir çocuk gibi titremişti. "Serkan ben hepinizi kendi çocuğum gibi büyütecektim. Fakat senin büyük olmanı hesap edememiştik," dedi Serkan'a acıyla bakarak. "Bizden hep çekindin. Diğer çocuklar gibi seni sevmemize izin vermedin. Bir gün Ethem Bey kaza geçiren bir taksicinin karısıyla beraber geldi. Kadının çocuğa bakacak gücü yoktu. Kocasından geriye yıkık dökük bir araç kalmıştı. Onun için aracı yenilettik."

Zakkum Çiçeği ~BİTTİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin